Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Aynî Haklar”
- Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Kesinleşmiş mahkeme kararıyla davacıya ait olduğu tespit edilen ancak tapuda henüz tescil edilmemiş taşınmazın, Hazine tarafından davalı kooperatife satılması üzerine açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalı kooperatifin TMK m. 1023 anlamında iyi niyetli üçüncü kişi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kooperatifin, taşınmaz üzerindeki kesinleşmiş mahkeme kararından ve davacının mülkiyet hakkından, taşınmazı Hazine'den satın aldığı tarih itibariyle haberdar olduğunun anlaşılması nedeniyle, iyi niyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği ve TMK m. 1023'ten faydalanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Muris muvazaası iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, miras bırakanın ölümünden yaklaşık otuz yıl sonra açılan davanın, zamanaşımı veya hak düşürücü süre olmamasına rağmen, Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca hakkın kötüye kullanılması sayılıp sayılmayacağı ve muvazaa iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaasına dayalı davalarda zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemesi, aynî hak niteliğindeki mülkiyet hakkının her zaman ileri sürülebileceği ve bu nedenle davanın aradan uzun süre geçtikten sonra açılmış olmasının tek başına hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceği, ayrıca somut olayda mirasbırakanın asıl irade ve amacının mirasçılarından mal kaçırmak olduğunun toplanan deliller ve diğer objektif olgularla birlikte değerlendirilmesi sonucu kanıtlandığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın oğullarına yaptığı satış işleminin muvazaalı olup olmadığı ve davacının daha önce tenkis davası açıp feragat etmesinin, şimdi muris muvazaasına dayanarak tapu iptali ve tescil davası açmasına engel olup olmadığı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında zamanaşımı veya hak düşürücü süre bulunmadığı, davacının daha önce tenkis davası açıp feragat etmesinin muris muvazaasına dayalı dava açmasına engel teşkil etmediği ve bazı taşınmazların tapu kayıtlarının hatalı parsel numaralarıyla getirtildiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vekâleten satış yetkisi verilen vekilin azledilmesine rağmen taşınmazı devretmesi nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasında, sonradan taşınmazı iktisap edenlerin iyiniyetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin azledildiğini bildiği halde taşınmazı devretmesiyle yapılan ilk tescilin yolsuz olduğu, sonradan iktisap edenlerin ise taşınmazın kısa sürede ve düşük bedelle el değiştirmesi gibi durumlar ile akrabalık ilişkileri nazara alınarak kötü niyetli oldukları kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Aynî hak talebiyle açılmış bir davada, dava konusu hakkın devrinin geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Aynî hak talebiyle açılan davada, dava konusu taşınmaz veya taşınmaz üzerindeki aynî hakkın devrinin, tapu siciline tescil şartına bağlı olması ve tescilin kurucu nitelik taşıması gözetilerek, temlik alanın davaya taraf olamayacağı ve temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu iptali ve tescil davasında, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki hakkını dava devam ederken noterde düzenlenen alacağın devri sözleşmesi ile devretmesi üzerine, temlik alanın HMK m. 125/2 uyarınca davada davacı yerine geçip geçemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaz mülkiyetinin devri, tapu siciline tescil ile gerçekleştiğinden ve tapu iptali ve tescil davasında davacının henüz tapuda malik olmadığı taşınmaz üzerindeki hakkını, dava devam ederken alacağın devri yoluyla devretmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle temlik alanın davacı yerine geçemeyeceği ve hakkında hüküm kurulamayacağı gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacının taşınmazları satın aldığı tarihte tescilin yolsuz olduğunu bilip bilmediği ve bu bağlamda Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi kapsamında iyiniyetli sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, taşınmazları satın aldığı sırada, hem mirasçıların vekili hem de şirket ortağı olan kişiler aracılığıyla işlem yapması, taşınmazların tescil edildiği gün ve aynı resmi senetle devralınması, şirketin emlak ve ormancılık işiyle uğraşıyor olması ve bu nedenle gerekli özeni göstererek yolsuz tescili bilebilecek durumda olması gibi hususlar nazara alınarak davacının iyiniyetli olmadığı ve tapu kaydının yolsuzluğunu bilmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yolsuz tescil iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, son kayıt maliklerinin iyiniyetli olup olmadığı ve tescilin geçerlilik şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunun araştırılıp araştırılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptali ve tescil davasında, son kayıt malikleri adına yapılan tescilin sahte ve yokluk ifade eden işlemlerle gerçekleştirildiği iddiası karşısında, mahkemenin tescile ilişkin resmi akit ve diğer belgelerin varlığını, yevmiye kaydının doğruluğunu ve tarafların imzalarının gerçekliğini araştırması gerektiği, aksi halde iyiniyet iddiasının yolsuz tescile geçerlilik kazandıramayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kısıtlı bir kişinin vekili aracılığıyla yaptığı taşınmaz satışında, ikinci el alıcının tapu siciline güven ilkesinden yararlanıp yararlanamayacağı, yani iyiniyetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kısıtlıdan vekaletname alarak taşınmazı devreden kişinin beyanları, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasındaki fark, taşınmazın kısa sürede el değiştirmesi ve alıcının taşınmazın eski sahibiyle temlik öncesi görüşmesi gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde alıcının kötü niyetli olduğu ve Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi sonucu tapu kaydı iptal edilen taşınmaz üzerinde, iptalden önce tesis edilmiş olan ipoteğin akıbeti ve ipotek alacaklısının iyi niyetli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Henüz inşaat halindeki taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümün yüklenici tarafından devredilmesinden sonra, bu devir sebebiyle kooperatif lehine tesis edilen ipoteğin, yüklenicinin sözleşmeyi yerine getirmemesinden dolayı yapılan fesihten sonra geçerliliğini koruyamayacağı ve kooperatifin de basit bir araştırmayla taşınmazın inşaat halinde olduğunu anlayabilecek durumda olması nedeniyle iyi niyetli sayılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı, hüküm fıkrasının düzeltilmesi suretiyle onanmıştır. - Uyuşmazlık: Ortaklığın giderilmesi davasında yetkili mahkemenin mirasbırakanın son ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi mi yoksa taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Ortaklığın giderilmesi davasının konusu taşınmaz üzerinde aynî hakka ilişkin veya aynî hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek nitelikte olduğundan, HMK’nın 12/1. maddesi gereğince taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu gözetilerek, Diyarbakır 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.