Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Teminat Bonosu”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacıların, davalı şirkete kira borcu olmadıklarını ve davalı şirket tarafından başlatılan bonoya dayalı icra takibinin haksız olduğunu iddia ederek menfi tespit isteminde bulunmaları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, bono ile teminat altına alınan kira bedelini ödediklerini ispatlayamamaları ve bilirkişi raporlarında davacıların borcunun tespit edilmiş olması gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Teminat amaçlı verilen bonodan kaynaklanan borcun tespiti davasında, davacının borçlu olmadığının tespiti talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu bononun, kira sözleşmesine teminat olarak verildiği ve davacının borçlu olduğu miktarın bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre doğru olarak tespit edildiği, davalı tarafından başka bir alacak kalemi ispatlanamadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinin, bononun sözleşme nedeniyle teminat olarak verildiği iddiasıyla iptal edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Takip dayanağı bononun, taraflar arasındaki sözleşme gereğince teminat olarak verildiğinin anlaşılması ve bu nedenle bononun mücerretlik vasfını kaybetmesi nedeniyle, alacağın varlığı ve miktarının tespiti için yargılama gerektiğinden, İİK'nın 170/a maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dava konusu bononun teminat amacıyla verilip verilmediği ve davalıya, meydana gelen kazadan doğan alacağını ispat etme olanağının tanınıp tanınmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı alacaklının, takip konusu senedin aslında meydana gelen kazadan doğan zararı karşılamak için teminat olarak verildiğini kabul etmesi nedeniyle, davalıya senet ile teminat altına alınan alacak ve miktarını ispat etme olanağı tanınması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından kefil sıfatıyla imzalanan bononun teminat senedi olup olmadığı ve davacının bu bonodan dolayı borçlu olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Bononun tanzim tarihi ile kredi sözleşmesinin ve ipotek tesisine ilişkin resmî senedin tarihinin aynı olması, davacının kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalaması ve kredi sözleşmesinde teminat senedi düzenlenmesine ilişkin hüküm bulunması karşısında, bononun teminat senedi olduğu ve davacının, ödenen ilk kredi borcundan sonra dava dışı şirkete kullandırılan yeni kredilerden dolayı sorumlu tutulamayacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde geçen “bono, kredi borcunun geri ödenmesinde kullanılmak için verilmiştir” şeklindeki beyanın, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin teminat senedi olduğunu kabule yeterli olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre borçlunun teminat iddiası ile ilgili belirttiği belgelerin mahkemece incelenmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklı vekilinin "bono kredi borcunun geri ödenmesinde kullanılmak için verilmiştir" şeklindeki beyanının takip konusu senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği anlamına gelmeyip, senedin borçlular tarafından bankadan alınan kredi borcuna karşılık ifa amacıyla verildiğini göstermesi ve bu nedenle alacaklı vekilinin bu beyanının tek başına teminat iddiasını ispata yeterli olmaması, ayrıca takip dayanağı bononun üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmadığından borçlunun başvurusunun İİK'nın 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olması ve dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğinin gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe konu senedin teminat senedi olup olmadığı ve buna bağlı olarak takibin iptali veya durdurulması gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Takip konusu bononun düzenlenme tarihi, bedeli ve vadesiz olması gibi hususların, aynı tarihli ek protokolde de belirtilmesi ve bu protokolde bononun teminat amacıyla verildiğinin açıkça düzenlenmesi nedeniyle, bononun teminat senedi olduğu ve alacağın varlığının ayrıca yargılamayı gerektirdiği gözetilerek, takibin iptaline ilişkin yerel mahkeme direnme kararının, takibin durdurulması şeklinde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vadeden sonra ciro edilen bir bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibine, borçluların bono ile ilgili sözleşmeye dayanarak itiraz etmelerinin ve imzaya itiraz etmelerinin hukuki sonuçları.
Gerekçe ve Sonuç: Bonodaki cironun vadeden önce yapıldığına dair kanuni karinenin davacılar tarafından çürütülememesi ve davalı takip alacaklısının sözleşme ilişkisi dışında bir üçüncü kişi olması sebebiyle, davacıların sözleşmeye dayanarak itirazlarının kabul edilemeyeceği, ancak imzaya itirazlarının incelenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Teminat bonosu ile güvence altına alınan asıl borçtan daha yüksek bir miktar üzerinden açılan menfi tespit davasında, davanın kısmen kabulü halinde, davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin hangi miktar üzerinden hesaplanması gerektiği hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Teminat bonosu ile güvence altına alınan asıl borç bakiyesi üzerinden icra takibi başlatılması ve davanın da bu miktarla sınırlı olarak kabul edilmesi nedeniyle, davalı aleyhine hükmedilecek vekalet ücretinin de asıl alacak miktarı üzerinden hesaplanması gerektiği gözetilerek, direnme kararının temyiz incelemesinin miktardan reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, davalılara borçlu olmadığının tespiti için açtığı menfi tespit davasında, mahkemenin bilirkişi incelemesi yapmadan taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisini inceleyip karar vermesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacak-borç ilişkisinin, uzman mali müşavir bilirkişi incelemesi yapılmadan hakimlik bilgisiyle çözümlenebilecek nitelikte olmadığı ve mahkeme kararındaki hesaplamaların denetime elverişli bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde, takip konusu bononun kullandırılan krediler çerçevesinde keşide edildiğine dair alacaklı vekilinin beyanının, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin bir kabul olup olmadığı ve bu itibarla takibin iptal edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Borçluların ... ve ...'ye karşı yapılan takipte, alacaklının aynı alacak için hem rehnin paraya çevrilmesi yoluyla hem de kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapmasının, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı uyarınca mükerrer takip oluşturduğu ve kamu düzenine ilişkin bu hususta aleyhe bozma yasağının uygulanamayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur; borçlu ...'ye karşı yapılan takipte ise, alacaklı vekilinin beyanının teminat senedi kabulü olarak nitelendirilemeyeceği, bononun teminat senedi olduğunun ispat yükünün borçluda olduğu ve bu hususun sözleşmede bono numarası, vade ve miktarına açıkça atıfla kanıtlanması gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Borca itiraz edilen bir icra takibinde, takibe konu bonoların kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği ve bu durumun borca itirazın kabulünü gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Bonoların üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmaması, alacaklı vekilinin bonoların kredi borcundan mahsup edilmek üzere verildiğine dair beyanının teminat amacıyla verildiği anlamına gelmemesi ve borçlunun bonoların teminat senedi olduğuna dair iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.