Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK m.20”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Taşınmaz satış bedeli vekalet ilişkisi çerçevesinde davalı şirkete ödendikten sonra, davalının davacıya ödeme yapmaması sebebiyle ortaya çıkan alacak davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, davacıya yaptığını iddia ettikleri ödemeleri HMK m.200 kapsamındaki yazılı delillerle ispatlayamadıkları ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekaletname ile taşınmaz satışı yetkisi verilen vekilin, satış bedellerini vermediği iddiasıyla açılan alacak davasında, davalının satış bedellerini ödediğini ispat edip etmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vekalet veren ve alanın kardeş olmaları nedeniyle HMK m.203/1-a uyarınca tanık dinlenmesinin mümkün olması, dinlenen tanıkların satış bedellerinin ödendiğini beyan etmeleri ve davacının yemin deliline başvurmaması gözetilerek, davalıların satış bedellerini ödediğinin ispatlandığı kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Görevsizlik kararı verilen bir davanın, görevli mahkemeye sevk talebinin yasal süresi geçtikten sonra yapılması nedeniyle davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 20. maddesindeki iki haftalık hak düşürücü süre içerisinde görevli mahkemeye sevk talebinde bulunulmaması ve bu sürenin mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği, aksi halde davanın açılmamış sayılacağı gözetilerek yerel mahkemenin esasa ilişkin verdiği karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yetkisizlik kararı sonrası davanın açılmamış sayılması için öngörülen süreye ilişkin tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu m. 21/1'e göre tebligat yapılacak kişinin adreste bulunmaması halinde keyfiyetin haber verildiği kişinin kimliğinin tebliğ evrakında belirtilmesi gerektiği, bu kurala uyulmadığı için davacıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve iki haftalık sürenin başlamadığı gözetilerek, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin ek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından kayınbabası adına satın alındığı iddia edilen aracın bedelinin mirasçılardan tahsili istemiyle açılan itirazın iptali davasında, ispat yükünün yerine getirilip getirilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile kayınbabası arasındaki hukuki işlemin HMK'nın 203/1-a maddesi uyarınca tanık dinlenerek ispat edilebileceği, davacı tanıklarının beyanları ve sunulan dekont ile davacının aracı satın almak için kendi aracını verip kalan bedeli ödediğinin ispatlandığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların, sahte olduklarını iddia ettikleri senetlerin sahteliğinin tespiti davası açmalarında hukuki yararlarının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, sahte olduğunu iddia ettikleri senetlerin sahteliğinin tespiti için ayrı bir dava açma haklarının HMK m. 208/3 ile güvence altına alındığı, davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmeden hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında yapılan inançlı işlem nedeniyle devredilen taşınmazın üçüncü kişiye devredilmesi üzerine, davacının tapu iptali ve tescil isteminin reddiyle, terditli olarak taşınmazın rayiç bedelinin ve ödendiği iddia edilen kredi borcunun davacıya ödenmesi gerektiğine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taraflar arasında inanç sözleşmesinin varlığını tanık beyanları ve delil başlangıcı ile kabul ederek, taşınmaz üçüncü kişiye devredildiğinden tapu iptali ve tescil talebini reddetmesi, terditli talep olan taşınmazın rayiç bedeli ile ödenen kredi borcunun davacıya hükmedilmesi doğru bulunarak, bozma kararına uyulduğu ve usul/hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalıya devredilen taşınmazın inançlı işlem olduğu iddiasıyla tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, inançlı işlem iddiasını destekleyen mesajın delil başlangıcı sayılıp sayılamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İnançlı işlem iddiasına dayanak olarak sunulan mesajın, iddia edilen inanılan kişi veya temsilcisi tarafından değil, üçüncü bir kişiye ait şirket hattından gönderildiği ve bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesinde öngörülen delil başlangıcı şartlarını taşımadığı gözetilerek, mahkemenin inançlı işlemin gerçekleştiğini kabul ederek davayı kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi usulüne uygun yapılmayan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermesinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen görevsizlik kararından sonra, HMK m. 20 gereğince tarafların iki hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için başvuruda bulunması gerekirken, dosyanın mahkemece kendiliğinden gönderilmesi usule aykırı olduğundan, Asliye Hukuk Mahkemesinin dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe dayanak senette, imza inkârı dışında yazıda sahtelik iddiası halinde HMK’nın 209. maddesi gereğince takibin durup durmayacağı ve bu bağlamda, borçlu vekilinin sahtelik iddiası nedeniyle takibin durdurulması talebinden sonra alacaklı vekilinin haciz talebinin kabul edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Takip hukuku bakımından İİK'nın HMK'ya göre özel kanun niteliğinde olması ve İİK'da imza inkârı dışında kalan itiraz türlerinin borca itiraz olarak düzenlenmesi, sahtelik iddiasının da bir borca itiraz niteliğinde olması ve İİK m.169/a'da düzenlenmiş olması sebebiyle HMK m.209'un uygulanamayacağı, ayrıca genel mahkeme veya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilmiş bir tedbir kararı da bulunmadığından icra dairesince haczin uygulanmasında usulsüzlük olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Görevsizlik kararı verilen bir tazminat davasında, davacının dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinin HMK m.20'de öngörülen sürede yapılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde davacının dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunmaması nedeniyle, HMK’nın 20. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına dair verilen ek karar, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı şirket ile davalı şirket arasında güneş enerjisi santrali yapım işi için sözlü bir eser sözleşmesi yapıldığı, davacı şirketin projeleri tamamlayıp gerekli izinleri aldıktan sonra davalı şirketin araziyi teslim etmeyerek inşaatı kendisi tamamladığı ve davacı şirkete bir bedel ödemediği iddiasıyla açılan alacak davasında, taraflar arasında sözleşmenin kurulduğunun ispat edilip edilemediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, eser sözleşmesinin kurulduğunu ispat yükümlülüğünü, 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi uyarınca senetle ispat edememesi ve tanık dinletilmesine davalı tarafın muvafakat etmemesi gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.