Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İzin”
- Uyuşmazlık: Davacının iş sözleşmesinin sona ermesiyle kullanmadığı yıllık izin ücretlerinin hesabında, davalı işveren tarafından sunulan izin belgelerinin değerlendirilmesi ve ulusal bayram, genel tatil ve hafta tatili günlerinin izin süresinden sayılıp sayılmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İşveren tarafından sunulan yıllık izin belgelerinin ödeme belgesi niteliğinde olup her aşamada dikkate alınması gerektiği, yıllık izin ücretinin hesabında ise 4857 sayılı İş Kanunu’nun 56/5. maddesi uyarınca ulusal bayram, genel tatil ve hafta tatili günlerinin izin süresinden sayılmaması gerektiği gözetilerek, mahkemenin hafta tatili günlerini de izin süresine dahil ederek hesaplama yapmasının hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki çalışmasının mevsimlik iş kapsamında olup olmadığı ve buna bağlı olarak yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53. maddesi ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin 12. maddesi uyarınca mevsimlik işlerde yıllık izin hakkı tanınmaması ilkesi ve davacının 1976 yılı öncesi çalışmasının 300 günden az olması nedeniyle yıllık izin hakkının doğmadığı, ancak 1976 yılında 330 günden fazla çalışması nedeniyle Anayasal dinlenme hakkı gözetilerek bu yıldan itibaren yıllık izin ücreti talep edebileceği değerlendirilerek, yerel mahkemenin davacının tüm çalışma süresi için yıllık izin ücreti isteminin kabulüne ilişkin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Fazla mesai ve yıllık izin ücretleri alacağı davasında, işveren tarafından sunulan imzalı bordro ve yıllık izin defterlerinin ispat gücü.
Gerekçe ve Sonuç: Fazla mesai ücretinin ödendiğini gösteren imzalı bordrolarda ihtirazi kayıt bulunmaması ve yıllık izinlerin kullandırıldığına dair sunulan imzalı izin defteri ile bordroların işveren tarafından ispat yükünün yerine getirildiğini göstermesi gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin yıllık izin ücretinin hesabında, kullanılan yıllık izin sürelerinin doğru belirlenip belirlenmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ilk çalışma yılında 20 gün yıllık izin kullandığına dair beyanı ve belgelere dayalı olarak tespit edilen 34 günlük izin kullanımının toplam 54 gün üzerinden hesaplama yapılmasını gerektiği halde, mahkemece sadece 34 günlük izin kullanımı esas alınarak hüküm kurulması hatalı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İşverenin, işçinin yıllık izin ücretini izne başlamadan önce ödeme yükümlülüğüne aykırı davranmasının, işçi açısından haklı fesih nedeni oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 57/1. maddesi ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri uyarınca, işverenin işçinin yıllık izin ücretini izne başlamadan önce peşin veya avans olarak ödeme yükümlülüğünün mutlak emredici nitelikte olduğu ve bu yükümlülüğe aykırılığın işçi için haklı fesih nedeni teşkil ettiği gözetilerek, işverenin yıllık izin ücretini ödememesi nedeniyle iş sözleşmesini fesheden işçinin feshinin haklı olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nde geçici işçi olarak çalışıp sonradan kadroya geçen işçilerin, kadroya geçmeden önceki dönemdeki çalışmaları için yıllık ücretli izin hakkına sahip olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53/3. maddesi ve yıllık izin yönetmeliği gereğince bir yıldan az süren mevsimlik işlerde yıllık izin hakkı olmadığı, ancak işçinin her yıl 11 ay civarında çalıştırılması halinde dinlenme hakkının gözetilmesi gerektiği, bu durumda 11 aydan az çalışmanın mevsimlik iş olarak değerlendirilerek yıllık izin hakkı doğmadığı, 11 ayı aşan çalışmalarda ise fasılalı çalışma olarak değerlendirilerek yıllık izin hakkı doğduğu gerekçesiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. ve 8. Hukuk Dairelerinin kararları onanmıştır. - Uyuşmazlık: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde geçici işçi olarak çalışıp sonradan kadroya geçen