Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Normlar Hiyerarşisi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacı işçinin başka bir kurumda geçici görevli olduğu dönemde işvereni olan bankadan başarı primi, temettü, kira yardımı ve fazla mesai ücreti talep edebilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Geçici görevlendirmeye dayanak kanun ile işverenin iç düzenleyici işlemlerinin birbiriyle çelişmediği, aksine birbirini tamamladığı ve davacının çalışmadığı dönemde bankaya özgü alacak kalemlerine hak kazanamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediyenin kamu kurumuna uyguladığı su ve atık su tarifesinin 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun Ek 2. maddesine aykırılığı nedeniyle fazla tahsil edilen bedellerin iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Belediyenin su ve atık su tarifelerini belirlerken kanun hükmüne aykırı yönetmelik hükmünü değil, üst norm olan kanun hükmünü esas alması gerektiği gözetilerek, mahkemenin kanuna uygun olarak verdiği karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tarım ürünleri alım satımı yapan davacının, satın aldığı ürün bedellerinden prim tevkifatı yapmamasından dolayı sorumlu olup olmadığına ve bu primlerin zamanaşımına uğrayıp uğramadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının zamanaşımı def'inin öncelikle incelenmesi, zamanaşımı bulunmaması halinde ise davacıdan ürün satın alınan kişilerin sigortalılık durumlarının ve prim ödeme yükümlülüklerinin tespiti için uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, bu hususlar gözetilmeden davanın esasının incelenmesinin usule aykırı olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tarım ürünleri alım satımı yapan davacının, satın aldığı ürün bedellerinden Bağ-Kur primi kesintisi yapma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı ve bu yükümlülüğe aykırı davranması halinde sorumluluğunun doğup doğmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Zamanaşımı def'inin öncelikle incelenmesi gerektiği, davacının sorumluluğunun belirlenmesi içinse satın aldığı kişilerin sigortalılık durumlarının ve prim ödeme yükümlülüklerinin uzman bilirkişi aracılığıyla araştırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde, sigortalılık başlangıç tarihinin uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi ve 3201 sayılı Kanun hükümleri birlikte uygulanarak mı yoksa yalnızca sözleşme hükmü gözetilerek mi belirleneceği hususunda yaşanan hukuki anlaşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye ile Almanya arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29/4. maddesinin Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca 3201 sayılı Kanun'a göre uygulama önceliği bulunduğu ve davacının Almanya'daki sigortalılık başlangıç tarihinin Türkiye'deki sigortalılık başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiği, 3201 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmünün sözleşme hükmü ile birlikte uygulanarak sigortalılık başlangıç tarihinin geriye götürülemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Kanun’a göre borçlanmanın gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 29/4. fıkrasındaki hükmün Anayasa’nın 90. maddesi gereğince iç hukuk kurallarına üstünlüğü gözetilerek, davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye’deki sigortalılığının başlangıç tarihi olarak kabulü için borçlanma işlemine gerek olmadığına dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Kanun'a göre borçlanmanın gerekli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29/4. fıkrasındaki hüküm ile Anayasa'nın 90. maddesi birlikte değerlendirilerek, uluslararası sözleşmelerin iç hukuka önceliği gözetilerek davacının Alman Rant Sigortasına giriş tarihinin Türkiye'deki sigortalılığının başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için borçlanma işlemine gerek olmadığına ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye'de sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi için 3201 sayılı Yasaya göre borçlanma yapılması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye ile Fransa arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin Anayasa'nın 90. maddesi gereğince iç hukuka göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği ve sözleşmede borçlanma şartı aranmadığı gözetilerek, yurt dışında geçen çalışmaların Türkiye'deki sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü için borçlanma şartı aranmaması gerektiğine ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Türkiye ile Almanya arasında imzalanmış Sosyal Güvenlik Sözleşmesi uyarınca, Almanya’daki sigortalılık süresinin Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabulü için borçlanma yapılması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca, usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olduğu ve sözleşme ile iç hukuk arasında uyuşmazlık olması halinde uluslararası sözleşme hükmünün uygulanacağı, sosyal güvenlik hakkının da temel hak ve özgürlüklerden olduğu, Türkiye ile Almanya arasında imzalanmış Sosyal Güvenlik Sözleşmesi’nin 29/4 hükmü uyarınca davacının Almanya’daki sigortalılık başlangıç tarihinin Türkiye’deki sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu hususta borçlanmaya gerek olmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kurumun hatalı işlemi nedeniyle yersiz ödenen yaşlılık aylıklarının geri alınması talebinde, 5510 sayılı Kanun'un 96/b maddesi ile Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşme hükümlerinden hangisinin uygulanacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 96. maddesinin, Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tahsili konusunda özel bir düzenleme içermesi ve normlar hiyerarşisi gereğince genel hükümlere göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının Almanya'da çocuk yetiştirme nedeniyle sigorta kapsamına alındığı tarihin, Türkiye'de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye-Almanya Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29. maddesi ve Anayasa'nın 90. maddesi gözetilerek, çocuk yetiştirme nedeniyle Almanya'da ödenen zorunlu primlerin, sözleşme kapsamında Alman rant sigortasına giriş niteliğinde bir sigortalılık girişi olarak kabul edilmesi ve bu tarihin Türkiye'deki sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Almanya'da çalıştıktan sonra yurda dönen ve 3201 sayılı Yasa'ya göre borçlanma yapan Türk vatandaşının sigortalılık başlangıç tarihinin tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 90. maddesi gereği uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olması ve Türk-Alman Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 3201 sayılı Yasa'ya göre hem sonraki tarihli, hem özel, hem de açık bir düzenleme içermesi nedeniyle, sözleşme hükmünün öncelikle uygulanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.