Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Haciz Yoluyla Takip”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: İcra takibine konu senedin borcunun ödendiği iddiasıyla açılan menfi tespit davasında, davacı tarafından yapılan ödemelerin hangi borca mahsup edileceği ve davanın reddine karar verilip verilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından imzalanan protokolde yer alan 350.000 TL değerindeki yurt devri yükümlülüğünün yerine getirilmediği ve protokol ile kabul edilen borcun ödendiğinin ispatlanamadığı gözetilerek, yerel mahkemenin kısmen kabul kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefilin, alacaklının genel haciz yoluyla takibe geçebilmesi için ipotekte kendi kefaletini de karşılayacak şekilde sorumlu olduğunu açıkça belirtmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin verdiği ilk ipotekte kendi kefaletini de kapsayacak şekilde sorumlu olduğu açıkça belirtilmişken, ikinci ipotekte bu hususun belirtilmemiş olması ve "aynı şartlar" ibaresinin kefaletin kapsamına girmeyeceğinin değerlendirilmesiyle, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, borçlunun senetteki imzaya itirazı üzerine yapılan bilirkişi incelemelerinde çelişkili raporlar çıkması nedeniyle takibin durdurulup durdurulmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk üç bilirkişi raporunda senetteki imzanın borçluya ait olduğu belirtilmesine rağmen, mahkemece bu raporlara aykırı olan dördüncü rapora itibar edilerek takibin durdurulması usul ve yasaya aykırı görülerek, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için beşinci kez bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe itiraz üzerine yapılan yargılamada, borçlunun imza inkarı davasında icra mahkemesince hükme esas alınan karşılaştırma imzasının geçerliliği.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 170/3 ve 68/a’ya göre, imza inkarı durumunda HUMK’nın bilirkişiye ilişkin hükümleri ile HUMK m. 309/2, 3 ve 4 ile 310, 311, 312’nin uygulanması ve bu maddelere göre de mahkemenin ancak resmi ya da hasbelmemuriye düzenlenmiş veya tarafların kabul ettiği belgeleri karşılaştırma imzası olarak kullanabileceği; aksi halde borçlunun imza atmadığını ispat yükü alacaklıda olmasına rağmen borçludan ispat istenmesinin ispat yükünü haksız olarak tersine çevirdiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının kambiyo senedine dayalı takipte borçlu sıfatıyla yer almadığı iddiasıyla yaptığı takibin iptali talebinin, İİK'nın 168. maddesindeki 5 günlük itiraz süresine tabi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının icra takibine yaptığı itirazın, İİK'nın 168. maddesinde düzenlenen imzaya ve borca itiraz kapsamında olduğu ve ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal sürenin geçirildiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlunun yaptığı zamanaşımı itirazının, takip öncesi mi yoksa takip sonrası zamanaşımı itirazı olarak mı değerlendirilmesi gerektiği hususunda yaşanan hukuki anlaşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun ödeme emrinin tebliğinden sonraki beş gün içinde yaptığı itirazın İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca takip öncesi zamanaşımı def'i olarak kabul edilmesi ve işin esasının incelenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yapılan tebligatta, tebligat adresinin ait olduğu vergi kaydının tebligat tarihinden önce kapatıldığı iddiası gözetilerek, vergi kaydının kapatılıp kapatılmadığının tespiti ve kapatılmış ise tebligatın geçerliliğinin değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Takip konusu çekin teminat mı yoksa borç ifası amacıyla mı verildiğine ilişkin uyuşmazlık nedeniyle takibin iptali isteminin reddi.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin bozma kararına rağmen yeni bir delile dayanarak ve önceki kararının gerekçesini değiştirerek hüküm kurması nedeniyle direnme kararının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 429. maddesine aykırı olduğu ve yeni bir karar niteliğinde olduğu gözetilerek dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Rehinle temin edilmiş bir alacakta, kefiller hakkında da İİK'nın 45. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı, yani alacaklının kefillere karşı rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorunda olup olmadığı hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, borca yetecek miktarda rehin vermemiş olması ve ipoteğin sadece asıl borçlu lehine verilmiş olması durumunda, alacaklının İİK'nın 45. maddesine bağlı olmaksızın kefillere karşı genel haciz yoluyla takip yapabileceği, dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip zorunluluğunun kefiller için geçerli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde geçen “bono, kredi borcunun geri ödenmesinde kullanılmak için verilmiştir” şeklindeki beyanın, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin teminat senedi olduğunu kabule yeterli olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre borçlunun teminat iddiası ile ilgili belirttiği belgelerin mahkemece incelenmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklı vekilinin "bono kredi borcunun geri ödenmesinde kullanılmak için verilmiştir" şeklindeki beyanının takip konusu senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği anlamına gelmeyip, senedin borçlular tarafından bankadan alınan kredi borcuna karşılık ifa amacıyla verildiğini göstermesi ve bu nedenle alacaklı vekilinin bu beyanının tek başına teminat iddiasını ispata yeterli olmaması, ayrıca takip dayanağı bononun üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmadığından borçlunun başvurusunun İİK'nın 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olması ve dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğinin gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Şirket kaşesi dışında bono ön yüzüne atılan ikinci imzanın, düzenleyen şirket lehine aval veren sıfatıyla atılıp atılmadığı ve imza sahibinin aval veren sıfatıyla borçtan şahsen sorumlu olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Şirket kaşesi dışında bono ön yüzüne atılan ikinci imzanın, düzenleyen lehine aval veren sıfatıyla atıldığının ve imza sahibinin de aval veren sıfatıyla borçtan şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bonoya dayalı takipte borçlunun yaptığı itirazın borca itiraz mı yoksa kambiyo hukukuna dayalı şikayet mi olduğu ve buna bağlı olarak itiraz süresinin geçip geçmediği hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun, bonodan kaynaklanan şahsi sorumluluğunun olmadığı yönündeki itirazının, kambiyo senedinin vasfına veya alacaklının takip hakkına ilişkin bir şikayet olmayıp İİK m.169'da düzenlenen borca itiraz niteliğinde olduğu ve bu itirazın İİK m.168/5'te öngörülen 5 günlük yasal sürenin dışında yapıldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.