Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Türk Vatandaşlığı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Mirasbırakan tarafından düzenlenen el yazılı vasiyetnamenin iptali davasında, Türk hukukunun mu yoksa mirasbırakanın milli hukuku olan Fransız hukukunun mu uygulanacağı ve vasiyetnamenin geçerli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın Fransız uyruklu iken Türk vatandaşı ile evlenmesiyle Türk vatandaşlığını kazandığı ve Türk vatandaşı olarak öldüğü, bu nedenle vasiyetnamenin geçerliliğinin Türk hukukuna göre değerlendirilmesinde bir sakınca olmadığı ve mahkemenin ilk bozma kararına uygun olarak Türk hukukuna göre hüküm kurduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mirasbırakana iskan yoluyla verilen ancak tapuda tescil edilmeyen taşınmazların mirasçıları tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, mirasbırakanın Türk vatandaşlığı ve iskan hakkının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın 1926 yılında Türk vatandaşı olarak kaydedildiği ve 13.01.1939 tarihli Bakanlar Kurulu Kararnamesi kapsamında bulunmadığı, ayrıca taşınmazlar için emanete alınmış bir bedelin varlığına dair delil bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Doğumla Türk vatandaşı olup sonradan Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkan davacının, vatandaşlıktan çıkmadan önce Almanya'da geçen çalışma sürelerini 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanıp borçlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 29. maddesi ile 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 28. maddesi uyarınca, Türk vatandaşlığından izinle çıkanların sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış haklarının saklı tutulduğu ve bu hakların kullanımında Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam edecekleri gözetilerek, 3201 sayılı Kanun'un uygulama yönetmeliğinin borçlanma tarihinde Türk vatandaşı olma şartı aramasına rağmen, davacının Türk vatandaşı olarak yurtdışında çalıştığı süreleri borçlanabileceği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurtdışında geçen çalışma sürelerinin borçlanılması için Türk vatandaşlığının çalışma süresi boyunca mı yoksa borçlanma tarihinde mi bulunması gerektiği hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un amacı, Anayasa'nın 62. maddesi ve kanun metni birlikte değerlendirildiğinde, yurtdışı hizmet borçlanmasının Türk vatandaşlarına tanınan istisnai bir hak olduğu ve bu hakkın kullanılabilmesi için ilgili çalışma süresince Türk vatandaşlığının bulunması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Göçmen olarak Türkiye'ye gelen ve sonradan Türk vatandaşlığına kabul edilen davacının, Bulgaristan vatandaşı olduğu dönemde Bulgaristan'da geçen çalışma sürelerini 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanıp borçlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Kanun'un amacının, yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenlik haklarını korumak olduğu, yurtdışı hizmet borçlanması hakkından yararlanmak için çalışmanın geçtiği dönemde Türk vatandaşı olma şartının arandığı, davacının Bulgaristan'da çalıştığı dönemde Türk vatandaşı olmadığı ve sonradan kazanılan vatandaşlığın geçmişe etkili olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Göçmen olarak Türkiye'ye gelen davacının, Bulgaristan vatandaşı iken Bulgaristan'da geçen çalışma sürelerini, sonradan Türk vatandaşlığını kazanmasına rağmen, 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanıp borçlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Yasanın amacının yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenlik haklarını korumak olduğu, yasanın Türk vatandaşlığına sahip olunması koşulunu açıkça aradığı ve sonradan kazanılan Türk vatandaşlığının geçmişe etkili olmadığı gözetilerek, davacının Bulgaristan vatandaşı iken geçen süreleri borçlanamayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sonradan Türk vatandaşlığına geçen davacının, vatandaşlığa geçmeden önce Bulgaristan'da geçen çalışma sürelerini 3201 sayılı Yasa kapsamında borçlanıp borçlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 3201 sayılı Yasanın Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen çalışma sürelerini borçlanmalarına olanak sağladığı, ancak bu hakkın Türk vatandaşlığına sahip olunduğu sürelerle sınırlı olduğu, yasanın amacının yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenlik haklarını korumak olduğu, Türk vatandaşlığının sonradan kazanılmasının geçmişe etkili olmadığı ve davacının Bulgaristan vatandaşı iken geçen süreleri borçlanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.