Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sicile Güven İlkesi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Vekaletname ile yapılan araç satışının hile nedeniyle geçersizliği ve aracın mülkiyetinin tespiti davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu aracın davacının elinden davalıların hileli eylemleri ile ve rızası dışında çıktığı, dolayısıyla davalıların iyi niyetli olup olmadığının ve sicile güven ilkesinin önem taşımadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin aracı davacıya ait olduğuna dair tespit kararı vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: Araç satış sözleşmesinin davacının iradesinin hile ile fesada uğratılması nedeniyle iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı hakkında kesinleşmiş dolandırıcılık cezası bulunması ve aracın kasko değerinin altında bir senetle satılmış olması hile iddiasını desteklediğinden ve aracın davacının rızası dışında elinden çıktığı anlaşıldığından, ilk satış sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle sonraki alıcıların da mülkiyeti kazanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, davalıların kendisini kandırarak aracını düşük fiyata ele geçirdiklerini iddia ederek aracın mülkiyetinin tespiti ve iadesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, davalıların davacıyı kandırarak aracı haksız olarak ele geçirdiklerini kabul etmiş ve mülkiyetin davacıya ait olduğunu tespit etmiştir. Ancak, mahkemenin aracı trafik siciline tescil ettirme yönündeki kararı, idareye müdahale niteliğinde olduğu için Yargıtay tarafından düzeltilerek, sadece mülkiyetin tespiti yönünde onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının dolandırıcılık iddiasıyla, rızası dışında elinden çıkarılan aracın satış sözleşmelerinin iptali ve aracın kendisine iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Aracın davacının elinden hileli yollarla ve rızası dışında çıktığının anlaşılması ve bu durumda davalı şirketin iyiniyetli olup olmamasının veya sicile güven ilkesinin uygulanabilirliğinin önem taşımaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından hile yoluyla elinden çıkarıldığını iddia ettiği aracın mülkiyetinin tespiti ve tescil kaydının düzeltilmesi istemiyle açılan davada, mahkemenin verdiği tescil kararının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Motorlu araç tescilinin idari bir işlem olması ve mahkemenin idareyi işlem yapmaya zorlayamaması, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda tapu sicilindeki gibi bir sicile güven ilkesinin bulunmaması ve mahkemenin bu durumda mülkiyetin tespitine karar vermekle yetinmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararındaki "aracın kaydının davacı adına tesciline" ifadesi "aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine" şeklinde düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, hile yoluyla aracının elinden çıkarıldığını iddia ederek açılan davada, aracın mülkiyetinin tespiti ve adına tescili istemi ile açılan davanın kabulü üzerine, davalı tarafından yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Motorlu araçların tescil işleminin idari bir işlem niteliğinde olması ve adli yargı yerinin idareyi işlem yapmaya zorlayıcı karar verememesi, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda taşınmazlara ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ndaki gibi sicile güven ilkesinin olmaması ve mahkemelere bu şekilde bir yetki ve görev verilmemesi gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına, bölge adliye mahkemesi kararının ise kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, icra takibinde usulsüz tebligat yapıldığını ve taşınmazının haczedilerek satılmasının haksız ve usulsüz olduğunu iddia ederek, tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının icra takibindeki usulsüzlüklere ihale alıcısı davalının katkısının bulunmadığı ve davalının tapuyu sicile güvenerek aldığı, ayrıca icra hukuk mahkemesinin davacının gecikmiş itiraz ve ihalenin feshi taleplerini reddeden kararının kesinleştiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çekişmeli taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kalması nedeniyle Hazine tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasında, davalının taşınmazı tapu siciline güvenerek satın almasının ve kıyı kenar çizgisinin sonradan belirlenmesinin hukuki sonuçları.
Gerekçe ve Sonuç: Çekişmeli taşınmazın kesinleşmiş kıyı kenar çizgisi kapsamında kaldığının tespit edilmesi ve kıyıların devletin hüküm ve tasarrufu altında olması sebebiyle, davalının taşınmazı iyi niyetle satın almış olması ve kıyı kenar çizgisinin sonradan belirlenmiş olması gözetilmeksizin, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıya ait aracın, davalılar tarafından hile yoluyla elinden alınarak üçüncü kişiye satılması nedeniyle açılan davada, üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmadığı ve aracın mülkiyetinin davacıya iadesi gerekip gerekmediği hususunda yaşanan hukuki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hile nedeniyle davacının rızası dışında elinden çıkan aracın, TMK m.989 kapsamında değerlendirilmesi ve üçüncü kişinin iyi niyetli olsa dahi, aracın açık artırma veya pazar gibi yerlerden edinilmediği durumlarda mülkiyetin korunduğu, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20. maddesi gereğince tescilin mülkiyetin geçişi için zorunlu olduğu ve tapu sicilindeki gibi trafik sicilinde de sicile güven ilkesinin mutlak olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.