Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İdrak Çağı”
- Uyuşmazlık: İdrak çağındaki çocuğun velayetinin değiştirilmesi davasında, çocuğun velayeti konusunda mahkeme huzurunda bizzat görüşüne başvurulup başvurulmayacağı ve uzman tarafından alınan beyanın yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin ilgili maddeleri ile velayete ilişkin yasal düzenlemeler gereğince, idrak çağındaki çocuğun velayetini ilgilendiren konularda görüşünün alınması gerektiği ve somut olayda çocuğun idrak çağında bulunması, uzman raporunda da çocuğun kendi arzu ve isteklerini belirleyebilecek olgunlukta olduğunun belirtilmesi, ayrıca dava tarihinden itibaren çocuğun görüşünün alınmasını gerektirecek ölçüde uzun süre geçmiş olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanmış eşlerin müşterek çocuklarının velayetinin değiştirilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun velayetinin belirlenmesinde çocuğun yüksek yararı ve çocuğun idrak çağında ise dinlenilmesi gerektiği hususu gözetilerek, idrak çağındaki çocuğun velayeti konusunda tekrar dinlenilmesi ve sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davası kapsamında, fiili ayrılık sırasında ve hâlen baba yanında kalan küçük yaştaki iki çocuğun velayetinin, yurtdışına yerleşen anneye verilip verilemeyeceği hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuklardan biri yargılama aşamasında reşit olduğundan velayet talebi konusuz kalmış, diğer çocuğun ise idrak çağında olmasına rağmen görüşünün alınmadan velayet kararı verilmesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3. ve 6. maddelerine aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, idrak çağındaki çocuğun velayetinin düzenlenmesinde çocuğun görüşünün alınmasının gerekliliği ve bu görüşe verilecek önem.
Gerekçe ve Sonuç: İdrak çağındaki çocuğun velayetinin düzenlenmesinde, çocuğun Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12. maddesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi'nin 3. ve 6. maddeleri gereğince görüşünün alınması ve bu görüşün, çocuğun yararına ters düşmemesi kaydıyla dikkate alınması gerektiği gözetilerek, çocuğun görüşünün alınmadığı direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, idrak çağındaki çocuğun velayetinin belirlenmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince, idrak çağındaki çocuğun velayetinin belirlenmesinde çocuğun beyan ve görüşünün, sosyal inceleme raporu ile birlikte değerlendirilerek, çocuğun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimini sağlayacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilerek, çocuğun babasıyla kalmak istediğini beyan etmesi ve sosyal inceleme raporunun da bu yönde olması nedeniyle, velayetin babaya verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Velayeti babaya verilen çocuk ile anne arasında yatılı kişisel ilişki kurulup kurulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı ve idrak çağındaki çocuğun beyanına üstünlük tanınması ilkeleri gözetilerek, çocuğun annesinde kalmak istemediği beyanı doğrultusunda yatılı kişisel ilişki kurulmasına ilişkin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Annenin velayeti altında bulunan müşterek çocuğun annenin kızlık soyadını kullanmasına izin verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İdrak çağındaki çocuğun anne soyadını kullanma konusundaki görüşünün alınması ve diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi gerekirken bu hususta eksik incelemeyle hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayet hakkına sahip annenin, çocuğunun soyadını kendi kızlık soyadı ile değiştirmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İdrak çağındaki çocuğun, annesinin kızlık soyadını kullanma konusundaki görüşünün alınması ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek çocuğun üstün yararı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, bu hususta eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında idrak çağındaki çocuğun velayetinin belirlenmesinde çocuğun görüşünün alınıp alınmaması ve buna bağlı olarak velayet kararının hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince, idrak çağındaki çocuğun velayeti hususunda görüşünün bizzat veya istinabe yoluyla alınması ve uzman görüşünün de alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Velayet hakkına sahip annenin, boşanmadan sonra çocuğun soyadının kendi bekarlık soyadıyla değiştirilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma sonrası velayet hakkına sahip annenin, çocuğun üstün yararı olması halinde çocuğa kendi bekarlık soyadının verilmesini isteyebileceği, idrak çağındaki çocuğun anne soyadını kullanma konusundaki görüşünün alınmasının ve çocuğun üstün yararının gözetilerek, yerel mahkemenin çocuğun soyadının annenin bekarlık soyadıyla değiştirilmesine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.