Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tecavüzün Önlenmesi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddia edilen taşınmaza tecavüzün önlenmesi ve kal istemine ilişkin davada, mahkemenin talep dışı kısımlar hakkında da karar verip vermediği ve harcın doğru hesaplanıp hesaplanmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin ilk kararında talep dışı kısımlar hakkında da hüküm kurması nedeniyle bozma kararı üzerine ilk derece mahkemesince bozmaya uygun hüküm kurulmasına rağmen, dava değeri ve buna bağlı harcın eksik hesaplandığı gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddia edilen taşınmaza tecavüzün önlenmesi ve kal davasında, işgal edilen alanın tamamı için hüküm kurulup kurulmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İdare Mahkemesi kararının kesinleşmesiyle taşınmazın Hazineye ait olduğunun ve izinsiz olarak üçüncü kişiye kiralanamayacağının tespit edilmesi, davalının işgal ettiği alanın bir kısmı için de olsa elatmanın önlenmesi ve tahliyesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mera vasıflı bir taşınmaza tecavüzün önlenmesi davasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4342 sayılı Mera Kanunu'nda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na meraların korunması için dava açma yetkisi veren açık bir hüküm bulunmadığı, Bakanlığın yetkisinin meraların tespit, tahdit ve tahsisi ile sınırlı olduğu ve Bakanlığın mülkün sahibi olan Hazine'yi temsil yetkisinin de olmadığı gözetilerek, aktif dava ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mera, yaylak ve kışlaklara tecavüzün önlenmesi davasında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4342 sayılı Mera Kanunu'nda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na meraların korunması amacıyla dava açma yetkisi veren açık bir hüküm bulunmadığı, Bakanlığın yetkisinin meraların tespit, tahdit ve tahsisi ile sınırlı olduğu, mülkiyet hakkı Maliye Hazinesi’nde olduğundan Bakanlığın Hazine’yi temsil yetkisinin de bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının telif hakkına tecavüz edildiği iddiasıyla açtığı maddi ve manevi tazminat ile tecavüzün önlenmesi davasında, davalı üniversite ile arasındaki uyuşmazlığın hakem yoluyla çözülmesi gerekirken mahkemede görülüp görülemeyeceği ve diğer davalının sorumluluğunun olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı üniversite arasındaki uyuşmazlığın 3533 sayılı Kanun kapsamında hakem yoluyla çözülmesi gerektiği, diğer davalının ise davalı üniversitenin haksız fiilinden dolayı zincirleme sorumlu olduğu gözetilerek, Hukuk Genel Kurulu'nun önceki kararında davalı üniversite yönünden bozma, diğer davalı yönünden ise direnme kararı verilmiş, bu karara yapılan karar düzeltme istemleri ise HUMK m.440'ta sayılan sebeplerden hiçbirisine uymadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Çaplı taşınmaza tecavüzün önlenmesi ve yıkım istemine ilişkin davada, tecavüzün sınırları ve davalı tarafından inşa edildiği iddia edilen jeneratör binasının kime ait olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tecavüzün tespiti için yapılan keşifte ölçümün şerit metre ile yapılması ve tecavüzün sınırlarının ve jeneratör binasının kime ait olduğunun tam olarak belirlenememesi, bozma kararında belirtilen hususlara aykırı görülerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Faydalı model belgesinden doğan haklara tecavüzün önlenmesi ve tazminat istemine ilişkin asıl dava ile faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkin karşı davada, daha önce aynı konuda verilen kesinleşmiş kararın kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı ve başka bir mahkemede aynı konuda görülen davanın sonucunun beklenmesi gerekip gerekmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Karşı davada, tarafları, dava konusu ve dava sebebi aynı olan kesinleşmiş mahkeme kararının, sonradan açılan dava için kesin hüküm teşkil etmesi ve hâkimin kesin hükmün varlığını kendiliğinden gözeterek davayı reddetmesi gerektiği; asıl davada ise, Yargıtay'ın içtihat birliğini ve tutarlığını sağlama görevi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkı ile ayrımcılık yasağı hükümleri de gözetilerek, başka bir mahkemede aynı konuda görülen davanın sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davaların yığılması yoluyla açılan davada, her bir talep için ayrı vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaların yığılması halinde, her bir talebin bağımsız bir dava gibi değerlendirilmesi ve hüküm kurulması gerektiği, bu nedenle de her bir talep için ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taşınmaza kurulan baz istasyonunun sökülmesi, mümkün değilse tecavüzün önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma ilamına uygun olarak mükerrer ecrimisil ödenmemesi için gerekli mahsup işlemini yaparak hüküm kurması usul ve yasaya uygun görüldüğünden, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.