Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sabit Sınır”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın bir kısmı üzerinde davacının mülkiyet hakkı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davası.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının sabit sınırlı olduğu ve kadastro uygulamasının da bu kaydın hudutlarına uygun yapıldığı, bu nedenle davacının zilyetliğinin hukuki bir değer taşımadığı gözetilerek mahkemenin davayı reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu davalı adına tescil edilen taşınmazın Hazine'ye ait olup olmadığına ilişkin tapu iptali ve tescil davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı Hazinenin dayandığı eski tapu kaydının sabit sınırlı olmadığı, miktarı kadar yerin fazlasıyla alındığı, çekişmeli taşınmazı kapsamadığı, davalı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği değerlendirilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi tapu kaydına dayanarak mera vasfındaki taşınmazın tapu kaydının iptali ve davacılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dayandığı eski tapu kaydının gayri sabit sınırlı olup miktarı ile geçerli olduğu, ancak belirtilen miktarın davacıların mirasbırakanına ait başka bir parseli kapsadığı, dava konusu mera niteliğindeki taşınmazı kapsamadığı ve zilyetlikle edinim şartlarının da sağlanamadığı gözetilerek, davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hibeden kaynaklanan 2000 m2'lik kısmı hariç tutularak geri kalan kısmın davacıya ait olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasının kabulünün yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının sabit sınırlı olduğu ve kadastro çalışmaları sırasında tapu kaydının hudutlarının esas alınarak işlem yapılması gerektiği, davacının zilyetliğinin tapu kaydı karşısında hukuki bir değer taşımadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmazın sınırlarının belirlenmesi ve davacının bir kısmı üzerinde zilyetlikle iktisap iddiasının değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı Hazine’nin dayandığı tapu kaydının sınırlarının gayri sabit olması ve miktarıyla geçerli sayılması gerektiği, davacı köy tüzel kişiliğinin ise iktisaba konu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin zilyetlikle iktisap şartlarını taşımadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmazdaki miktar fazlalığının paya dönüştürülmesi talebi ile tapu kaydındaki Hazine fazlalık şerhinin terkini talebinin birleştirildiği davada, iskan kaydının sabit sınırlı olup olmadığı ve hak düşürücü sürenin geçip geçmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın, 2510 sayılı İskan Kanunu hükümlerine göre temlik edildiği, iskan kaydının sabit sınırlı olması nedeniyle Hazine adına miktar fazlalığının tespit edilemeyeceği ve tapu kaydındaki Hazine fazlalığı şerhinin terkini davasında hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek, Hazine'nin paya dönüştürme talebinin reddine ilişkin karar onanmış, şerhin terkini talebinin kabulüne ilişkin karar ise bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazların, davacının mirasçısı olduğu kişinin eski tarihli tapu kaydı kapsamında olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dayandığı tapu kaydının "kaş" sınırı itibariyle gayri sabit sınırlı olması ve kaydın miktarından fazla bir şekilde başka bir parsele revizyon görmüş olması nedeniyle, dava konusu taşınmazları kapsadığının kabul edilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı idarenin davacıların taşınmazına kamulaştırmasız el atıp atmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların taşınmazına ait tapu kaydının geçerli olduğu ve davalı idarenin kamulaştırmasız el atma hususunda araştırma yapılmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro güncelleme çalışması sonucu taşınmazın yüzölçümünde meydana gelen azalmaya itiraz davasında, komşu parsel maliklerinin davaya dahil edilip edilmemesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif, bilirkişi raporu ve hava fotoğrafları incelendiğinde, davacı taşınmazın sınırlarının tesis kadastrosundan bu yana sabit nitelikte olduğu, güncelleme çalışmasının da sabit sınırlara uygun yapıldığı ve komşu parseller aleyhine bir değişiklik olmadığı gözetilerek, komşu parsel maliklerinin davaya dahil edilmesine gerek olmadığı ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucunda taşınmazlar arasında belirlenen sınırın doğru olup olmadığı ve davacıya ait taşınmazın bir kısmının davalıya ait taşınmaza hatalı olarak dahil edilip edilmediği hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, uygulama kadastrosu sırasında sabit sınır olarak kabul edilmemesi gereken duvarın hatalı olarak sınır kabul edildiği, tesis kadastrosu paftası ve teknik belgelerine göre geçerli sınırın esas alınması gerektiği ve davacıya ait kısmın davalıya ait taşınmaza hatalı olarak eklendiği gözetilerek ilk derece mahkemesinin davacı lehine verdiği kararın Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucu davacıya ait taşınmazın bir kısmının yola dahil edilmesi nedeniyle açılan uygulama kadastrosuna itiraz davasında, taşınmazın sınırlarının doğru tespiti ve yüzölçümünün belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif, bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamındaki diğer deliller değerlendirilerek, uygulama kadastrosu paftasında davaya konu parselin yol ile sınırı arasında sabit bir sınır bulunmadığı, tesis kadastrosuna ait belgelerde ölçüm ve tersimat hatası olmadığı ve bu nedenle tespit edilen sınırın geçerli bir sınır olduğu, davacı parsele ait 77.08 metrekarelik kısmın yoldan ifraz edilerek davacı parsele eklenmesi gerektiği, Hazine ve ilgili belediyelerin davada yasal hasım oldukları ancak aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü aleyhine açılan davanın usulden reddiyle birlikte lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği, diğer davalılar aleyhine açılan davanın ret sebebi ortak olduğundan davalılar vekili lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçeleriyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uygulama kadastrosu sonucunda Hazineye ait taşınmazın küçülüp, komşu taşınmazın büyümesi nedeniyle Hazine'nin açtığı tespit ve tescil davasında, kadastro sınırlarının belirlenmesinde usule uygun hareket edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Uygulama kadastrosunda, sabit sınır bulunmaması halinde tesis kadastrosu sınırlarının esas alınması gerektiği, mevcut çit sınırının sabit sınır olarak kabul edilemeyeceği ve Yargıtay'ın önceki bozma ilamına uygun olarak bilirkişi raporunda tespit edilen sınırlar dikkate alınarak Hazine lehine tespit ve tescile karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.