Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İşe İlk Giriş”
- Uyuşmazlık: Davacının, taşeron işçisi olarak çalıştığı dönem de dahil olmak üzere, kadroya geçirildiği tarihten itibaren değil, ilk işe giriş tarihinden itibaren uygulanması gereken toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret ve yan haklarının eksik ödendiği iddiasıyla açtığı alacak davasında, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporundaki yevmiye tespiti ve hesaplamaların doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilk işe giriş tarihinden itibaren kurum işçisi sayıldığı hususu ile toplu iş sözleşmesinin 01.03.2005 tarihinden önce işe girenler için öngörülen ücret skalasının uygulanması gerektiği gözetilerek, yevmiye farkının ve diğer alacak kalemlerinin denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerektiği, mevcut bilirkişi raporundaki eksiklikler ve çelişkiler nedeniyle mahkeme kararının hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının sigorta başlangıç tarihinin tespitine ilişkin mahkeme kararının eksik araştırma ve incelemeye dayanıp dayanmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, işe giriş bildirgesindeki işyeri sicil numarası ile davacının iddia ettiği sicil numarası arasındaki uyuşmazlığı yeterince araştırmadığı, aynı dönemde çalışanların ve komşu işyerlerinin bilgilerine başvurmadığı ve fiili çalışmanın varlığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlemediği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından dava dışı işyerinde 15.02.1988 tarihinde 1 gün süreyle sigortalı olarak çalışıldığının tespiti istemiyle açılan davada, hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği ve fiili çalışma olgusunun tespiti için mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: İşe giriş bildirgesinin bulunmasının tek başına fiili çalışmanın varlığı için yeterli olmadığı, hak düşürücü süre ve fiili çalışma olgusunun tespiti için işyeri kayıtları, bordro tanıkları gibi delillerin incelenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, davalı şirket nezdinde 01.07.1997-31.12.2010 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını iddia ederek, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin tespiti talebinde bulunduğu davada, 20.12.2000 tarihli imzalı işe giriş bildirgesine rağmen önceki dönem çalışmasının tespit edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk kararında yer vermeyip direnme kararında hak düşürücü süre gerekçesiyle 20.12.2000 tarihli işe giriş bildirgesinden önceki döneme ilişkin çalışma iddiasını incelememiş olması nedeniyle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu değerlendirilerek, dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 1972 yılının Haziran ayında davalı işyerinde bir günlük çalışmasının sigorta başlangıç tarihi olarak tespit edilip edilemeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemede bulunan ve davacının işe giriş bildirgesi olarak Kuruma sunulan belgede işe giriş tarihinin gün kısmının net olarak anlaşılamaması, bu hususun şüpheye mahal vermeyecek şekilde belirlenerek davacının işe giriş tarihinin tespiti gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş kazası sonucu ölen sigortalılar için Kurum tarafından hak sahiplerine ödenen gelir ve cenaze giderleri nedeniyle Kurum'un işverene rücu davası açmasında işverenin kusurunun olup olmadığı ve kusur oranının tespiti ile sigortalılardan birinin işe giriş bildirgesinin yasal süresinde verilip verilmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: İş kazasında işverenin kusurunun olup olmadığının ve kusur oranının tespiti için iş sağlığı ve güvenliği alanında uzman bilirkişilerden rapor alınması, hak sahiplerinin işverene karşı açtığı tazminat davasının güçlü delil niteliğinde olduğu gözetilerek davanın akıbetinin araştırılması ve sigortalılardan birinin işe giriş bildirgesinin yasal süresinde verilip verilmediğinin tespiti için eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemiyle açılan davada, mahkemece yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının sigortalılığının tespiti için fiili çalışmasının varlığının, hizmet tespiti davalarındaki yöntem ve ilkeler çerçevesinde, yeterli delillerle kanıtlanması gerektiği, mahkemece bu hususta yeterli araştırma yapılmadığı ve işyerinin faaliyetine devam edip etmediği hususunun da araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının Almanya'daki ilk işe giriş tarihinin Türkiye'deki sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilip edilemeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca uluslararası sözleşmelerin iç hukuka üstünlüğü ve Türkiye ile Almanya arasındaki Sosyal Güvenlik Sözleşmesi'nin 29/4. fıkrasındaki hüküm gözetilerek, davacının Almanya'daki işe giriş tarihinin Türkiye'deki sigortalılık başlangıcı olarak kabulü için 3201 sayılı Kanun uyarınca borçlanma yapmasına gerek olmadığına ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özelleştirilen bir kuruluştan sonra kamu kurumunda işe başlayan davacının, önceki işyerindeki çalışma süresinin ücret ve diğer haklarda dikkate alınıp alınmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının özelleştirme sonrasında kamu kurumuna naklen değil, ilk defa işe alınan işçi statüsünde işe başladığı, işe giriş ücretinin kanun, yönetmelik ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun olarak belirlendiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı kabulüne ilişkin kararının hatalı olduğu gerekçesiyle, davalının istinaf başvurusunun kabulüyle davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının yaşlılık aylığı talebinin reddi üzerine açtığı kurum işleminin iptali davasında, davacının sigorta başlangıç tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin Kurumca kabul edilmemesi nedeniyle uyuşmazlık yaşanmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının işe giriş bildirgesinin bulunmasının tek başına yeterli olmadığı, fiili çalışmanın varlığının da kanıtlanması gerektiği, bu nedenle işe giriş bildirgesi tarihi ile ilgili uyuşmazlığın çözümlenmesi için mahkemenin doğrudan soruşturmayı genişleterek, 506 sayılı Kanun'un 79. maddesinde belirtilen yöntem ve ilkeler çerçevesinde, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını araştırması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının sigortalılık başlangıç tarihinin, işveren tarafından verilen işe giriş bildirgesine rağmen, Kurum kayıtlarında görünmemesi nedeniyle tespiti talebi.
Gerekçe ve Sonuç: İşe giriş bildirgesinin süresinde verilmesi, sigorta sicil numarasının bildirgenin verildiği yıla ait olması, komşu işyeri sahibi ve çalışanı tanıkların davacının çalıştığını doğrulaması ve imzanın zamanla değişebileceği gözetilerek, davacının sigortalılık başlangıç tarihinin tespitine dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı sendikanın davacı işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmak için gerekli çoğunluğu sağlayıp sağlamadığına ilişkin yetki tespitine itiraz davası.
Gerekçe ve Sonuç: Yetki tespiti başvurusu anından önce işe girişi ve işten ayrılışı SGK'ya bildirilmeyen işçilerin yetki tespitinde dikkate alınamayacağı, SGK kayıtlarına göre başvuru anında sendikanın çoğunluğu sağladığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.