Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Geçici 8. Madde”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Tapulama dışı bırakılan bir taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro tespitine itiraz davasında hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaza ait güncelleme kadastro tutanağının askı ilanından önce dava açılmış olsa da, davanın tapulama dışı bırakılan taşınmaza ilişkin kadastro tespitine yönelik olduğu ve 3402 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca yapıldığı gözetilerek, görevli mahkemenin Eskişehir Kadastro Mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8. maddesi uyarınca Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın nizalı bölümünün kendi kullanımında olduğunu iddia ederek, tapu kaydının beyanlar hanesine kullanım şerhi verilmesini veya edinme sebebinin düzeltilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında, edinme sebebi sütunundaki bilgiler açıklama niteliğinde olup, taşınmaz üzerindeki muhdesat dışında kullanıma ilişkin şerh verilemeyeceği ve davacı tarafından da muhdesat şerhi talep edilmediği gözetilerek, istinaf mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının kadastro öncesi zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğini yasal koşullara uygun olarak ispatlayamadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki 20 yıllık zilyetlik şartını sağlayamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 01.10.2008 tarihinden önceki süreler için 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca 01.10.2008 tarihinden önce Sosyal Güvenlik Kurumu'na kayıt ve tescili bulunmayanların sigortalılıkları 01.10.2008 tarihinden başlatılacağı, davacının da bu tarihten önce Kurum'a kayıt ve tescilinin olmadığı ve borçlanma talebinde bulunmadığı gözetilerek, geriye dönük sigortalılığının tespitine imkan bulunmadığından yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 14.09.1992-31.12.2002 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tespiti talebiyle açtığı davada, 04.10.2000 sonrası geçen sürenin sigortalılık süresi olarak değerlendirilebilmesi için 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesinde belirtilen koşulların oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan hukuki ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesinin 2. fıkrası uyarınca borçlanma hakkının kullanılabilmesi için, davacının Kanun'un yürürlük tarihi olan 01.10.2008 tarihinden sonra 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı olarak tescil edilmiş olması şartı aranırken, davacının bu tarih itibariyle tescilinin bulunmadığı ve bu nedenle borçlanma talebinde bulunamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı, kadastro tespitinde Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde 40 yıllık kullanım hakkı olduğunu iddia ederek, tespitin iptali ve kullanıcı/muhdesat sahibi olduğunun tespitini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastronun mülkiyeti belirlemeye yönelik olması, özel mülkiyete konu taşınmazlarda kullanım kadastrosu yapılmadığı sürece zilyetlik şerhi verilememesi ve davacının taşınmaz üzerindeki muhdesat iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.