Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5 Yıllık Süre”
- Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresi ve Bakanlığın yazısının borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu alacakların, protokol ile değil hatalı intibak uygulaması ile oluşan fark işçilik alacakları olması ve Bakanlığın yazısının kesin borç ikrarı niteliği taşıması gözetilerek, zamanaşımının 13.11.2014 tarihli yazı ile kesildiği ve bu tarihten itibaren 5 yıllık yeni bir zamanaşımı süresinin başladığı, davanın da bu süre içerisinde açılmış olması nedeniyle zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının davalı üniversiteye bağlı yüksekokulda ücretli öğretici olarak çalıştığının tespiti talebi üzerine açılan hizmet tespiti davasında hak düşürücü süre geçip geçmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddesinde öngörülen beş yıllık hak düşürücü sürenin davacı tarafından aşılmış olduğu gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 12.01.2000-25.02.2005 tarihleri arasındaki sigortalı çalışmasının tespiti talebinde, 25.02.2005-01.08.2015 tarihleri arasında yapılan sigorta bildirimlerinin hak düşürücü süreyi kesip kesmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 79. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 86. maddesi uyarınca, kesintisiz çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde dava açılması gerektiği, davacının 01.08.2015 tarihinde sona eren kesintisiz çalışması için 5 yıllık süre içerisinde dava açtığı ve 25.02.2005 tarihinden sonraki bildirimlerin hak düşürücü sürenin başlangıcını etkilemediği gözetilerek, direnme kararı onanmış ve dosya sair temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıf evladının, vakıflar idaresince eksik ödendiğini iddia ettiği galle alacağının tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: 6111 sayılı Kanun'un 208. maddesi ile 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 7. maddesine eklenen hükümlerin yargılaması devam eden davaya uygulanacağı, ancak intifa haklarına ilişkin taleplerin 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmasının vakfın amacına ve vakıflar hukukunun ruhuna aykırı olduğu, galle fazlası alacağının hesaplanmasında vakfın dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık malvarlığı, gelir ve giderlerinin gözetilmesi gerektiği ve mahkemece alınan bilirkişi raporunun Vakıflar İdaresi'nce tek taraflı olarak gönderilen ödeme belgeleri esas alınarak düzenlendiğinden denetime elverişli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresi ve Bakanlığın yazısının borç ikrarı sayılıp sayılmayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu alacakların intibaka bağlı ücret farkından kaynaklanan işçilik alacakları olması ve Bakanlığın yazısının kesin bir borç ikrarı niteliği taşıması nedeniyle 13.11.2014 tarihinden itibaren 5 yıllık yeni bir zamanaşımı süresi başlamış olması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, sigorta bildirimlerinin bir kısmının yapılmış olması nedeniyle geri kalan kısmı için açtığı hizmet tespiti davasında hak düşürücü süre şartının gerçekleşip gerçekleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi sigorta bildiriminin yapılmış olması durumunda, bildirim yapılmayan ve birleşik blok çalışma niteliğindeki hizmetler için 5 yıllık hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Türk Medeni Kanunu'nun 289. maddesinde düzenlenen soybağının reddi davasında, doğumdan itibaren beş yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra haklı bir sebebe dayanarak dava açılıp açılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: TMK 289. maddesinin son fıkrasının, bir ve beş yıllık sürelerin geçirilmesinden sonra dahi haklı bir sebebin varlığı halinde soybağının reddine ilişkin davanın açılabileceğine imkan tanıdığı, somut olayda davacının çocuğa uzun süre ulaşamaması ve babalık şüphesini gidermek için DNA testi yaptırmasının haklı bir sebep oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mülga 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un Geçici 2. maddesi uyarınca ilçe belediyesinin, büyükşehir belediyesine ait taşınmazlar üzerinde tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 3030 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesi uyarınca taşınmazların devrinin mümkün olduğu, Geçici 5. maddede belirtilen 1 yıllık sürenin hak düşürücü süre değil devir için makul bir süre olduğu ve idari başvurunun da dava şartı olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacakların, 21.02.2012 tarihli protokol ile değil hatalı intibak uygulamasıyla oluşan işçilik alacakları niteliğinde olduğu ve bu nedenle beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının ise borç ikrarı niteliğinde olup zamanaşımını kestiği ve bu tarihten itibaren yeni beş yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın da bu süre içinde açıldığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ücret intibakından kaynaklanan fark işçilik alacaklarına uygulanacak zamanaşımı süresinin beş yıl mı yoksa on yıl mı olduğu ve Milli Savunma Bakanlığı'nın 13.11.2014 tarihli yazısının zamanaşımını kesen borç ikrarı niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu alacakların 21.02.2012 tarihli protokolle yapılan ücret intibakına ilişkin fark işçilik alacakları olması ve işçilik alacaklarında beş yıllık zamanaşımı uygulanması gerektiği, Bakanlığın 13.11.2014 tarihli yazısının kesin bir borç ikrarı niteliğinde olduğu ve zamanaşımını kestiği, bu tarihten itibaren beş yıllık yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, davanın da bu süre içerisinde açıldığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kooperatif tarafından teslim edilen taşınmazda oluşan ayıplar nedeniyle açılan tazminat davasında, uyuşmazlığın Kooperatifler Hukuku'ndan mı yoksa eser sözleşmesinden mi kaynaklandığı ve buna bağlı olarak hangi zamanaşımı süresinin uygulanacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kooperatifin, taşınmazın yapımını yüklenici sıfatıyla değil, iş sahibi olarak üstlendiği ve davacı ile arasında eser sözleşmesi değil kooperatif üyelik ilişkisi bulunduğu gözetilerek, uyuşmazlığa Kooperatifler Hukuku'ndan kaynaklanan 5 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği ve bu sürenin dolmuş olması nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasında, ıslah yoluyla artırılan tazminat talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının zararını öğrendiği tarih ile ıslah tarihi arasında yasal zamanaşımı süresinin dolmadığı, dolayısıyla ıslahla artırılan tazminat talebinin zamanaşımına uğramadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.