Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“6900 Sayılı Kanun”
- Uyuşmazlık: Davacıların murisinin davalı işyerinde 1965-1966 yılları arasında yaptığı çalışmaların sigortalı hizmetten sayılması talebiyle açılan davada, hak düşürücü sürenin hangi kanuna göre değerlendirileceği ve sürenin geçmiş olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlık konusu dönemin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun yürürlükte olduğu dönem olması ve 6900 sayılı Kanun'un uygulanamayacağı, dolayısıyla 506 sayılı Kanun'un 79. maddesinin onuncu fıkrası gereğince hizmetin sona erdiği yılı izleyen yılın sonundan itibaren 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sigortalının yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için çalıştığı işten ayrılma şartının Anayasa'ya uygunluğu ve davacının aylığa hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 62. maddesindeki "çalıştığı işten ayrıldıktan sonra" ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi ve davacının diğer aylık bağlanma şartlarını sağlaması gözetilerek, davacının yaşlılık aylığına hak kazandığı kabul edilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının doğum borçlanması yaparak yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 4447 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra 3600 prim gün şartını yerine getirdiği ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81/C/b-bd bendi uyarınca 58 yaşını doldurmadan yaşlılık aylığına hak kazanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 01.05.1956 ile 31.09.1990 tarihleri arasında davalı işveren adına kayıtlı iş yerinde çalıştığına dair yapılan araştırmanın yeterli olup olmadığı ve hizmet tespiti talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının çalışma olgusunu ispatlamak için yeterli araştırma yapmadığı, tanık dinlemeleri, iş yeri kayıtları ve diğer delillerin incelenmesi gibi hususlarda eksiklik bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının ilk sigortalılık tarihinden sonra mahkeme kararıyla düzeltilen doğum tarihinin, yaşlılık aylığı bağlanmasında dikkate alınıp alınmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 120. maddesi ve Anayasa Mahkemesi kararları uyarınca, ilk sigortalılık tarihinden sonra yapılan yaş tashihlerinin yaşlılık aylığı bağlanmasında dikkate alınamayacağı, ancak dosyadaki bilgi ve belgeler ışığında mahkeme kararının yaş tashihi mi yoksa kayıt düzeltme mi olduğunun tespit edilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının sigortalılık işlemlerinde esas alınacak doğum tarihinin, ilk sigortalılık tescilindeki tarih mi yoksa daha sonra idari işlemle düzeltilen tarih mi olacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 120. maddesi ve 5510 sayılı Kanun'un 57. maddesi uyarınca, sigortalılığın başlangıcından sonra yapılan yaş düzeltmelerinin sigortalılık işlemlerinde dikkate alınmayacağı ve davacının kötü niyetli olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 11.03.1981 tarihini sigorta başlangıç tarihi olarak kabul ederek 1479 sayılı Kanun'dan yararlanma ve emeklilik hakkı tespiti talebinde bulunması üzerine, davalı Kurum'un hukuki yarar ve tescil sürelerine aykırılık iddiasıyla açılan tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı tespiti talebinde hukuki yararının bulunmadığı, hâkimin HMK’nın 31. maddesi gereğince davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının talebini açıklığa kavuşturması gerektiği, ayrıca 1479 ve 5510 sayılı Kanunlarda belirtilen tescil sürelerine uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının ilk sigortalılık başlangıç tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin emeklilik yaşının hesaplanmasında dikkate alınıp alınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 120/2. maddesi ve Anayasa Mahkemesi'nin bu konudaki kararları uyarınca ilk sigortalılık tarihinden sonra yapılan yaş tashihlerinin emeklilik işlemlerinde dikkate alınamayacağı, davacının yaş tashihi tarihinden önceki doğum tarihine göre henüz emeklilik yaşını doldurmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının dava tarihi olan 08.04.2014'ü takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 08.09.1999 tarihi itibarıyla 18 yıldan fazla sigortalılık süresini doldurmuş olması nedeniyle 506 sayılı Kanun'un 4447 ve 4759 sayılı Kanunlar ile değiştirilmeden önceki 60. maddesinin uygulanması gerektiği, bu maddeye göre de dava tarihinde yaşlılık aylığı bağlanma koşullarını sağladığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 3201 sayılı Kanuna göre 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra yapılan yurtdışı borçlanmasına rağmen sigortalılık başlangıç tarihinin nasıl belirleneceği ve yaşlılık aylığı koşullarının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesine göre mi yoksa 4759 sayılı Kanunla değişik 60. maddesine göre mi değerlendirileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Uluslararası sözleşmelerin iç hukuk normlarından üstünlüğü ve 3201 sayılı Kanun ile sağlanan hakların korunması amacıyla, yurtdışında geçen sürelerin borçlanılması halinde sigortalılık başlangıç tarihinin sözleşme hükümlerine göre belirleneceği ve 506 sayılı Kanun'un Geçici 81. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı koşullarının değerlendirileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: 4759 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra 3201 sayılı Kanun uyarınca yapılan yurtdışı hizmet borçlanmasının, yaşlılık aylığı tahsis koşullarının belirlenmesinde gözetilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yurtdışı hizmet borçlanması ile kazanılan sigortalılık süresinin, 4759 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonraki borçlanmalarda dahi yaşlılık aylığına hak kazanılmasında gözetilmesi gerektiği, aksi halde 3201 sayılı Kanun ile sigortalılara tanınan hakların ortadan kalkacağı ve bu durumun sosyal güvenlik hukukunun amacına ve kanun koyucunun iradesine aykırı olacağı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı uygun bulunmuş, ancak Yüksek Özel Daire'nin yaşlılık aylığı tahsis koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğini incelememesi nedeniyle dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının yaşlılık aylığı talebinin reddi üzerine açtığı kurum işleminin iptali davasında, davacının sigorta başlangıç tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin Kurumca kabul edilmemesi nedeniyle uyuşmazlık yaşanmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının işe giriş bildirgesinin bulunmasının tek başına yeterli olmadığı, fiili çalışmanın varlığının da kanıtlanması gerektiği, bu nedenle işe giriş bildirgesi tarihi ile ilgili uyuşmazlığın çözümlenmesi için mahkemenin doğrudan soruşturmayı genişleterek, 506 sayılı Kanun'un 79. maddesinde belirtilen yöntem ve ilkeler çerçevesinde, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını araştırması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.