Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Açlık Grevi”
- Uyuşmazlık: Ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün açlık grevi eyleminin terör örgütü propagandası mı yoksa açlık grevi suçu olarak mı değerlendirilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5275 sayılı Kanun’un 40/2-g maddesinde açlık grevi yapmanın disiplin cezası gerektiren bir fiil olarak düzenlendiği, hükümlünün açlık grevi eyleminin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, terör örgütü propagandası suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlüye verilen disiplin cezalarının dayanağı olan eylemin açlık grevi kapsamında mı yoksa terör örgütü propagandası kapsamında mı değerlendirilmesi gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün açlık grevi yapmasının 5275 sayılı Kanun'un 40/2-g maddesinde açıkça düzenlenen ve disiplin cezasını gerektiren bir fiil olduğu, bu nedenle eylemin terör örgütü propagandası kapsamında değil açlık grevi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek infaz hakimliğinin kararı kanun yararına bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüye, açlık grevi ve örgüt propagandası yaptığı iddiasıyla verilen hücre cezasının hukuki dayanağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün açlık grevi yapmasının 5275 sayılı Kanun'un 40. maddesinde düzenlenen disiplin suçu kapsamında olduğu, örgüt propagandası ile ilgili eyleminin ise ayrıca değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek hücre cezasına ilişkin verilen karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan cezalandırılıp cezalandırılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın katıldığı eylem ile örgüte müzahir sitelerdeki çağrılar arasında geçen süre ve gösteriye ilişkin siyasi partinin bildirisi de dikkate alındığında, sanığın örgüt çağrıları üzerine eyleme katıldığının kanıtlanamaması gözetilerek, sanığın örgüt adına suç işleme suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu mu yoksa silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın örgüt hiyerarşisine dahil olmadığı, süreklilik, yoğunluk ve çeşitlilik gösteren faaliyetlerde bulunmadığı, ancak örgüt propagandası içeren bildirileri dağıtıp yapıştırarak örgüte yardım kastıyla hareket ettiği gözetilerek eyleminin TCK'nın 314/2. maddesi kapsamında silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu kabul edilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin işkence suçunu mu yoksa kasten yaralama suçunu mu oluşturduğu ve kasten yaralama suçu olması halinde dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemlerinin sistematik ve süreklilik arz eden bir işkence suçunu değil, ani gelişen olaylar neticesinde oluşan kasten yaralama suçunu oluşturduğu ve bu suç bakımından da dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek, mahkumiyet hükümleri bozulmuş ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın duruşma salonundan çıkarılırken attığı sloganın, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın duruşma salonundan çıkarılırken “Biji Kürdistan, biji serok Apo” şeklinde attığı sloganın, içeriği ve açıklandığı ortam/muhataplarındaki etkisi gözetildiğinde ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararına konu mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlünün cezaevi dışında, hastanede bulunduğu sırada cep telefonu kullanması nedeniyle verilen disiplin cezasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5275 sayılı Kanun'un 37. maddesinin disiplin cezası uygulanacak eylemlerin "kurumda" işlenmesini şart koştuğu, hastanenin "kurum" kapsamında olmadığı ve 7242 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin hükümlünün eyleminin gerçekleştiği tarihten sonra yürürlüğe girdiği gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilerek Özel Daire bozma kararı kaldırılmış ve kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, Bayrampaşa Cezaevi'nde gerçekleştirilen "Hayata Dönüş" operasyonu hakkındaki soruşturmayı yürüten savcı olarak görevi kötüye kullanıp kullanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturmayı yürütürken ihmali davranışla görevi kötüye kullandığı iddiasıyla yargılanmasına karşın, soruşturma gecikmesinin temel nedeninin askeri makamların bilgi vermedeki isteksizliği ve sanığın uhdesindeki yoğun iş yükü olduğu, ayrıca sanığın soruşturmayı ilerletmek için gerekli adımları attığı ve kasten ihmalkar davrandığına dair yeterli delil bulunmadığı gözetilerek mahkumiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın ihmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan beraatine karar verilmesi üzerine yapılan temyiz başvurusunun incelenmesinde, temyiz dilekçesinde yeterli temyiz sebebi bulunup bulunmadığı ve sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığı hususları uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturmayı yürütmekle görevli olduğu olayda, askeri makamların bilgi vermedeki isteksizliği nedeniyle soruşturma işlemlerinde gecikme yaşanmış olsa da, sanığın soruşturmanın hızlandırılması için gerekli girişimlerde bulunduğu, ayrıca iş yoğunluğu, personel yetersizliği gibi unsurların da gecikmede etkili olduğu gözetilerek, görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının oluşmadığı kabul edilerek, yerel mahkemenin sanık hakkında beraat kararı veren hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyetine dayanak alınan 2911 sayılı Kanun’un 32/1. maddesinde düzenlenen direnme suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın saat 20.15'den önce gerçekleştirilen yasa dışı gösteri ve şiddet eylemlerine katıldığının tespit edilememesi, polise karşı mukavemet gösteren grubun dağılması için ihtara gerek olmamasına rağmen, saldırgan grubun herhangi bir zor kullanılmadan kendiliğinden kaçması ve sanığın olay yerinde kalmak için ısrar ettiğine veya dağılıp tekrar toplandığına dair bir tespit bulunmaması nedeniyle, 2911 sayılı Kanun’un 32/1. maddesinde düzenlenen direnme suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme suçundan mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne ilişkin takdiri indirim nedenlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yargılama sürecindeki ve sonrasındaki davranışları, örgüt ve örgüt elebaşını destekleyici beyanları ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik haksız ve mesnetsiz suçlamaları, yazılı savunmasında örgüt elebaşını ve örgüt mensuplarının eylemlerini destekleyici ifadelerde bulunması, samimi ve müteber bir pişmanlık göstermediğinin anlaşılması gözetilerek takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasına yer olmadığına dair yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.