işçilerin, kadroya geçmeden önceki dönemdeki çalışmaları için yıllık izin ücreti taleplerinde, bu çalışmanın mevsimlik iş olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ve yıllık izin hakkı doğurup doğurmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53/3. maddesi ve yıllık izin yönetmeliği hükümleri uyarınca, bir yıldan kısa süren mevsimlik işlerde yıllık izin hakkı bulunmadığı, ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik içtihatları uyarınca, çalışmanın yılda 11 ayı aşması halinde, sadece o yıl için mevsimlik işçi statüsünün ortadan kalkarak yıllık izin hakkı doğduğu gözetilerek, uyuşmazlığın bu doğrultuda giderilmesine ve Bölge Adliye Mahkemesi 7. ve 8. Hukuk Dairelerinin kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı, ücret, ikramiye, yıllık izin ve cezai şart alacaklarının varlığı ve miktarı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından yıllık izin alacağı talebinde bulunulmuş ve mahkemece davacının 170 gün yıllık izin alacağı olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş, ancak davacı vekilinin dava dilekçesinde davacının 2014 yılı Aralık ayı öncesinde hiç izin kullanmadığını beyan etmiş olması ve davalı tarafça 2014 ve 2015 yıllarına ait izin dilekçelerinin sunulmuş olması karşısında, taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak yıllık izin alacağının kabulü doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nde çalışan işçilerin, kadroya alınmadan önceki dönemdeki çalışmalarının mevsimlik iş olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ve bu dönem için yıllık ücretli izin hakkına sahip olup olmadıkları hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53/3. maddesi ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin 12. maddesi uyarınca mevsimlik işlerde çalışanların yıllık ücretli izin hakkı bulunmaması kuralı esas alınmakla birlikte, çalışmanın yılda 11 ayı aştığı durumlarda mevsimlik iş niteliğinin ortadan kalkacağı ve işçinin sadece o yıl için yıllık ücretli izin hakkı kazanacağı gözetilerek, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. ve 8. Hukuk Dairelerinin, işin mevsimlik iş olarak nitelendirilmesine ve işçinin 11 aydan az çalıştığı yıllar için yıllık izin hakkı olmadığına ilişkin kararları onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki dönemde yaptığı işin mevsimlik iş olup olmadığı ve buna bağlı olarak yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 53. maddesi ve Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nin 12. maddesi uyarınca mevsimlik işlerde yıllık izin hakkı olmadığı, ancak Anayasal dinlenme hakkı gözetilerek 11 aydan fazla çalışılan yıllar için yıllık izin ücreti ödenmesi gerektiği, davacının 1999 yılındaki 342 günlük çalışması nedeniyle bu yıla ait yıllık izin ücretine hak kazandığı ancak diğer yılların mevsimlik iş kapsamında kaldığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının daimi kadroya alınmadan önceki dönem çalışmasının mevsimlik iş kapsamında olup olmadığı ve buna bağlı olarak yıllık izin ücretine hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mevsimlik işlerde yıllık izin hakkı kural olarak doğmasa da, çalışanın 11 ay gibi yılın büyük bir bölümünde çalıştırılması halinde Anayasal dinlenme hakkı gereği yıllık izin hakkının doğacağı, davacının 1999 yılında 330 günden fazla çalışmış olması nedeniyle bu yıl için yıllık izin ücreti talep edebileceği, diğer yıllarda ise 300 günden az çalışması nedeniyle yıllık izin hakkı doğmayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının ücretinin tespiti, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve resmi tatil alacaklarının ispatı ve hesabına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İşçinin, 42 gün çalışma 14 gün dinlenme şeklinde geçen çalışma süreleri içinde kullandığı ücretsiz izinlerin yıllık izin hesabında dikkate alınmayacağı ve yıllık izin ücretinin bu süreler düşülerek hesaplanması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.