Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İptal-Tescil Davası”
- Uyuşmazlık: Aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerinde eşin rızası olmadan tesis edilen ipotek ve yapılan satış işleminin geçersizliği nedeniyle ipoteğin kaldırılması ve tapu iptal-tescil davasının kabulü ile birlikte, davalı bankanın yargılama giderlerine katılıp katılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aile konutu olduğu ve davalı eşin rızası olmadan ipotek tesis edilip satıldığı, davalı bankanın da bu durumdan haberdar olması gerektiği gözetilerek, ipoteğin kaldırılması ve tapu iptal-tescil davasının kabulüne, ancak bankanın tapu iptal-tescil davası hususunda pasif husumeti bulunmadığından yargılama giderlerine katılma yükümlülüğü olmadığına karar verilerek, yerel mahkeme kararının onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil talebinin eldeki davadan ayrılıp ayrılmadığı ve bu talebin eldeki davanın konusunu oluşturup oluşturmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptali ve tescil istemli davanın, el atmanın önlenmesi ve yıkım istemli davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine rağmen, yerel mahkemece her iki talep hakkında da hüküm kurulmasının doğru olduğu, Özel Daire'nin karar düzeltme gerekçesinin maddi hataya dayalı olduğu ve yerel mahkemenin 4721 sayılı TMK'nın 724-725. maddelerine dayalı tapu iptali ve tescil talebini reddetmesinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Vekâlet görevinin kötüye kullanılması iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, vekilin davalı olarak bulunmasının gerekliliği ve davalıların elbirliği ile hareket ederek davacıyı zarara uğratıp uğratmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vekâlet görevinin kötüye kullanılması iddiasını ispat için vekilin de davalı olarak yer alması gerektiği, davalı vekilin taşınmazı gerçek değerinin çok altında bir bedelle devrettiği, satış bedelinin davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı ve davalıların elbirliği ile hareket ederek davacıyı zarara uğrattıkları gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İmar uygulaması sonucu oluşan parsele ilişkin tapu iptali ve tescil davasının, imar işleminin iptali davası açılmadan genel mahkemede görülebilir olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İmar uygulamasına dayanak oluşturan kadastral parselde davacının hakkı bulunmadığı ve imar işlemine itiraz edilmeyip sadece imar sonucu oluşan mülkiyet hakkına itiraz edildiği durumlarda, imar işleminin iptaline gerek olmaksızın genel mahkemede tapu iptali ve tescil davası açılabileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş mahkeme kararıyla davacıya ait olduğu tespit edilen ancak tapuda henüz tescil edilmemiş taşınmazın, Hazine tarafından davalı kooperatife satılması üzerine açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalı kooperatifin TMK m. 1023 anlamında iyi niyetli üçüncü kişi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kooperatifin, taşınmaz üzerindeki kesinleşmiş mahkeme kararından ve davacının mülkiyet hakkından, taşınmazı Hazine'den satın aldığı tarih itibariyle haberdar olduğunun anlaşılması nedeniyle, iyi niyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği ve TMK m. 1023'ten faydalanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın oğullarına yaptığı satış işleminin muvazaalı olup olmadığı ve davacının daha önce tenkis davası açıp feragat etmesinin, şimdi muris muvazaasına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmasına engel olup olmadığı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında zamanaşımı veya hak düşürücü süre bulunmadığı, davacının daha önce tenkis davası açıp feragat etmesinin muris muvazaasına dayalı dava açmasına engel teşkil etmediği ve bazı taşınmazların tapu kayıtlarının hatalı parsel numaralarıyla getirtildiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen 12.10.1989 tarihli sözleşmenin hukuki niteliğinin inanç sözleşmesi mi yoksa harici satım sözleşmesi mi olduğu ve buna bağlı olarak tapu iptal-tescil talebinin kabul edilip edilmeyeceği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebinde bulunduğu, davada ibraz edilen 12.10.1989 tarihli sözleşmenin yazılı delil niteliğinde bir inanç sözleşmesi olarak kabul edilmesi gerektiği, taşınmazın imar parseli olması sebebiyle ifraz yerine paylı mülkiyet tesisinin mümkün olduğu, mahkemenin bu hususları değerlendirmeden tapu iptal-tescil talebini reddedip tazminata hükmetmesinin hatalı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasbırakan ile üçüncü kişi arasında yapılan inançlı işlem sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu mirasçılara intikal eden taşınmaz üzerinde, mirasbırakanın diğer mirasçıları tarafından şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakan ile davacılar arasında taşınmaz devrini gerektiren geçerli bir sözleşmenin bulunmaması, davacılar tarafından ileri sürülen ve mirasbırakan ile üçüncü kişi arasında yapılan adi yazılı inanç sözleşmesinin davacılar açısından resmi şekil şartını taşımaması ve mülkiyet devrine hukuki sebep oluşturmaması, inançlı işlem sözleşmesine dayalı önceki iptal-tescil kararının mirasbırakana mülkiyeti iade etmesi dışında bir hüküm doğurmaması ve davacılar lehine şahsi bir hak oluşturmaması gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yolsuz tescil nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ve tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptal ve tescil davalarının kural olarak tapu kaydının malikine karşı açılması gerektiği ve davalının ihalenin iptali ile yolsuz tescile konu taşınmazı devrettiği durumda tazminat isteminden ilk elden sorumlu tutulabileceği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taşınmaz satışında satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil davası ile terditli tazminat talebinde, tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz satışında satıcı lehine tesis edilen ipoteğin TMK m.893'te düzenlenen kanuni ipotek niteliğinde olduğu ve bu nedenle alacağın tespiti için taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin esas alınması gerektiği gözetilerek, istinaf mahkemesinin sadece akitte gösterilen bakiye bedelin ödettirilmesine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalılar tarafından üçüncü kişilere devredilen taşınmazlar için istenen bedel talebinin belirsiz alacak davası kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve miras payı oranında iptal-tescil kararı verilirken hesaplama hatası yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın taşınmazlarını devrederken mirasçılardan mal kaçırma kastıyla hareket ettiği ve davacıların tam olarak belirleyemedikleri alacakları için belirsiz alacak davası açma hakları olduğu gözetilerek, bedel isteminin harcı tamamlanması halinde tamamlanan değer üzerinden hüküm altına alınması gerektiği, ayrıca 1365 parsel sayılı taşınmazdaki iptal-tescile konu payın yanlış hesaplandığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.