Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İtiraz Usulü”
- Uyuşmazlık: Basit yargılama usulü ile verilen ve itiraz edilmeyen hüküm kesinleştikten sonra, aynı sanık hakkında aynı suçtan tekrar hüküm kurulup kurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulü ile verilen ilk hükme sanık tarafından itiraz edilmediği ve hükmün kesinleştiği, mahkemenin itiraz olmayan sanık hakkında yeniden yargılama yaparak hüküm kuramayacağı ve bu nedenle ikinci hükmün hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüyle verilen hükme karşı yapılan itirazın, gerekçeli kararın usulsüz tebliği nedeniyle süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'na aykırı olarak, gerekçeli kararın davada hasım olan şikayetçiye tebliğ edilmesi nedeniyle itiraz süresinin işlemeye başlamadığı gözetilerek, itirazın reddine ilişkin hükmün kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara yapılan itiraz üzerine, itiraz merciinin inceleme kapsamının CMK 231. maddesindeki koşulların varlığıyla sınırlı olup olmadığı veya suçun sübutu ve nitelendirilmesi gibi esas yönünden de inceleme yapıp yapamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, kişiye cezai yaptırımdan kurtulma imkanı tanıyan ve şartlı bir düşme nedeni oluşturan bir kurum olduğu, itiraz merciinin sadece şekli inceleme yapmasının hak arama özgürlüğü ve AİHS’nin 13. maddesindeki etkili başvuru hakkını ihlal edebileceği, ayrıca ceza muhakemesinin maddi gerçeğe ulaşma amacıyla da bağdaşmayacağı gözetilerek, itiraz merciinin CMK 231’deki şekli koşullar dışında suçun sübutu ve nitelendirilmesi gibi esas yönünden de inceleme yapması gerektiği sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulü ile verilen mahkûmiyet kararına yapılan itirazın esastan mı yoksa usulden mi incelenmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünde verilen kararlara karşı yapılan itirazlarda, itiraz merciinin 5271 sayılı CMK'nın 252/2. maddesi gereğince genel hükümlere göre duruşma açılması için dosyayı ilk derece mahkemesine göndermesi gerektiği, itirazın esastan incelenerek kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gözetilerek, ağır ceza mahkemesinin itirazı esastan inceleyerek kabulüne dair kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüyle verilen hükme karşı yapılan itirazın süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligatın 7201 sayılı Tebligat Kanunu'na uygun olarak yapılmadığı ve itiraz merciinin tebliğin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını tespit etmeden itirazın reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulü ile verilen mahkumiyet kararına karşı süresinden sonra yapılan itiraz üzerine genel hükümlere göre yargılama yapılıp hüküm kurulmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünde verilen hükümlere karşı süresinden sonra yapılan itirazın, 5271 sayılı CMK'nın 252/6. maddesi uyarınca itiraz merciine gönderilmesi gerektiği, bu kurala aykırı olarak genel hükümlere göre yargılama yapılıp hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu ve bu hükmün yok hükmünde olması nedeniyle kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında silahla kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında hüküm kurulduktan sonra yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun'la değişik CMK’nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkındaki hükümlerin kesinleşmesinden sonra Anayasa Mahkemesi'nin CMK'nın geçici 5. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan "hükme bağlanmış" ibaresini iptal etmesine rağmen, "kesinleşmiş" ibaresinin yürürlükte kalması ve Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeme ilkesi gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın basit yargılama usulünün uygulanması talebine ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan itirazın süre yönünden reddine dair kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulüyle verilen hükümlere karşı itiraz yolunun açık olduğu ve sanık müdafiinin itirazının kanuni süresi içinde yapıldığı gözetilerek, itirazın süre yönünden reddine dair karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi kasten yaralama suçundan verilen hükme karşı, katılma talebi karara bağlanmamış şikayetçi vekilinin yaptığı itirazın reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma talebinde bulunmuş ancak talebi karara bağlanmamış şikayetçi vekilinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 260. maddesi gereğince kanun yoluna başvurma hakkı bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin itirazı reddeden kararı kanun yararına bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne göre verilen hükme yapılan itiraz üzerine, ağır ceza mahkemesinin itirazı incelemeden, karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermesi.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 252. maddesinin 2. ve 6. fıkraları ile 268. maddesinin 2. fıkrası uyarınca basit yargılama usulünde yapılan itirazın, hükmü veren mahkemece süresi yönünden değerlendirildikten sonra, süresinde ise genel hükümlere göre yargılama yapılması, süresinde değilse itiraz merciince reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, itirazı incelemeden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi kasten yaralama davasında, sanığın eşi tarafından yapılan itirazın kabulünün hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 262. maddesi uyarınca sanığın eşinin kanun yoluna başvurma hakkı bulunsa da, katılan sıfatı bulunmayan eşin, diğer sanık hakkında verilen hükme karşı itiraz hakkı olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin itirazı kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüyle verilen kasten yaralama suçundan hükmedilen cezaya karşı yapılan itirazın reddine dair kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünde verilen hükümlere yapılan itiraz üzerine, itiraz merciinin, itirazın sıfat ve süre yönünden incelemekle yetinmesi gerekirken, esastan inceleme yaparak itirazı reddetmesinin hukuka aykırı olduğu ve ayrıca hesaplama hatası yapılarak sanık hakkında fazla cezaya hükmedildiği gözetilerek, yerel mahkemenin kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.