Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İrade Dışında Elden Çıkma”
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında, maktule yönelik eylemi nedeniyle TCK’nın 27/2. maddesi uyarınca meşru müdafaada sınırın aşılması nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına mı, yoksa haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan mahkûmiyetine mi karar verilmesi gerektiği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, kendisine saldıran iki kişiden birini etkisiz hale getirdikten sonra, elinde silah olmayan maktule karşı bıçak kullanmaya devam etmesi ve öldürücü darbeler vurması, meşru savunma sınırının mazur görülebilir bir heyecan, korku veya telaştan kaynaklandığını göstermediğinden ve sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu ancak maktulün ilk haksız hareketi başlatması gözetilerek, haksız tahrik altında kasten öldürme suçundan hüküm kurulması gerekirken, meşru savunmada sınırın aşılması nedeniyle ceza verilmemesine karar veren yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının dolandırıcılık iddiasıyla, rızası dışında elinden çıkarılan aracın satış sözleşmelerinin iptali ve aracın kendisine iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Aracın davacının elinden hileli yollarla ve rızası dışında çıktığının anlaşılması ve bu durumda davalı şirketin iyiniyetli olup olmamasının veya sicile güven ilkesinin uygulanabilirliğinin önem taşımaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, dolandırıcılık sonucu rızası dışında elinden çıktığı iddia edilen aracın, davalı tarafından iyi niyetle iktisap edilip edilmediği ve mülkiyetin tespiti davasında davalının iyi niyetinin korunup korunmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınır zilyetliğinin davacının iradesi dışında elinden çıktığı ve davalının aracı 2918 sayılı KTK'nın 20. maddesinde belirtilen şartlara uygun olarak iktisap etmediği, TMK'nın 988 ve 989/2. maddelerinin uygulanma şartlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına, ancak sair temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık B.. Y..’in katılan E.. B..’a yönelik eyleminin niteliği ile sanık R.. Y..’in diğer sanıkların maktule ve katılan E.. B..’a yönelik eylemlerine iştirak edip etmediği hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık B.. Y.’nin katılan E.. B.’a yönelik eyleminin husumet, kullanılan silahın niteliği ve hayati bölgelere isabet gibi unsurlar gözetilerek teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçu olarak nitelendirilmesi gerektiği, sanık R.. Y.’nin ise diğer sanığın maktule yönelik eylemine yardım etmek suretiyle iştirak ettiği ancak katılana yönelik eyleme iştirak iradesinin bulunmadığı gerekçesiyle, yerel mahkemenin sanık B.. Y. hakkında kasten yaralama suçundan verdiği mahkumiyet hükmü ile sanık R.. Y. hakkında her iki eylemden dolayı verdiği beraat hükümlerinin bozulmasına, sanık R.. Y. hakkında katılana yönelik eylemden dolayı verilen beraat hükmünün ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıya ait aracın dolandırıcılık yoluyla elinden çıkarılıp davalıya satılması nedeniyle, aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti ve iadesi talebine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Aracın davacının iradesi dışında elinden çıktığı ve dolandırıcılık yoluyla satıldığı ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğundan, TMK m.989 hükmü gözetilerek davacının taşınır davası açma hakkı bulunduğu değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıya ait aracın, davalılar tarafından hile yoluyla elinden alınarak üçüncü kişiye satılması nedeniyle açılan davada, üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmadığı ve aracın mülkiyetinin davacıya iadesi gerekip gerekmediği hususunda yaşanan hukuki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hile nedeniyle davacının rızası dışında elinden çıkan aracın, TMK m.989 kapsamında değerlendirilmesi ve üçüncü kişinin iyi niyetli olsa dahi, aracın açık artırma veya pazar gibi yerlerden edinilmediği durumlarda mülkiyetin korunduğu, ayrıca 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20. maddesi gereğince tescilin mülkiyetin geçişi için zorunlu olduğu ve tapu sicilindeki gibi trafik sicilinde de sicile güven ilkesinin mutlak olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık M.Ç.'nin, maktuller F.S. ve E.S.'yi kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçlarının sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık M.Ç.'nin, maktul F.S.'yi meşru savunmada sınırın aşıldığı bir heyecan, korku ve telaşla kasten öldürdüğü ve maktul E.S.'yi haksız tahrik altında kasten öldürdüğü ve 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan ise dava zamanaşımı gerçekleştiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuş ve sanık hakkında 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Sanığın katılanlara, mağdurlara ve şikayetçilere yönelik eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığı ve TCK'nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ile katılanlar, şikayetçiler ve mağdurlar arasında hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulduğu, sanığın bu sözleşme sonucu oluşan güvene bağlı olarak emaneten bırakılan altın ve paralar üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu, sanığın bu yetkiyi kötüye kullanarak zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunup iş yerindeki tüm altınları ve paraları alarak ortadan kaybolduğu ve bu eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, ayrıca ele geçirilen altınların kolluk tarafından yapılan tahkikat sonucu elde edilmiş olması ve sanığın pişmanlığını gösterir bir irade ortaya koymaması nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kasten öldürme suçunda sanıkların eylemlerinin müşterek faillik mi yoksa yardım etme mi oluşturduğu ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların maktulü darp etmelerinin ve suça sürüklenen çocuğun bıçakla öldürme eyleminin, önceden alınmış ortak bir karar ve fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulması suretiyle gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında, eylemlerinin TCK'nın 37. maddesi kapsamında müşterek faillik oluşturduğu ve taraflar arasında daha önce yaşanan olaylar da gözetilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın müşterek failliğe ilişkin itirazının reddi, haksız tahrik konusundaki itirazının kabulü, suça sürüklenen çocuk hakkındaki mahkumiyet hükmünün onanması, diğer sanıklar hakkındaki bozma kararının ise haksız tahrik hususu çıkarılarak aynen devamına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, brandayla kapatılmış balkona ateş ederek bir çocuğun ölümüne sebebiyet verdiği olayda, TCK'nın 30/2. maddesinde düzenlenen hata hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı ve sanığın eyleminin olası kastla nitelikli öldürme suçunu mu yoksa olası kastla öldürme suçunu mu oluşturduğu hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, maktul çocuğun bulunduğu balkona ateş ederken, orada bir çocuğun olduğunu bilmediği ve öngöremediği, ancak genel olarak orada birinin olabileceğini öngördüğü gözetilerek, TCK'nın 30/2. maddesindeki hata hükmünün uygulanamayacağına ve sanığın eyleminin olası kastla nitelikli öldürme suçunu oluşturduğuna karar verilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının iradesi fesada uğratılarak elinden çıkarılan aracın mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının aracının satışında iradesinin davalı şirket çalışanları tarafından fesada uğratıldığı, davalı şirketin aracı kötü niyetli zilyetten aldığı ve davacının dava açma süresine uyduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.