Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çocuğun İsminin Değiştirilmesi”
- Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken doğan çocuğun ismine, boşanma davası kesinleştikten sonra babanın hakim müdahalesi yoluyla müdahale edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğa isim koymanın velayet kapsamında anne ve babaya ait bir hak ve yükümlülük olduğu, boşanma davası görülmesinin babayı bu haktan mahrum bırakmayacağı ve TMK 339/5 gözetilerek, babanın hakim müdahalesi talebiyle çocuğun isminin değiştirilmesi isteminin kabulüne karar verilmesi onanmıştır. - Uyuşmazlık: Velayeti davacı annede olan çocuğun isminin değiştirilmesi talebiyle açılan nüfus kaydının düzeltilmesi davasına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda, soybağına ilişkin sonuçlar doğurmayan hallerde Bölge Adliye Mahkemesi kararlarının 6100 sayılı HMK'nın 362/1-d maddesi gereğince kesin olması ve temyiz yoluna kapalı bulunması gözetilerek davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan ortak çocuğun, annenin bekarlık soyadını kullanmasına izin verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun soyadı değişikliğini gerektirecek bir durumun ve annenin bekarlık soyadını kullanmasının çocuğun menfaatine olduğunun ispatlanamaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayet sahibi anne tarafından açılan, çocuğun soyadının annesinin kızlık soyadı ile değiştirilmesi davasının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nun 4. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi, Anayasa Mahkemesi'nin velayet hakkı tevdi edilen çocuğun soyadının değiştirilmesi taleplerinin Anayasa’nın 20. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği yönündeki kararları ve çocuğun üstün yararı gözetilerek, çocuğun idrak çağında olması ve soyadının değiştirilmesine yönelik olumlu beyanı değerlendirildiğinde, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi talebinde çocuğun üstün yararının ve zorunluluk halinin bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararının tespiti için idrak çağında bulunan çocuğun anne soyadını kullanma konusundaki görüşünün alınması ve diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, eksik inceleme ile hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle bozma kararı verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti anneye verilen küçüğün, babasının soyadını taşımasından kaynaklanan sosyal ve psikolojik sorunlar nedeniyle, annesinin soyadını alması talebiyle açılan soyadı değişikliği davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliği içerisinde doğan çocuğun doğumla kazandığı aile soyadının değiştirilmesi talebinin, velayet hakkı ve çocuğun menfaati kapsamında değerlendirilmesi gereken bir aile hukuku uyuşmazlığı olduğu, dolayısıyla 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi uyarınca görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan müşterek çocuğun annesinin soyadını kullanmasının çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun idrak çağında olması ve annesinin soyadını kullanma talebinin çocuğun üstün yararına olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin çocuğun soyadının değiştirilmesi yönündeki kararını onayan istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti annede olan çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilip değiştirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi için çocuğun üstün yararının gerekliliği ve davacı annenin bu durumu ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yeni doğan çocuğun nüfus kaydındaki isminin, yazım hatası nedeniyle hatalı yazıldığı iddiasıyla açılan isim tashihi davasında, haklı nedenin varlığının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu çocuğun isminin "İkra" yerine "İgra" olarak yazılmasının bariz bir yazım hatası olduğunun ve henüz bir aylık bile olmayan çocuğun bu adla tanınıp bilinmediğinin tespitinin mümkün olmadığının, dolayısıyla Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesindeki haklı neden şartının kendiliğinden gerçekleştiğinin kabul edilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Evlilik birliği içinde doğan ve boşanma ile velayeti annesine verilen küçüğün, babasının soyadını taşıyor olmasına rağmen annesinin soyadını alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun soyadının belirlenmesi davasının aile hukukundan doğan bir dava olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin aile mahkemesi olması gerektiği gözetilerek, asliye hukuk mahkemesinin verdiği direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayet hakkı sahibi annenin, çocuğun soyadının kendi soyadıyla değiştirilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı annenin çocuğun soyadının değiştirilmesini gerektirecek olağanüstü bir durum ortaya koyamadığı ve çocuğun üstün yararının da gözetilmediği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.