Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“TMK 166”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin fiili ayrılık nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında daha önce açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olması ve bu süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamamış olması, davacının bu süreçte evlilik dışı iki çocuğunun dünyaya gelmesi ve tarafların birlikte yaşamalarının hayatın olağan akışına uygun olmaması hususları gözetilerek, 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin dördüncü fıkrası şartlarının oluştuğu gerekçesiyle boşanma hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu ve erkeğin açtığı boşanma davasının kabulüne dair şartların oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kadın vekilinin yargılama aşamasında karşı davadan feragat etmesiyle erkeğin kusurlu olduğuna dair iddialarını affetmiş sayıldığı, erkeğin de kararı istinaf etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında daha önce açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davasının ardından, tekrar açılan boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği, davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve nafakaya hükmedilecekse miktarının tespiti uyuşmazlığıdır.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin kusurlu olduğu, ortak hayatın kurulamadığı ve 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin dördüncü fıkrasındaki koşulların oluştuğu, davalı kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği ve hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatların miktarı ve çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarının uygunluğu hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, davalı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır kusurun kimde olduğunun tespiti ve buna bağlı olarak boşanmaya, velayete ve maddi-manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliğinin temelden sarsıldığı durumlarda, az kusurlu eş boşanmaya karşı çıksa dahi, bu karşı çıkış hakkın kötüye kullanılması niteliğindeyse ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yarar kalmamışsa, TMK 166/2 gereğince daha kusurlu eşin açtığı boşanma davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği gözetilerek, davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olmasına rağmen, davalı-karşı davacı kadının da az kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin devamında korunmaya değer bir yararın kalmadığının tespit edilmesi üzerine, yerel mahkemenin sadece kadının davasını kabul ile boşanmaya karar vermesi hatalı bulunarak karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Anlaşmalı boşanma protokolünde kararlaştırılan iştirak nafakası ve maddi giderlerin paylaştırılmasına ilişkin hükümlerin uyarlanması talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Protokol hükümlerinin uyarlanması için Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesindeki koşulların gerçekleşmesi gerektiği, somut olayda ise protokolün yapıldığı tarih ile dava tarihi arasında tarafların durumunda önemli bir değişiklik olmadığı ve davacının protokol hükümlerinin katlanılamaz hale geldiğini kanıtlayamadığı gözetilerek, mahkemenin iştirak nafakasının uyarlanması talebini reddeden kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusur belirleme ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kadının ameliyat randevusuna birlikte gidilmesi ve yapılan telefon görüşmeleri evliliği devam ettirme iradesini gösterdiğinden erkeğin kadını evden kovmasının kusur olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca kadının çocuk sahibi olamayacağını evlenmeden önce söylememesinin evlilik öncesi bir vakıa olup boşanmaya kusur olarak yüklenemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasının kesin hüküm nedeniyle reddinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin daha önce açtığı boşanma davalarından birinin, iş bu davada kesin hüküm oluşturmadığı ve mahkemece işin esasına girilerek, davacının daha önce Merzifon Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı davanın kesinleştiği tarihten itibaren TMK 166/4. maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın kesin hüküm nedeniyle reddinin isabetsiz olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı erkeğin açtığı boşanma davasının reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının davacı erkeğe hakaret ettiği tanık beyanları ile sabit görüldüğünden, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik bulunduğu ve bu sebeple davacı erkeğin boşanma davası açmakta haklı olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve boşanma kararı verilip verilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kanıtlandığı gerekçesiyle yerel mahkemenin boşanma kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, maddi tazminat ve nafaka miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve kanuni gerekçeler değerlendirilerek erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ve kadının TMK 166/1 uyarınca boşanma talebinin kabulü gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Retle sonuçlanan ilk boşanma davasından sonra tarafların üç yıl boyunca ayrı yaşamalarına rağmen ortak hayatı yeniden kurup kurmadıkları hususunda yaşanan uyuşmazlık nedeniyle boşanma davasının reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların retle sonuçlanan ilk boşanma davasının kesinleşme tarihinden sonra bir araya gelmediklerine dair tanık beyanları ve diğer delillerin değerlendirilmesi sonucu, Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesindeki boşanma şartlarının oluştuğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.