Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hileli Tasarruf”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Vekil tarafından vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılan taşınmaz devrinin iptali ve bedel iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin satış bedelini ödemeksizin vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazı devrettiğinin tespit edilmesi ve alıcının kötüniyetli olduğuna dair delil bulunmaması gözetilerek, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, bedel talebinin ise vekil yönünden kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı taşınmaz satışlarının muvazaalı olup olmadığı ve mirasçının tapu iptal ve tescil talebinin hukuki dayanağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın satışlarının mirasçıları miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla yapıldığı ve satış bedellerinin ödenmediğine dair delillerin varlığı değerlendirilerek, yerel mahkemenin davayı kabul kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında yaptığı bazı tasarrufların tenkisinin istenip istenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı hibe ve satış gibi tasarrufların tenkise tabi olabilmesi için, hibe edilen bir taşınmazın bedelinin miras bırakan tarafından ödendiğinin veya bağışlanan taşınmazın mirasçının saklı payını zedeleme kastıyla yapıldığının ispatlanması gerektiği gözetilerek, bu hususların ispatlanamadığı taşınmazlar yönünden yerel mahkemenin tenkise hükmeden kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra ve İflas Kanunu'nun 279. maddesinde düzenlenen tasarrufun iptali davasında, geriye doğru bir yıllık sürenin hesabında hangi haciz işleminin esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 279’da geçen "haciz" ibaresinin borçlunun adresinde yapılan hacizle sınırlı olmadığı, borçluya ait herhangi bir malın haczini de kapsadığı ve mahkemenin geriye doğru bir yıllık sürenin başlangıcı olarak taşınmaz üzerine konulan haciz tarihini esas almasında isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Yargıtay 17. Hukuk Dairesine gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Baba-oğul arasında yapılan bir temlik işleminin İİK m. 278 uyarınca bağışlama sayılıp iptal edilip edilemeyeceği ve temlikin borca karşılık yapıldığı iddiası karşısında ek inceleme yapılması gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesinin İİK m. 278/III-1'deki bazı ibareleri iptal etmesi nedeniyle, baba-oğul arasında yapılan temlik işleminin bağışlama olarak kabul edilemeyeceği, ancak alacaklı bankanın alacağına kavuşamadığı ve zarara uğradığı, davalı üçüncü kişinin borçlunun durumunu bildiği, temlik işleminin tarafının dava dışı şirketler olmadığı ve ticari örfe dayalı ödeme olgusunun somut olayda uygulanamayacağı gözetilerek, temlik işleminin İİK m. 280/1 ve 3 uyarınca iptaline karar verilmesi isabetli görülerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İİK’nın 279. maddesindeki “haciz” ibaresinin her türlü haczi mi, yoksa borçlunun adresinde yapılan haczi mi ifade ettiği ve buna göre 27.05.2008 tarihinde yapılan tasarrufun geriye doğru bir yıllık süre içinde yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İİK’nın 279. maddesindeki haczin, borçlunun adresinde yapılan hacizle sınırlı olmadığı, borçluya ait herhangi bir malın haczi olduğu ve mahkemenin geriye doğru bir yıllık sürenin başlangıcı olarak taşınmaz üzerine konulan haciz tarihini esas almasında isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Borçlunun aynı gün içinde çok sayıda aracı farklı kişilere devretmesiyle oluşan tasarrufun iptali davasında, alıcıların borçlunun kötü niyetini bilip bilmediği ve devir işleminin ticari emtianın önemli bir kısmını kapsayıp kapsamadığı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun aynı gün içinde çok sayıda aracı devretmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, alıcının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması gerektiği, ayrıca devir işleminin ticari emtianın önemli bir kısmını oluşturduğu gözetilerek, İİK'nın 280/1, 3 ve son maddesi uyarınca tasarrufun iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalılar arasında yapılan taşınmaz satışlarının borçlunun alacaklılarından mal kaçırma amacıyla yapıldığı iddiasıyla tasarrufun iptali istenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, dayanağı olan senetlerin gerçek bir alacağa dayandığını ve davalıların tasarruflarının borçtan kaçınma amacıyla yapıldığını ispatlayamaması, ticari defterlerini ibraz edememesi ve alacağın gerçekliğine dair yeterli ve inandırıcı delil sunulamaması gözetilerek mahkemenin davayı red kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Vergi borçlusu şirket ortaklarının, borçlarından kaçınmak amacıyla farklı şirketlerdeki hisselerini devretmelerinin tasarrufun iptaline konu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tasarrufun iptali davalarında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 27, 28, 29 ve 30. maddelerine göre; hisse devrini yapan borçluların, devrin yapıldığı tarihe kadar olan kesinleşmiş vergi borçlarının dikkate alınması ve bu borçlara göre tasarrufların iptaline karar verilip verilemeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.