Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5271 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen ve Yargıtay tarafından bozulan bir karar sonrasında, yerel mahkemece verilen mahkûmiyet kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun süresinin, 1412 sayılı CMUK'ya göre bir hafta mı yoksa 5271 sayılı CMK'ya göre on beş gün mü olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesindeki özel düzenleme gereği, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin faaliyete başlamasından önce verilmiş kararlara ilişkin temyiz sürelerinin 1412 sayılı CMUK hükümlerine tabi olduğu, 7035 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinde yapılan değişikliğin bu özel durumu kapsamadığı ve sanığın temyiz başvurusunun bir haftalık yasal süreyi aştığı değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilmiş ve Daire'nin onama kararı kaldırılarak temyiz istemi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen bir hükmün bozulması üzerine, bozma sonrası verilen ve yüzüne karşı tefhim edilen hükme karşı yapılan temyiz başvurusunun süresinin hesabında, 1412 sayılı CMUK mu yoksa 7035 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK mı uygulanacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen hükümlerin kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanacağı, 7035 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesindeki 15 günlük temyiz süresinin ise bu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanacağı, bu nedenle somut olayda 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesi uyarınca temyiz süresinin bir hafta olduğu gözetilerek, sanığın temyiz isteminin süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire onama kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilen ve Yargıtayca bozulan bir hükümden sonra, yine bozma üzerine verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusunda, uygulanacak temyiz süresinin bir hafta mı yoksa on beş gün mü olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluşundan önce verilmiş kararlara ilişkin temyiz incelemelerinde 1412 sayılı CMUK hükümlerinin uygulanması gerektiği, 7035 sayılı Kanun ile 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinde yapılan değişikliğin 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesindeki bir haftalık temyiz süresini etkilemediği ve sanığın temyiz başvurusunun bu süre geçtikten sonra yapıldığı gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek, Özel Daire’nin onama kararı kaldırılarak, sanığın temyiz isteminin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında basit yargılama usulü uygulanmasına rağmen, cezada indirim yapılmamasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 251/3. maddesi gereğince basit yargılama usulü uygulanan hükümlünün cezasında dörtte bir oranında indirim yapılması gerektiği, bu indirimin uygulanmamasının hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuş ve Yargıtay tarafından sanığın cezası yeniden belirlenmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlünün denetim süresi içinde işlediği kasten yaralama suçundan dolayı hükmün açıklanması suretiyle verilen adli para cezasının hesaplanmasında hata yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemece hükümlü hakkında belirlenen adli para cezasının hesabında, ceza indirimi ve para cezasına çevirme aşamalarında aritmetik hatalar yapılarak fazla ceza verildiği gözetilerek, 5271 sayılı CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca Yargıtay tarafından hukuka aykırılık giderilerek doğru miktar üzerinden ceza belirlenmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulünde, davaya katılma talebinde bulunmayan şikayetçi vekilinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karara itiraz hakkının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya katılma talebinde bulunmayan şikayetçinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 260/1. maddesi uyarınca kanun yoluna başvurma hakkı olmadığı gözetilerek, ağır ceza mahkemesinin itirazı kabulüne dair kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazın, katılan sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçtan zarar görenin, soruşturma aşamasında şikayetçi olmasa dahi, genel hükümlere göre yürütülen yargılama sırasında katılma talebinde bulunabileceği ve bu talebin reddi halinde itiraz yoluna başvurma hakkı bulunduğu gözetilerek, merciin itirazı sıfat yönünden reddetmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Koşullu salıverilme sonrası işlenen suç nedeniyle koşullu salıverilmenin geri alınması talebinin reddine ilişkin itirazın reddine dair kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Koşullu salıverilme ve denetim süresinin hesabında lehe olan kanun hükmünün uygulanması gerektiği, ancak infaz hukukunda lehe hükümlerin seçilerek karma uygulama yapılamayacağı, koşullu salıverilme tarihi itibariyle yürürlükte olan 7242 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107/2. maddesi uyarınca koşullu salıverilme yapıldığı için denetim süresinin de aynı kanun maddesine göre hesaplanması gerektiği, bu durumda denetim süresinin hükümlünün bihakkın tahliye tarihine kadar devam ettiği ve hükümlünün bu süre içinde kasıtlı bir suç işlediği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yerel mahkemenin, iddianamede yer almayan bir suça ilişkin mahkûmiyet kararı vermesi ve ceza hesaplamasında hata yapması nedeniyle Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma isteminde bulunulması.
Gerekçe ve Sonuç: 5271 sayılı CMK'nın 225/1. maddesi uyarınca hükmün ancak iddianamede unsurları gösterilen suçtan verilebileceği ve yerel mahkemenin bu hükme aykırı olarak, iddianamede yer almayan bir suçtan mahkûmiyet kararı verdiği, ayrıca ceza hesaplamasında da hata yaptığı gözetilerek, 5271 sayılı CMK'nın 309/3 ve 309/4-d maddeleri uyarınca yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Şartla tahliye edilen hükümlünün, denetim süresi içinde işlediği yeni bir suç nedeniyle şartla tahliye kararının geri alınması talebinin reddine ilişkin kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Şartla tahliye ve denetim süresinin hesabında, hükümlü lehine olan kanun hükmünün uygulanması gerektiği, 7242 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanun'un 107. maddesine göre denetim süresinin hesaplanması gerektiği ve hükümlünün denetim süresi içinde yeni bir suç işlediğinin tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemenin şartla tahliyenin geri alınması talebini reddeden kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yapılan itirazın merci tarafından sadece usul yönünden mi yoksa esas yönünden de incelenmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararına karşı yapılan itirazlarda, 7445 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK m.231/12 hükmü gereğince itiraz merciinin hem usul hem de esas yönünden inceleme yapma yükümlülüğü bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin sadece usul yönünden inceleme yapıp itirazı reddetmesi usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin kasten yaralama mı yoksa kasten öldürmeye teşebbüs suçu mu olarak nitelendirileceği ve meşru savunma hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemlerinin yaralamaya yönelik kastla gerçekleştirildiği, öldürme kastının şüpheli kaldığı ve sanıklardan birinin meşru savunmada sınırın aşılması nedeniyle kusurlu sayılamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin kasten yaralama suçundan verdiği hükümler onanmış, ancak meşru savunmaya ilişkin beraat kararının ceza verilmesine yer olmadığına dair karara çevrilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm düzeltilerek onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.