Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Eşlerin Katkı Yükümlülüğü”
- Uyuşmazlık: Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmaza kadın eşin ziynet eşyaları ile katkı yapıp yapmadığı ve bu katkı nedeniyle katkı payı alacağına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının düğün takıları ile ilk önce araç alındığı, bu aracın satılarak 4 numaralı bağımsız bölümün kadın adına alındığı, sonrasında bu taşınmazın satılarak elde edilen gelirle 14 numaralı bağımsız bölümün alındığı, davalı erkeğin kadına ziynet eşyası aldığına dair iddiasını ispatlayamadığı ve hayatın olağan akışına göre kadının ziynetleri ile 14 numaralı bağımsız bölüme katkı yaptığı kabul edilerek katkı payı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmaz için katkı payı alacağının hesaplanmasında, eşlerden yalnızca birinin geliri dikkate alınıp alınamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mal ayrılığı rejiminde edinilen mala ilişkin katkı payı alacağının hesabında, eşlerin katkı oranlarının doğru tespiti için her iki eşin gelirinin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, sadece bir eşin gelirinin dikkate alınarak hesaplama yapılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ayrı yaşamakta haklı olan eşin, geliri olmasına rağmen diğer eşten tedbir nafakası talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: TMK 197. maddenin amacının evlilik birliğinin hak ve yükümlülüklerine aykırı davranan eşe karşı haklı olan eşi korumak olduğu, ayrı yaşamakta haklı olan eşin gelirinin bulunmasının tedbir nafakası talebine engel teşkil etmediği, bu durumun yalnızca takdir edilecek nafaka miktarında dikkate alınabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ortak hayatın devamı sırasında edinilen taşınmaza katkı nedeniyle istenen katkı payı alacağı davasında zamanaşımı süresinin ne olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Katkı payı alacağının, eşler arasında Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine tabi akdi bir ilişkiye dayanması ve Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zamanaşımı süresine tabi olması, ayrıca boşanma kararının kesinleşmesine kadar Borçlar Kanunu'nun 132/1-3. maddesi gereğince zamanaşımının işlemeye başlamaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararına uygun bulunmuş ve dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Ölümle sona eren evlilik birliğinde, edinilmiş mallara katkı payı alacağı istemine ilişkin yargılamada, katkı payı oranının belirlenmesi, tasfiyeye dahil edilecek mallar, malların değerinin tespiti ve miras payının mahsubu hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tasfiyeye konu bazı taşınmazların mal rejimi sona ermeden önce elden çıkarılmış olması, katkı payı oranının belirlenmesinde eşin ilk evliliğinden olan çocuklarının giderlerinin dikkate alınmaması, taşınmaz değerlerinin tespitinde davanın açıldığı tarihin esas alınmaması ve terekeye ait alacak miktarından davalıların miras payı oranında hak sahibi olduğunun gözetilmemesi nedeniyle karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında davacı kadın yararına tedbir nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davası açılmasıyla eşlerin birbirlerine karşı evlilik birliğinden kaynaklanan hak ve yükümlülüklerinin devam etmesi, birliğin giderlerine güçleri oranında katılma yükümlülüğünün de devam etmesi anlamına geldiğinden ve davacı kadının da geçim sıkıntısı içinde olduğunun anlaşılması gözetilerek, yerel mahkemenin tedbir nafakasına hükmetmeyerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, fiili ayrılık nedeniyle boşanmaya karar verilmesinin ardından davalı kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonraki üç yıllık süreçte tarafların bir araya gelmedikleri ve ortak hayatı yeniden kuramadıkları, ayrıca kadının düzenli bir işte çalışıp gelir elde ettiği gözetilerek, tedbir nafakası talebinin reddine ve boşanmaya ilişkin istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında, mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmazın satış bedeli için kullanılan kredi ödemelerine eşlerin katkı oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mal ayrılığı rejimi döneminde taşınmazın edinimi için kullanılan kredi ödemelerine eşlerin düzenli gelirleriyle katkı oranlarının belirlenmesi, 01.01.2002 tarihinden önce ve sonra yapılan ödemelerin ayrı ayrı değerlendirilerek katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacaklarının hesaplanması gerektiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ayrı yaşayan eşlerden kadının, geliri kocasıyla aynı olsa dahi tedbir nafakasına hak kazanıp kazanmadığı ve çocuğa hükmedilen nafaka miktarının fahiş olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Ayrı yaşamakta haklı olan eşin, diğer eşten tedbir nafakası isteyebileceği, eşin gelir sahibi olması bu hakkı ortadan kaldırmayacağı, nafaka miktarının ise eşlerin gelirine göre hakkaniyete uygun olarak belirleneceği ve çocuğa hükmedilen nafaka miktarının fahiş olduğu gerekçeleriyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.