Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Şirket Hisseleri”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejimi tasfiyesi davasında, bazı malların tasfiye kapsamına girip girmediği, giren malların değerinin nasıl belirleneceği ve davanın kısmi dava olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerekirken kısmi dava olarak kabul etmesi, bazı malların tasfiye değerinin belirlenmesinde hatalı değerlendirmelerde bulunması, şirket hissesinin kişisel mal olarak kabulünde ispat yüküne ilişkin yanılgıya düşmesi ve şirketlerin değerinin tespitinde yetersiz bilirkişi raporuna dayanması hatalı görülerek hüküm kısmen bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla davalı mirasçılara taşınmaz ve şirket hissesi devrettiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, davanın reddine ilişkin verilen kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından değil, davalılar tarafından üçüncü kişilerden edinildiği, dolayısıyla mirasbırakandan mal kaçırma amacıyla devrin söz konusu olmadığı; ancak mirasbırakanın kurduğu şirkete yaptığı katkı payının akıbeti ve davalılara devri iddialarının Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen genel muvazaa hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içinde edinilen mallara katılma rejimine tabi eşlerden davalı-karşı davacının evlilik birliğinden önce kurulmuş olan şirketindeki hisselerinden elde ettiği gelirlerin, davacı-karşı davalının katılma alacağı kapsamına girip girmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliğinden önce eşlerden birine ait olan şirket hisseleri kişisel mal olsa da, evlilik birliği süresince bu hisselerden elde edilen gelirlerin edinilmiş mal sayılacağı ve katılma alacağı hesabında dikkate alınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların holding hisselerini paravan şirketlere devretmek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemlerin nitelikli dolandırıcılık mı yoksa hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu mu oluşturduğu, eylemlerin katılan sayısınca zincirleme suç mu yoksa tek bir suç mu olduğu ve sanık ... hakkında TCK'nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların şirket yönetimindeki yetkilerini kullanarak şirket malvarlığı üzerinde tevdi amacına aykırı tasarrufta bulunmalarından sonra bu tasarrufların ortaya çıkmaması için hileli davranışlar sergilemelerinin eylemlerini dolandırıcılık suçuna dönüştürmeyeceği, şirket aleyhine hizmet ilişkisiyle bağdaşmayan tasarruflar yapmalarının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, şirketin tüzel kişilik kazanması ve doğrudan şirketin zarar görmesi nedeniyle eylemlerin zincirleme suç değil tek bir suç teşkil edeceği, tüzel kişiye karşı suç işlenmesi nedeniyle TCK'nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık hükmünün uygulanamayacağı ve sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açılmadığı halde mahkumiyet kararı verilmesinin usule aykırı olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının sanık ... yönünden kaldırılmasına ve diğer sanıklar yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kooperatif hissesi devri sözleşmesi kapsamında davacının, davalıların murisine ait diğer bağımsız bölümler ve şirket hisseleri üzerinde de hak iddia etmesiyle oluşan tapu iptal tescil davasıdır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalıların murisi arasında yapılan sözleşmenin kooperatif hissesinin yarısının devrini kapsadığı, davacının sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirdiği ve bu kapsamda murisin kooperatif ortaklığına bağlı olarak elde ettiği diğer menfaatlerin yarısına da davacının hak sahibi olduğu gözetilerek yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davasında, davalı eşin hissedarı olduğu şirkete ait mal varlığına ihtiyati tedbir kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe tanınan hakkın şahsi alacak hakkı olduğu, davalı eşin hissedarı olduğu şirketin ise ayrı bir tüzel kişiliğe sahip üçüncü kişi konumunda bulunduğu ve 4721 sayılı Kanun'un 229. maddesi gereğince dahi olsa üçüncü kişinin bu alacaktan sorumlu tutulamayacağı, 6100 sayılı HMK'nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği, uyuşmazlık konusunun ise şirketin malvarlığı olmayıp davalı eşin şirket hisseleri ve hisseye bağlı hakları olduğu gözetilerek, şirket adına kayıtlı malvarlığına ihtiyati tedbir konulamayacağına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tarafların müşterek çocuğunun 18 yaşını doldurması sebebiyle iştirak nafakasının sona ermesi üzerine açılan yardım nafakası davasında, çocuğun gelir elde edip etmediği ve yardım nafakasına ihtiyacı olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üzerine kayıtlı şirketten gelir elde ettiği, her davanın açıldığı tarihteki şartlara tabi olduğu ve bu nedenle karar tarihinden sonra hisselerin devredilmesinin karara etkisinin bulunmadığı, yardım nafakası bağlanması için yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan şirket hisselerinin devrine ilişkin sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi ile sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan zararın tazmini talepleri.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından yapılan feshin haksız olduğu, davalı tarafça yapılan mahsup işleminin sözleşme hükümlerine uygun olduğu ve davalının uğradığı zararın bilirkişi raporu ile belirlendiği gözetilerek, yerel mahkemenin asıl davanın reddine ve karşı davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.