Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kadastro Davası”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Haksız azil nedeniyle vekalet ücretinin miktarının tespiti ve uygulanacak Avukatlık Kanunu hükmünün belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin davacı avukatı haksız olarak azlettiği, taraflar arasında yazılı bir avukatlık ücret sözleşmesi bulunmadığı ve vekaletnamenin verildiği tarihte yürürlükte olan 4667 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesi uyarınca, ücretin davanın açıldığı tarihteki taşınmaz değeri üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek Daire kararının onanmasına, tarafların karar düzeltme taleplerinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız azledilen avukatın, yazılı avukatlık ücret sözleşmesi olmaması halinde, takip ettiği kadastro davası için ne kadar vekalet ücreti talep edebileceği.
Gerekçe ve Sonuç: Haksız azil halinde avukatın tüm vekalet ücretini talep edebileceği, ancak kadastro davalarının harçtan muaf olması sebebiyle vekalet ücretinin davanın açıldığı tarihteki taşınmaz değeri üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davacı lehine hükmettiği vekalet ücretinin hesaplanma biçiminin hatalı olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro davası devam ederken davalıların murisi adına yapılan tapu tescilinin yolsuz olup olmadığı ve davacı adına tapu iptal ve tescili ile bedel talebinin yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro davası devam ederken yapılan tapu tescilinin yolsuz olduğu, davalıların tapuda güven ilkesine dayanmasının mümkün olmadığı ve ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerinin istinaf sınırının altında kalması nedeniyle verdiği istinaf talebinin reddine ilişkin kararının temyiz edilebilir olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen Ek 6. maddenin, kadastro öncesi nedene dayalı davalarda miktar ve değere bakılmaksızın istinaf ve temyiz yolunu açtığı, bu hükmün Anayasa'nın 36. maddesi ve AİHS'nin 6. maddesiyle güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ve etkin denetim mekanizmasıyla uyumlu olduğu, ayrıca usul hükümlerinin derhal uygulanması ilkesi gereği henüz kanun yolu aşamasında olan davalara da uygulanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerini gerekçe göstererek istinaf talebini reddeden kararının ve temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun dava değerinin istinaf sınırının altında olması nedeniyle reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz incelemesinde, 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 6. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 6. maddesinin, kadastroya ilişkin davalarda miktar ve değere bakılmaksızın kanun yoluna başvuru hakkı tanıdığı, bu düzenlemenin Anayasa'nın 36. maddesi ve AİHS ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ile uyumlu olduğu, yasanın yürürlük tarihinden önce verilmiş olsa dahi henüz kanun yolu aşamasında olan davalara uygulanması gerektiği, bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesinin dava değerini esas alarak istinaf başvurusunu reddetmesinin hatalı olduğu gözetilerek temyiz edilen karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalıya yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmadığı ve davalının savunma hakkının ihlal edilip edilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıya yapılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesine ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin ilgili hükümlerine aykırı şekilde MERNİS adresine yapıldığı, davalının İstanbul'da ikamet ettiğinin bilinmesine rağmen doğrudan MERNİS adresine tebligat yapılmasıyla savunma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerinin istinaf sınırının altında kalması nedeniyle istinaf başvurusunu reddetmesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 6. maddenin, kadastro öncesi hukuki nedenlere dayalı tapu davalarında miktar ve değere bakılmaksızın istinaf ve temyiz yolunu açtığı, bu düzenlemenin adil yargılanma hakkı ve etkin denetim mekanizması kurma amacı gözetildiğinde yürürlük tarihinden bağımsız olarak uygulanması gerektiği, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerine dayanarak istinaf başvurusunu reddetmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerini düşük bularak temyiz incelemesini reddetmesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 6. maddenin, kadastro öncesi nedene dayalı davalarda miktar ve değere bakılmaksızın temyiz yolunu açtığı, adil yargılanma hakkı ve hukuki belirlilik ilkesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerinin temyiz kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle temyiz istemini reddetmesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu’na eklenen Ek 6. maddenin, kadastro öncesi nedene dayalı davalarda miktar ve değere bakılmaksızın temyiz yolunu açtığı, adil yargılanma hakkı ve etkin denetim mekanizması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedenlere dayalı tapu iptal ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerini düşük bularak istinaf başvurusunu reddetmesi üzerine, davacı vekilinin temyiz başvurusunun reddine ilişkin verilen ek kararın temyiz edilmesiyle, 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle getirilen düzenleme uyarınca, kadastro davalarında miktar ve değere bakılmaksızın istinaf ve temyiz yolunun açık olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 6. maddenin, kadastroya ilişkin davalarda miktar ve değere bakılmaksızın istinaf ve temyiz yolunu açtığı, bu düzenlemenin Anayasa'nın 36. maddesi ve AİHS'nin 6. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ve etkin denetim mekanizması oluşturulması amacına uygun olduğu, bu nedenle davalı Hazine'nin temyiz itirazlarının reddedilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve dosyanın esastan inzak için Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği tarihte temyiz sınırının altında olması nedeniyle kesin hükmünde olup olmadığı ve temyiz incelemesinin mümkün olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesinin, verildiği tarihte kesin olan Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına uygulanmasının mümkün olmadığı, zira bu durumun tamamlanmış bir usul işlemi niteliğinde olduğu ve kazanılmış hak ilkesine aykırılık teşkil edeceği gözetilerek, HMK'nın 448. maddesi uyarınca temyiz incelemesi yapılarak hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasından sonra 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK'un 427/2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, 3402 sayılı Yasanın Ek-6. maddesinin de geriye yürümediği ve dava konusu taşınmaz değerinin temyiz kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının verildiği anda kesinleştiği gözetilerek temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiği yönündeki karşı oy görüşüne rağmen, çoğunluk görüşüyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.