Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Mazbut Vakıf”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı bir taşınmazın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca vakıf adına tescilinin iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın mazbut vakıf taşınmazı olup vakıf yoluyla meydana getirildiği, vakıf kültür varlığı olduğu ve 5737 sayılı Kanun'un 30. maddesindeki yasal koşulların oluştuğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı bir taşınmazın Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca vakfa devrinin yasal olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın üzerindeki yapının tescilli ve korunması gerekli kültür varlığı olması, vakıf yoluyla meydana gelmiş olması ve vakfın mazbut vakıf olması sebebiyle 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca Hazine adından vakfa devrinin yasal olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazineye vergi borcuna mahsuben geçen ancak sonradan vakfa devredilen taşınmazın, vakıf adına tescilinin yolsuz olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca mazbut vakfa devrinin yasal olduğu ve Hazine adına satış suretiyle tescil edilmiş olsa dahi vakfın mülkiyet hakkının bulunduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aslı vakıf olan ve sonradan kamulaştırılan bir taşınmazın, Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca mazbut vakfa devri gerektiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın vakıf yoluyla meydana geldiği, korunması gerekli kültür varlığı olduğu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca Hazine adına tescilli olsa dahi mazbut vakfa devri gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, dava konusu taşınmazın tamamının vakıf arazisi olmadığını iddia ederek davalı adına olan tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescilini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın vakıflar tarafından gelir getirici akar olarak kullanıldığı, eski eser niteliğinde tescilli kültür varlığı olduğu ve 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca Hazine mülkiyetine geçen vakıf kültür varlıklarının mazbut vakfa devredilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mazbut vakfın galleye müstehak evlatları tarafından açılan intifa hakkının tespiti ve tahsili davasında yetkili mahkemenin vakfın kurulduğu yer mahkemesi mi yoksa Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün ikametgahı mahkemesi mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vakfın, mütevellisi olmaması nedeniyle Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından vekaleten yönetilmesinin, vakfın tüzel kişiliğini ortadan kaldırmadığı ve vakfın kendi malvarlığının bulunduğu gözetilerek, yetkili mahkemenin vakfın kurulduğu yer mahkemesi olduğuna ve bu nedenle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcareteynli vakıf taşınmazının mutasarrıflarının gaipliği nedeniyle vakfa tescili davasında, mahkemenin yaptığı araştırmanın yeterli olup olmadığı ve vakfın niteliğinin belirlenmesinin gerekliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından açılan davada, taşınmazın icareteynli veya mukataalı olup olmadığı, kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığı ve ... Vakfı'nın mazbut veya mülhak vakıf olup olmadığı hususlarında yeterli araştırma yapılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün, davacıların mülkiyet iddiasında bulunduğu taşınmazın tapuda vakıf adına tescilli kalması nedeniyle HMK 329. madde kapsamında kötüniyetli davalı sayılıp sayılamayacağı ve davacıların vekiline akdi vekâlet ücreti ödeyip ödemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün, kanunen korumakla yükümlü olduğu mazbut vakfa ait taşınmazın idari veya mahkeme kararı gibi bir dayanak olmaksızın devrini yapmamasının kötüniyet olarak nitelendirilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin davacıların vekiline akdi vekâlet ücreti ödenmesine ilişkin talebin reddine dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İzale-i şüyu davasında, satış bedeli üzerinden mazbut vakfa taviz bedeli ödenip ödenmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tapu kayıtlarında vakıf lehine herhangi bir taviz şerhi bulunmadığı tespit edilerek, mahkemenin taviz bedeli ödenmesine yer olmadığı yönündeki direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün hem kendi payına hem de mazbut vakıfların payına sahip olduğu bir taşınmazla ilgili ecrimisil davasında görevli mahkemenin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün taşınmazda hem kendi payına hem de mazbut vakıfların payına sahip olması ve 3533 sayılı Kanun'un kamu tüzel kişileri arasındaki uyuşmazlıklarda hakem yolu öngörmesi nedeniyle, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün kendi payına ilişkin uyuşmazlıkta hakem, mazbut vakıf paylarına ilişkin kısımda ise genel mahkemelerin görevli olması gözetilerek, yerel mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekirken davanın esasını incelemesi usul ve yasaya aykırı bulunarak direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.