Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Bakım Devri Teminatı”
- Uyuşmazlık: Bakım devresi içinde sel nedeniyle meydana gelen hasarın sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Geçici kabulün yapıldığı ve inşaat sigortasının bittiği tarihten önce verilen tüm teminatların bakım devresi bakımından da geçerli olduğunun ve Munich Re 004 klozunun başlangıcındaki ibarenin poliçenin özel şartlarına atıf yaparak inşaat süresinin kısmi veya kesin kabule bağlı olduğunu kararlaştırdığının belirlenmesi, geçici kabulden sonra bakım devresinde meydana gelen sel afeti nedeniyle oluşan hasarın sigorta teminatı kapsamında olması gerektiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde geçen “bono, kredi borcunun geri ödenmesinde kullanılmak için verilmiştir” şeklindeki beyanın, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin teminat senedi olduğunu kabule yeterli olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre borçlunun teminat iddiası ile ilgili belirttiği belgelerin mahkemece incelenmesinin gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Alacaklı vekilinin "bono kredi borcunun geri ödenmesinde kullanılmak için verilmiştir" şeklindeki beyanının takip konusu senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği anlamına gelmeyip, senedin borçlular tarafından bankadan alınan kredi borcuna karşılık ifa amacıyla verildiğini göstermesi ve bu nedenle alacaklı vekilinin bu beyanının tek başına teminat iddiasını ispata yeterli olmaması, ayrıca takip dayanağı bononun üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmadığından borçlunun başvurusunun İİK'nın 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olması ve dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğinin gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu bononun teminat senedi olup olmadığı ve hamil şirketin bu durumu bilip bilmediği noktasında oluşan uyuşmazlık nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının bononun teminat senedi olduğuna dair iddiasını yazılı delille ispatlayamaması ve hamil şirketin davacının zararına hareket ettiğini gösterir herhangi bir delil sunulamaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibinin dayanağı senedi tahsil cirosu ile devralan davalının alacaklı sıfatıyla borçlu aleyhine takip başlatmasının hukuken mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tahsil cirosu ile senedi devralanın vekil hamil sıfatıyla takip yetkisi bulunmadığı ve borçlunun hamile karşı ileri sürebileceği def'îlerin ancak cirantaya karşı ileri sürülebilecek def'îlerle sınırlı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların, katılana harici satış sözleşmesiyle sattıkları ve teslim ettikleri aracı, bedelin ödenmemesi üzerine geri almalarının hırsızlık suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d maddesinde öngörülen şekil şartlarına uygun yapılmayan araç satış sözleşmesinin geçersiz olması ve mülkiyetin naklini sağlamaması nedeniyle, sanıkların maliki oldukları aracı mülkiyet haklarına dayanarak geri almalarında hırsızlık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına ilişkin Yargıtay 13. Ceza Dairesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalıya devrettiği taşınmazların hile ve tehdit altında devredildiğini iddia ederek tapu iptali ve tescil istemiyle açtığı davada, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay'ın kararı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin hile ve tehdit iddialarını ispatlayamaması ve davalıların iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İnançlı işlem ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davalıların iyiniyetli olup olmadığı, davacıların sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirip getirmediği ve davacıların feragat dilekçesinin kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıların, inançlı işlem sözleşmesinin varlığından ve davacılar ile aralarındaki hukuki ilişkiden haberdar oldukları, davacıların ise sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirip getirmediklerinin tespit edilmesi gerektiği ve davacıların feragat dilekçesinin gerçek bir hak feragati olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Fon'a devredilen bankanın eski yönetim kurulu üyelerinin, bankanın Fon'a devrine neden olan yasaya aykırı eylem ve işlemlerinden dolayı şahsi iflaslarının istenip istenemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Yönetim kurulu kararındaki imza eksikliğine rağmen usulsüz kredi kullandırılmasında yönetim kurulu üyelerinin de sorumluluğunun bulunduğu, bu eylemlerin bankanın Fon'a devrine neden olduğu ve bu nedenle şahsi iflaslarının istenebileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge adliye mahkemesinin, bağlı kredi sözleşmesinden kaynaklanan davada, ilk derece mahkemesince hükmedilen harç miktarını düzelterek yeniden hüküm altına alması gerekirken, tahsil edildiği gerekçesiyle harç konusunda hüküm kurmaması doğru mudur?
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak hüküm altına aldığı miktar üzerinden harcı yeniden hesaplayıp hüküm altına alması gerekirken, ilk derece mahkemesince hükmedilen ve tahsil edilen harç miktarına atıfta bulunarak harç konusunda hüküm kurmaması usul ve yasaya aykırı görülerek, karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanıkların holding hisselerini paravan şirketlere devretmek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemlerin nitelikli dolandırıcılık mı yoksa hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu mu oluşturduğu, eylemlerin katılan sayısınca zincirleme suç mu yoksa tek bir suç mu olduğu ve sanık ... hakkında TCK'nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların şirket yönetimindeki yetkilerini kullanarak şirket malvarlığı üzerinde tevdi amacına aykırı tasarrufta bulunmalarından sonra bu tasarrufların ortaya çıkmaması için hileli davranışlar sergilemelerinin eylemlerini dolandırıcılık suçuna dönüştürmeyeceği, şirket aleyhine hizmet ilişkisiyle bağdaşmayan tasarruflar yapmalarının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, şirketin tüzel kişilik kazanması ve doğrudan şirketin zarar görmesi nedeniyle eylemlerin zincirleme suç değil tek bir suç teşkil edeceği, tüzel kişiye karşı suç işlenmesi nedeniyle TCK'nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık hükmünün uygulanamayacağı ve sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açılmadığı halde mahkumiyet kararı verilmesinin usule aykırı olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının sanık ... yönünden kaldırılmasına ve diğer sanıklar yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılar, davalı şirket tarafından toplanan bakım onarım bedellerinin iptali, taşınmazda gerekli önlemlerin alınması ve kayyım atanmasını talep etmişlerdir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacılar ile davalı şirket arasında akdedilen intifa hakkı sözleşmelerinde bakım onarım bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığı, davacılar tarafından sözleşmenin uyarlanması talebinde bulunulmadığı ve sözleşmenin geçerli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davacıların taleplerinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Miras bırakan tarafından davalıya ölünceye kadar bakma akdiyle devredilen taşınmazın, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla muvazaalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davalıya bakıldığının kabulü, tüm mal varlığının devrinin her zaman muvazaa sonucunu doğurmayacağı, miras bırakanın mal kaçırma amacı taşıdığına dair herhangi bir delilin bulunmaması ve ölünceye kadar bakma sözleşmesinin ivazlı bir akit olması hususları değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.