Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Cezanın İnfaz Rejimi”
- Uyuşmazlık: Şartla tahliye edilen hükümlünün, tahliye olmadan önce kesinleşen başka bir cezasının infazı nedeniyle cezaevinde kaldığı süre içerisinde işlediği suçlar nedeniyle şartla tahliyesinin geri alınıp alınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Koşullu salıvermeden önce kesinleşen ancak içtimaya dahil edilmeyen cezanın infazı nedeniyle hükümlünün cezaevinde kalması halinde, denetim süresinin başlamayacağı ve bu süreçte cezaevinde işlenen suçlar nedeniyle şartla tahliyenin geri alınamayacağı gözetilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın daha önce kesinleşmiş bir adli para cezası hükmünün, tutuklu kaldığı sürelerle infaz edilmiş olması nedeniyle, mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanıp uygulanmayacağı ve kasten yaralama suçunda cezanın artırılması konusunda uygulanan oran.
Gerekçe ve Sonuç: Tutuklu kalınan sürelerle infaz edilmiş olsa dahi kesinleşmiş mahkumiyet hükmünün tekerrür için yeterli olduğu ve tekerrür süresinin hükmün kesinleşme tarihinden başlayacağı, ancak yaralamada cezanın artırılması konusunda TCK’nın 3. maddesindeki orantılılık ilkesinin ihlal edildiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği halde, ayrıca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmamasının kazanılmış hak teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: TCK'nın 58. maddesinin 6. fıkrasının ikinci cümlesinin açık anlatımından, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin yeterli olduğu, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine ayrıca hükmolunmamasının ve aleyhe temyiz olmamasının kazanılmış hak oluşturmayacağı, zira mükerrir olan sanık hakkında cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasının cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin zorunlu bir sonucu olduğu gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne ve Özel Daire'nin düzeltilerek onama kararındaki ilgili eleştirinin çıkarılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilirken tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olup olmadığı ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasında karşılaşılan diğer problemler.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinde tekerrüre esas alınan ilamın kararda açıkça gösterilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, tekerrür hükümlerinin uygulanmasının koşullu salıverilme süresini etkileyen bir infaz rejimi olarak düzenlendiği, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek mahkumiyetin varlığı halinde infaz aşamasında en ağır cezanın esas alınması gerektiği ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin denetimli serbestliğin uygulanmasını da kapsadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tekerrüre esas alınan ilamın kararda gösterilmesinin zorunlu olup olmadığı, infaz aşamasında tekerrüre esas olabilecek ilamlardan en ağır cezayı içerenin esas alınmasının zorunlu olup olmadığı ve cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilip ayrıca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine hükmolunmamasının kazanılmış hakka konu olup olmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinde tekerrüre esas alınan ilamın kararda açıkça gösterilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, tekerrür hükümlerinin uygulanmasının koşullu salıverilme süresini etkilediği ve birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülük varsa, infaz aşamasında en ağır cezanın esas alınması gerektiği, cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinin denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasını da kapsadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı kabul edilerek Özel Daire onama kararındaki ilgili açıklamanın çıkarılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın tekerrür hükümlerine göre cezalandırılmasında, tekerrüre esas alınan hükmün kararda belirtilmesi zorunluluğu, uyarlama kararı gerekliliği, denetim süresinin belirlenmesinin yerel mahkemenin takdirine bırakılıp bırakılamayacağı ve aleyhe temyiz yasağı kapsamında değerlendirilebilecek hususlar.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrür hükümlerinin uygulanmasında, tekerrüre esas alınan hükmün kararda gösterilmesi zorunlu olmadığı, ancak yerel mahkemece gösterilmişse ve bu hükümle ilgili uyarlama gerekiyorsa, uyarlama yapılmadan tekerrür hükümlerinin uygulanmasının doğru olmadığı, denetim süresinin belirlenmesinin infaz aşamasındaki mahkemenin takdirine bırakılması gerektiği ve TCK'nın 58. maddesinin uygulanmasında cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirine ayrıca hükmedilmemesinin aleyhe değiştirme yasağı kapsamında olmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasında tekerrüre esas alınan hükmün kararda gösterilip gösterilmeyeceği, gösterilmesi gerektiği kabulünde lehe temyizde CMUK 326/son maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı ve gösterilmesi gerekmediği kabulünde infazda en ağır cezalı hükmün esas alınıp alınmayacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5237 sayılı TCK'nın 58. maddesinde tekerrüre esas alınan hükmün kararda gösterilmesi gerektiğine dair bir düzenleme bulunmaması, 5275 sayılı Kanun'un 108/2. maddesi gereğince tekerrür nedeniyle koşullu salıverilme süresine eklenecek sürenin tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaması ve lehe temyizde CMUK m.326/son hükmü gereğince kazanılmış hak gözetilerek, yerel mahkeme kararında tekerrüre esas alınan hükmün belirtilmesine gerek olmadığı, birden fazla tekerrüre esas hükümlülük varsa infaz aşamasında en ağır cezalı hükmün esas alınacağı ve denetimli serbestliğin de tekerrür halinde kendiliğinden uygulanacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlünün iyi hal değerlendirmesindeki dönem puanına ilişkin infaz hakimliği kararına yapılan itirazın reddine dair kararın hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlü hakkında düzenlenen gelişim değerlendirme raporunun mevzuata uygun olup olmadığı, puanlamanın objektif ve iyileştirme planına uygun şekilde yapılıp yapılmadığının infaz hakimliği tarafından denetlenebileceği, somut olayda ise infaz hakimliğinin gerekçesinin yerinde olduğu gözetilerek, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hükümlünün iyi hal değerlendirmesine yapılan itirazın kabulü ile infaz hakimliği kararının kaldırılmasına ilişkin itiraz mercii kararının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: İtiraz merciinin, hükümlü hakkındaki iyi hal değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunduğu gerekçesiyle infaz hakimliği kararını kaldırmasına rağmen, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu'nun 6. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca uygulanması gereken CMK m.271/2 hükmü gereğince itiraz konusu hakkında da karar vermesi gerekirken, sadece infaz hakimliği kararını kaldırması ve itirazın esasına ilişkin karar vermemesi hukuka aykırı görülerek, itiraz mercii kararı kanun yararına bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.