Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4721 Sayılı Kanun'un 323. Maddesi”
- Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli ödenmiş ve tebligatlar yapılmış olmasına rağmen davalıların tapuda ferağ işlemini yaptırmaması nedeniyle davacı idarenin 2942 sayılı Kanun'un mülga 17. maddesi uyarınca açtığı tescil davasında, vekâlet ücretinin kime yükleneceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kanun'un 17. maddesi koşullarının oluştuğu ve davanın açılmasına davalıların sebebiyet verdiği gözetilerek, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmuş ve direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazmini istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydı mahkeme kararıyla iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak tazminat biçilmesinde ve gerçek bedelin 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince davalı Hazine'den tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, yerel mahkemenin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada, mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay'ın, tazminat miktarının belirlenmesinde gelir metodunun uygulanıp uygulanmayacağı hususunda verdiği karar.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydı mahkeme kararıyla iptal edilen arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemesi gözetilerek yerel mahkemenin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, velayeti anneye verilen çocuk ile cezaevinde bulunan baba arasında kişisel ilişki tesisine ilişkin düzenlemede hukuka uygunluk bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kişisel ilişki düzenlenirken infazda zorluk ve tereddüt oluşturmayacak şekilde açıkça başlangıç ve bitiş günleri ve saatleri gösterilerek düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi kararının hukuka uygun olmadığı gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirket lehine davacı eşin rızası olmadan aile konutu üzerine tesis edilen ipoteklerin kaldırılması, aile konutu şerhi konulması ve yargılama giderlerinin davalı eşten tahsil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi uyarınca aile konutu üzerinde eşlerden birinin rızası olmadan ipotek tesis edilemeyeceği ve 1999 ve 2005 tarihli ipoteklerin aile konutu statüsü kazanılmadan önce tesis edilmiş olması, 2015 tarihli ipotek için ise eşin rızasının bulunmadığı gözetilerek, ilk iki ipotek yönünden davanın reddine, son ipotek yönünden ise kabulüne ve yargılama giderlerinden davalı eşin sorumlu tutulmasına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat miktarları ile kadının ziynet eşyalarının iadesi talepleri konusundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatler dikkate alındığında, hakkaniyet kuralları gözetilerek 4721 sayılı Kanun'un 174. maddesi uyarınca daha uygun bir miktarda takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddi tazminat yönünden bozulmasına, kararın diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bozma kararı sonrası yerel mahkemece verilen kararda, usulüne uygun kazanılmış hak ihlal edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma kararında taşınmazlar yönünden hüküm kesinleşmiş ve davacı lehine usuli kazanılmış hak doğmuş olup, yerel mahkemece bu husus gözetilmeyerek son karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi hatalı görülmüş; ancak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tespit harici bırakılan taşınmazın davacılar tarafından imar ve ihya edildiği iddiasıyla tapuya tescillerinin istenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının, davacı ...’nın yargılama aşamasında vefat etmiş olması nedeniyle mirasçıları lehine hüküm kurulmaması, davacıların tüm temyiz itirazları reddolunurken davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bazı kısımlarının düzeltilmesi gerektiği, ancak bu hususların yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapuda kayıtlı olmayan ve 20 yıldan fazla süredir davacıların zilyetliğinde bulunan taşınmazın Hazine'ye ait olduğu itirazına rağmen davacılar adına tescil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerindeki zilyetliklerinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinde öngörülen yasal koşulları sağladığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların zilyetliğe dayalı olarak tescili davasında, davacı lehine hüküm verilmesine rağmen yargılama giderleri ve harçların davacıdan alınıp alınamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, hava fotoğrafları ve bilirkişi raporlarıyla davacının 20 yıldan fazla süredir taşınmazları malik sıfatıyla kullandığının ispatlandığı ve davalının temyiz itirazlarında karar bozma nedeni oluşturacak bir husus bulunmadığı değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen ve yol olarak bırakılan taşınmazlar üzerinde davacının tapu kaydı, ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil talep etmesi üzerine çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının yol hakkındaki talebinin tapusuz taşınmaz tesciline yönelik olması ve bu nedenle yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesinin isabetsiz olması, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmemesi gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla HMUK'un 438/7. maddesi gereğince karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken verilen kişisel ilişki kararı sonucu çocuğun babası tarafından öldürülmesi nedeniyle, hâkimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasında Devletin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı annenin dava dilekçesinde çocuğun babası tarafından daha önce öldürülmeye teşebbüs edildiği belirtilmesine rağmen, hâkimin gerekli önlemleri almaksızın kişisel ilişki tesisine karar vermesi ve bu karar sonucu çocuğun babası tarafından öldürülmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 46/1-c maddesindeki koşulların gerçekleştiği, ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesinin isabetli olmadığı gözetilerek Özel Daire kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.