Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Aile Konutu Tespiti”
- Uyuşmazlık: Murisin ölümüyle aile konutu şerhinin hükmünün ortadan kalktığı iddia edilen taşınmazın, miras bırakanın ölüm tarihi itibarıyla aile konutu olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tapu kaydında arsa olarak görünmesi ve üzerinde kat irtifakı veya kat mülkiyeti tesis edilmemiş olmasının, taşınmazın aile konutu olarak kullanılmasına engel teşkil etmediği ve davacının aile konutunun kendisine özgülenmesine dair yasal hakkını kullanabilmesi için taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin taşınmazın tamamının aile konutu olduğuna ilişkin kararının kaldırılıp, taşınmaz üzerinde bulunan binanın, davacı ve muris tarafından fiilen aile konutu olarak kullanılan kısmının aile konutu olduğunun tespitine yönelik istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşlerden birinin ölümü halinde sağ kalan eşin, miras paylaşımı yapılmadan önce, aile konutu olduğunun tespitini talep etmesinde hukuki yarar bulunup bulunmadığı ve dava konusu taşınmazın aile konutu şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sağ kalan eşin, aile konutu şerhi koydurmaksızın dahi aile konutu olduğunun tespitini isteyebileceği, miras paylaşımlı davadan bağımsız olarak aile konutu tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu ve davalı ile ölen eşinin dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarının tanık beyanları ve keşif ile sabit olması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında yaşayan eşlerin Türkiye’deki taşınmazlarının aile konutu sayılıp sayılamayacağı ve aile konutu şerhi konulmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu kavramının unsurları, amacı ve özellikleri ile yerleşim yeri kavramından farklılığı, aile konutunun tekliği ilkesi ve istisnaları değerlendirilerek, yurtdışında yaşayan eşlerin Türkiye’de kullandıkları tek konutun, diğer unsurların da bulunması halinde aile konutu sayılabileceği ve somut olayda tarafların yurtdışında çalışıp Türkiye’de izinlerini geçirdikleri tek konutun aile konutu olduğunun kabulüyle, yerel mahkemenin aile konutu şerhi konulması talebini reddeden direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapuda aile konutu şerhi bulunmayan taşınmaz üzerinde, eşlerden birinin rızası olmaksızın diğer eş tarafından konulan ipoteğin kaldırılıp kaldırılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığının bankaca bilinebilir olmasına rağmen gerekli özeni göstermeyerek eşin rızasını almaksızın ipotek tesis edilmesi, bankanın iyi niyetli olmadığının kabulüne ve TMK 194/1 hükmü uyarınca eş rızası olmadan yapılan işlemin geçersizliğine dayanılarak yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmayan taşınmaz üzerine konulan ipoteğin, taşınmazın aile konutu olarak kullanıldığının ipotek alacaklısı tarafından bilinmesi halinde, malik olmayan eşin rızası olmaksızın geçerli olup olmadığı ve kaldırılıp kaldırılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydında bu niteliği gösterir bir şerh bulunmasa dahi, ipotek alacaklısının taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesi veya bilebilecek durumda olması halinde iyiniyet iddiasında bulunamayacağı ve TMK m. 194 hükmü gereğince malik olmayan eşin rızası olmadan konulan ipoteğin geçersiz olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin ipoteğin kaldırılmasına ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerinde, eşlerden birinin rızası olmaksızın diğer eş tarafından konulan ipoteğin kaldırılması talebiyle açılan davada, tapuda aile konutu şerhi olmamasına rağmen bankanın iyiniyetli olup olmadığı ve ipoteğin kaldırılıp kaldırılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz üzerinde ipotek tesis ettiren bankanın, düzenlettiği değerlendirme raporunda taşınmazın mesken olarak kullanıldığının tespit edilmiş olmasına rağmen, diğer eşin açık rızasını almaksızın ipotek tesis ettirerek TMK m.194/1'e aykırı davrandığı ve bu nedenle iyiniyetli sayılamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin ipoteğin kaldırılmasına ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma nedeniyle davanın konusuz kalması durumunda, aile konutu şerhi talebiyle açılan davada yargılama giderlerinin hangi tarafa yükletileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı eşin, aile konutu olarak kullanılan taşınmazın diğer eş tarafından rızası olmadan ve muvazaalı olarak devredilmesi nedeniyle dava açmakta haklı olduğu, davalıların ise muvazaadan haberdar oldukları ve iyiniyetli üçüncü kişi olmadıkları gözetilerek, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu kütüğünde aile konutu şerhi bulunmayan taşınmaz mal üzerine eşlerden birinin rızası olmaksızın konulan ipoteğin, tapu kütüğüne güven ilkesi gereğince korunup korunmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu şerhi bulunmasa dahi, konutun aile konutu vasfı taşıması nedeniyle, eşlerden birinin diğer eşin açık rızası olmadan aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacağı ve bu kuralın tapu kütüğüne güven ilkesine istisna teşkil ettiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Yargılama sırasında malik eşin ölümü halinde, aile konutu üzerindeki ipotek işleminin geçersizliğine ilişkin davanın konusuz kalıp kalmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: TMK m. 194'te düzenlenen aile konutu korumasının malik eşin ölümüyle sona erse dahi, sağ kalan eşin TMK m. 240 ve 652'ye göre miras ve mal rejiminin tasfiyesi aşamalarında ayni hak talep etme imkanı bulunduğu, bu hakların kullanılabilmesi için de geçersiz ipoteğin kaldırılmasının ön şart olduğu gözetilerek, davanın konusuz olmadığına ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vefat eden eşin mirasçısı ile sağ kalan eş arasında, miras bırakanın ölümü tarihinde kullanılan taşınmazın aile konutu olup olmadığı ve aile konutu şerhi konulup konulamayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın yapısı ve kullanım şekli itibariyle aile konutu niteliğinde olduğunun tespit edilmesi ve sağ kalan eşin taşınmazda elbirliği mülkiyeti nedeniyle rızası olmadan devir işlemi yapılamayacağından aile konutu şerhi konulmasına gerek bulunmaması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı eşin, aile konutu olarak kullanılan taşınmazın davalı eş tarafından satışına açık rıza verip vermediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ve davalı eşin taşınmazın satışında müştereken hareket ettiklerine ve davacının satışa rızasının olduğuna dair tanık beyanları ve diğer deliller değerlendirilerek, davacı eşin 4721 sayılı TMK 194. maddesi anlamında açık rızasının bulunduğu kabul edildiğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitinde davacının hukuki yararı bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile müteveffa eşinin, ölüm tarihine kadar dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandıklarına dair yeterli delil bulunduğu ve davacının mirasçılık sıfatını kaybetmiş olmasının bu tespit talebinde bulunmasına engel teşkil etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.