Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Alacak Tesbiti”
- Uyuşmazlık: Davacının davalı şirket nezdinde çalıştığı süre ve ücreti üzerinden işçilik alacaklarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının çalıştığı süre ve ücretine ilişkin uyuşmazlıkta, davacının itirazı üzerine düzenlenen ve uyuşmazlık konusu hususları yeniden hesaplayan bilirkişi raporunu dikkate almayıp, önceki rapora dayalı karar vermesi ve eksik inceleme yapması bozma nedeni olarak değerlendirilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı, hizmet süresi ve aylık ücretin tespiti, hüküm altına alınan alacakların ispatı, davalı idarenin asıl işveren sıfatıyla işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığı ve zamanaşımı konularında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Ücret, yemek, yol ücreti ve asgari geçim indirimi alacakları bakımından belirsiz alacak davası açma koşulları bulunmamasına rağmen davanın esasına girilerek karar verilmesinin hatalı olduğu, ancak daha önceki kararlarda dava şartı yokluğuna bağlı olarak davanın reddine karar verilmediği ve davacının önceki görüşe güvenerek belirsiz alacak davası açtığı gözetilerek, diğer temyiz itirazlarının da reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borsaya kayıtlı malların ticaretinden kaynaklanan tescil ücretinin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine karşı açılan menfi tespit davasında görevli mahkemenin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı borsanın kamu tüzel kişiliğine sahip olması ve tescil ücretine ilişkin kararının idari işlem niteliğinde olsa da davanın, idari işlemin iptaline değil, İİK’nın 72. maddesine dayalı olarak borcun olmadığının tespitine ilişkin bir menfi tespit davası olması ve idari yargıda İİK'ya dayalı menfi tespit davası açılamayacağı gözetilerek, uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yerinde olması gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işveren nezdinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespiti ve bu süreler üzerinden işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin 1993 yılı Ocak-Haziran dönemine ait ücret bordrolarında kendi imzasının bulunması, bu dönemdeki çalışmaların Kuruma bildirildiği ve bordrolarda belirtilen sürelerin dışındaki çalışma iddiasının ispatlanamaması, 1995 yılı sonrası için ise Yargıtay'ın bozma ilamında belirttiği hususların yerine getirilmemesi ve delillerin tam olarak toplanmaması gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının davalı kooperatifin inşaat işyerinde bekçi olarak çalıştığına dair hizmet tespiti ve bu süreye ilişkin işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının çalıştığını ispat için ileri sürdüğü delillerin ve tanık beyanlarının yeterliliği, işverenin SSK kayıtları ve bordrolarıyla karşılaştırılmadan ve işyerinin varlığı, çalışma koşulları gibi hususlar detaylı olarak araştırılmadan hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının davalı şirketlerden yıllık izin alacağı talebinin kabulünün yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 26 yılı aşkın süredir çalıştığı ve yıllık izin kullanmadığına dair beyanının, hayatın olağan akışına uygunluğu ve davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında değerlendirilerek, ilk derece mahkemesinin davacının yıllık izin alacağına hükmeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli ilamına ilişkin ödemelerin hangi alacaktan mahsup edileceği ve Anayasa'nın 46/son maddesindeki faiz hükmünün hangi tarihten itibaren uygulanacağı konusunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 4709 sayılı Yasa ile değişik 46/son fıkrası hükmüne göre kesinleşmiş kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanacağı, ödemelerin ise Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilerek hesaplama yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli alacağına uygulanacak faiz oranının ve hesaplama yönteminin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 46/son maddesindeki değişikliğin ilamın kesinleşmesinden itibaren uygulanabileceği, kesinleşme tarihinden önceki faiz hesaplamasının 3095 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılması gerektiği ve ayrıca Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi gereğince ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülmesi ilkesinin gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedeli alacağına uygulanacak faiz oranının ve ödemelerin öncelikle faizden mi yoksa anaparadan mı düşüleceğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşmemiş kamulaştırma bedellerine 17.10.2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanamayacağı, ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan düşülmesi gerektiği ve Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi gereğince alacaklının bakiye alacağının kalıp kalmadığının tespiti gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.