Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Şirket Tescili”
- Uyuşmazlık: Anonim şirketin esas sözleşmesinde şirket merkezinin il olarak belirtilmesinin yeterli olup olmadığı ve şirketin açık adresinin esas sözleşmede yer alıp almaması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anonim şirket esas sözleşmesinde şirket merkezinin il ve ilçe olarak belirtilmesinin yeterli olduğu, açık adres bilgisinin bulunmasının zorunlu olmadığı, ancak davacı şirketin esas sözleşme değişikliği ile şirket merkezini ilçe olarak değil il olarak değiştirdiği ve bu değişikliğin yeni merkezin bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne tescil ettirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, inanç ilişkisine dayalı olarak ve daha sonra 8 parsele ayrılan bir taşınmazın 1/2 payının iptali ve tescili istemine ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, davacı şirket ortağının daha önce şirket lehine açılan davada aynı taşınmazın şirket adına tescilini talep etmiş olması nedeniyle davasından feragat sayılıp sayılamayacağı ve husumet yönünden davalıların doğru tespit edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, daha önce ortak miras bırakanın mülkiyetini kabul ederek taşınmazın ortak olduğu şirket adına tesciline muvafakat etmesi ve şirket ortaklığını devretmesi nedeniyle taşınmazdaki haklarından feragat ettiği ve katıldığı işlemden dönemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. Ayrıca, davada husumetin sadece kayıt maliki şirkete yöneltilmesi gerekirken diğer kişilere de yöneltilmesi hatalı bulunmuş ve direnme kararı bu yönüyle de bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı bankanın, borçlu şirkete ait taşınmazın icra yoluyla satışı sonrasında tahsil edilemeyen bakiye alacağı için, Organize Sanayi Bölgesi'nden (OSB) borçlu şirket adına tahsisli ancak henüz tescil edilmemiş taşınmazın borçlu şirket adına tescilini talep etmesi üzerine OSB’nin tescile itiraz etmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın taraflarının ticari işletmeleriyle ilgili olması ve davanın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olması nedeniyle, Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı ticaret sicil müdürlüğünün, davacı şirketin olağanüstü genel kurul kararının tescil talebini reddetmesi üzerine açılan tescil talebinin reddine ilişkin işlemin iptali ve genel kurul kararının tescili davasında, belediye şirketini genel kurulda temsil edecek kişinin belediye meclisi kararıyla mı yoksa belediye başkanı tarafından mı belirlenmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketini genel kurulda temsil edecek kişiyi belirleme yetkisinin, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 37. ve 38. maddeleri uyarınca belediye başkanına ait olduğu, belediye meclisinin bu konuda karar alma yetkisinin bulunmadığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genelgesinin kanuni düzenlemenin yorumundan ibaret olduğu ve davalıyı işlem yapmaya zorlayan bir idari işlem niteliği taşımadığı, ayrıca tescil başvurusunun yasal süresi içerisinde yapıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin tescil talebinin reddine ilişkin işlemin iptali ve genel kurul kararının tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacı tarafından sunulan belgelerin delil başlangıcı sayılıp sayılamayacağı ve bu bağlamda davacı tanıklarının beyanlarıyla inanç sözleşmesinin ispatlanıp ispatlanamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, dosyada bulunan ve bazıları üzerinde davalıların imzası bulunmayan belgeleri delil başlangıcı kabul ederek tanık dinlemesi yoluyla inanç sözleşmesini ispatlı görmesi ve davayı kabul etmesi hatalı olup; ayrıca, aynı maddi olgulara dayanılarak açılmış ceza davalarının dosyalarının incelenerek eldeki davaya etkilerinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Şirket ortağının, şirket adına kayıtlı taşınmazların devrinin yolsuz tescil ve muris muvazaası nedeniyle iptali ve tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Şirket temsilcisinin taşınmazları devretme yetkisinin bulunduğu, davacıların yolsuz tescil iddiasını ispatlayamadıkları, tenkis davası için hak düşürücü sürelerin geçmiş olması ve ticari defterlerin ibraz edilememesi hususları gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacının taşınmazları satın aldığı tarihte tescilin yolsuz olduğunu bilip bilmediği ve bu bağlamda Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, taşınmazları satın aldığı sırada, hem mirasçıların vekili hem de şirket ortağı olan kişiler aracılığıyla işlem yapması, taşınmazların tescil edildiği gün ve aynı resmi senetle devralınması, şirketin emlak ve ormancılık işiyle uğraşıyor olması ve bu nedenle gerekli özeni göstererek yolsuz tescili bilebilecek durumda olması gibi hususlar nazara alınarak davacının iyiniyetli olmadığı ve tapu kaydının yolsuzluğunu bilmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe konu senedi düzenleyen kişinin, takip tarihinde borçlu şirketin yetkilisi olup olmadığı ve şirketin borca itirazının kabul edilip takibin durdurulması gerekip gerekmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Senedi düzenleyen kişinin, takip tarihinde ticaret sicil kayıtlarına göre şirket yetkilisi olmadığı ve bu nedenle borçlu şirketin borca itirazının kabulü ile takibin durdurulması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Feshedilen bir şirketin, yöneticilerinin tescil işlemlerinden kaçınması üzerine, feshin ticaret siciline hükmen tescili ve tasfiye memuru atanması talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün davetlerine rağmen şirket yöneticilerinin feshin tescilinden kaçınmaları ve bu yönde haklı bir sebeplerinin bulunmaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin hükmen tescile karar vermesinin ve tasfiye memuru atama talebini, fer'i talep olarak değerlendirip reddetmesinin isabetli olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın taşınmazlarını mirasçılarını miras hakkından yoksun bırakmak amacıyla satış gibi gösterip devretmesi nedeniyle açılan muris muvazaası davasında, davalı şirket hakkında tapu iptali ve tescil davası açılmadığı halde şirket lehine vekalet ücreti takdir edilip edilmeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirket hakkında tapu iptali ve tescil davası açılmadığı halde, tazminat davasının esastan reddine karar verilmesi nedeniyle şirket lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesinin doğru olduğu, ancak tapu iptali ve tescil istemi olmadığı halde bu yönden husumetten ret kararı ile maktu vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu gözetilerek, Yargıtay hükmü düzelterek onamıştır. - Uyuşmazlık: İcra yoluyla satılan ve davalı şirkete tescil edilen taşınmazın, davacı şirketin borçlu olmadığının tespiti üzerine tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin taşınmazı iktisap ederken iyiniyetli olup olmadığının ve tapu kaydına itimat edip edemeyeceğinin Türk Medeni Kanunu'nun 1023. ve 1024. maddeleri gözetilerek tespit edilmesi gerektiği, bu hususta yeterli araştırma yapılmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı şirket tarafından tescil ettirilen markanın, davacı tarafından daha önce tescilsiz olarak kullanıldığını ileri sürerek markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin kurucusunun, davacı şirketin eski ortağı olması ve davacı şirketin markayı tescilsiz olarak kullandığının bilinmesi nedeniyle, marka tescilinin kötü niyetli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.