Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Çok Sanıklı Dosya”
- Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulması ve bozmanın kendisine sirayet etmesi sonucu kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çok sanıklı dosyalarda, temyiz eden sanık lehine bozmanın, diğer sanıklara sirayet etmesi halinde dahi, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın yeniden kurulan hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve sanığın ikinci hükme yönelik temyiz istemi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Çok sanıklı bir dosyada, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulması ve bu bozmanın kendisine sirayet etmesi sonucu kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sirayet kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanıkların temyiz edenlerden daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek olduğu, bozmanın sirayetinde yerel mahkeme hükmünün temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmayıp sadece bozma kararının sonucundan yararlandırıldığı, aksi halde kesinleşme sürecinin öngörülebilirliğinin ortadan kalkacağı ve kanun koyucunun sirayet sonrası kurulan hükmün temyiz edilebileceğine dair açık bir düzenlemeye yer vermemesi gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine lehe bozma kararı verilmesi ve bu kararın kendisine sirayet etmesi sonucu kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığına ve Yargıtay 6. Ceza Dairesinin onama kararının sanık yönünden kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulmasının ardından, sirayet nedeniyle kurulan ikinci hükmü temyiz etmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sirayet kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanıkların temyiz edenlerden daha ağır ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek olduğu ve bozmanın sirayetinde yerel mahkeme hükmünün temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmayıp sadece bozma kararının sonucundan yararlandırıldığı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın diğer sanığın temyiz etmesi üzerine hükmün bozulması ve sirayet etmesi sonucu hakkında kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkı olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulmasının ardından, sirayet nedeniyle hakkında kurulan ikinci hükmü temyiz etmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmü temyiz etmeyen sanığın sadece bozma kararının sonucundan yararlandırılması ve aksi halde kesinleşme sürecinin öngörülebilirliğinin ortadan kalkacağı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi sonucu lehe bozmanın sirayet etmesiyle hakkında kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığına ve dolayısıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hakkındaki hüküm kesinleşen sanık hakkında, aynı suçtan yargılanan diğer sanıklar lehine verilen bozma kararının sirayet edip etmeyeceği ve bu hususun kanun yararına bozma yoluyla incelenip incelenemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Diğer sanıklar lehine verilen bozma kararındaki gerekçelerin uygulanmasının sanık lehine bir sonuç doğurmayacağı, bozma nedenlerinin diğer sanıklar hakkında uygulanması sonucu oluşan cezanın da Yargıtayca onandığı gözetilerek, diğer sanıklar hakkındaki bozma sebeplerinin sanığa sirayeti koşullarının oluşmadığı ve sanığın hukuki durumunu etkilemeyen bu hususun kanun yararına bozma yolu ile incelenemeyeceği kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanıkların temyizi üzerine hükmün lehine bozulması ve bu bozmanın kendisine sirayet etmesi sonucu oluşan yeni hükmü temyiz etme hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sirayet kurumunun amacının, hükmü temyiz edenler lehine oluşan durumdan temyiz etmeyenlerin de yararlanmasını sağlayarak adaletsizliği gidermek olduğu, bozmanın sirayetinde yerel mahkeme hükmünün temyiz etmeyen sanık yönünden bozulmayıp sanığın sadece bozma kararının sonucundan yararlandırıldığı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanıklar hakkındaki lehe bozmanın sonucundan yararlanması nedeniyle oluşan ikinci hükmü temyiz etme hakkı bulunmadığı kabul edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Birlikte suç işleyen sanıklardan birinin hükmünün temyiz incelemesinde bozulması üzerine, diğer sanık hakkında verilen ve temyiz edilmeyen hükmün, bozma kararındaki lehe nedenlerin sirayeti yoluyla düzeltilmesi mümkün iken, bu yol yerine kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Birlikte suç işleyen sanıklardan birine ilişkin hükmün temyiz incelemesinde lehe bozulması halinde, bu bozma nedenlerinin diğer sanığa sirayet ettirilmesi suretiyle hükmün düzeltilmesi mümkün olup, bu yasal yol varken olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozmaya başvurulamayacağı, ancak somut olayda lehe bozma kararından sonra yerel mahkemece diğer sanık hakkında şikayetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmesiyle, bozma nedenlerinin sirayet ettirilmesi olanağı ortadan kalktığından, kanun yararına bozma yoluna başvurulabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanığın, diğer sanığın temyizi üzerine hükmün lehe bozulması ve bozma kararının kendisine sirayet etmesi durumunda, yeniden kurulan hükmü temyiz etme hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: CMUK m. 325 ve CMK m. 306’da düzenlenen bozmanın sirayeti kurumunun amacının, temyiz etmeyen sanığın temyiz eden sanıktan daha ağır bir ceza ile cezalandırılmaları adaletsizliğini gidermek, yani sadece bozma kararının sonucundan yararlandırmak olduğu, aksi halde usul hukukundaki temyiz ve itiraz sürelerinin öngörülebilirlik amacıyla bağdaşmayacağı ve kesinleşme sürecinin öngörülebilirliğini ortadan kaldıracağı gözetilerek, ilk hükmü temyiz etmeyen sanığın bozma sonrası kurulan yeni hükmü temyiz etme hakkı olmadığına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İnceleme dışı bir sanığın temyizi üzerine bozma kararı verilip, bu bozmanın diğer sanıklara sirayet etmesi sonucu oluşan ikinci hükme karşı, ilk hükmü temyiz etmeyen sanıkların temyiz hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sirayet kurumunun amacının adaletsizliği gidermek olduğu, ancak kanun koyucunun sirayet sonrası oluşan hükümlerin temyiz edilebilirliğine ilişkin açık bir düzenleme yapmadığı, aksine yorumun usul güvenliği ilkesine aykırı olacağı ve CMK m. 306'nın yorumundan, ilk hükmü temyiz etmeyen sanıkların sirayet sonrası oluşan ikinci hükmü temyiz hakkının olmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve sanıkların temyiz talepleri reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk hükmü temyiz etmeyen sanıkların, diğer sanıkların temyizi üzerine hükmün bozulması ve sirayet etmesi sonucu haklarında kurulan ikinci hükmü temyiz edip edemeyecekleri.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmü temyiz etmeyen sanıkların, lehe bozma kararından CMK m. 306 uyarınca yararlanmalarının, kendilerine bir kez kanun yoluna başvurma hakkı tanıdığı, ikinci hükmün temyiz edilmesinin ise usul hukukunun temel ilkeleriyle bağdaşmadığı gözetilerek, sanıkların ikinci hükmü temyiz taleplerinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mahkemenin, işlemden kaldırılan birleşen dosyanın üç aylık yasal süre içinde yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin birleşen dosya duruşmasına katılmaması ve mazeret bildirmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafından da yasal süre içinde yenileme talebinde bulunulmadığı gözetilerek, mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, diğer sanığın temyiz istemi üzerine bozulan hükümden kaynaklanan sirayet nedeniyle lehine kurulan ikinci hükmü temyiz etme hakkının olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmü temyiz etmeyen sanığın bozmanın sirayetinden yararlanmasının, temyiz yoluna başvurma hakkını bir kez kullandığı anlamına geldiği, yeniden yargılama sonucu oluşan hükmün temyiz edilebilir nitelikte olmadığı ve bu durumun usul hukukunun öngörülebilirlik ilkesiyle bağdaşmayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilerek Daire onama kararı kaldırılmış ve sanığın temyiz istemi reddedilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.