Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ek 6. Madde”
- Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ilk derece mahkemesi kararının miktar itibarıyla kesin olup olmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin, kadastro davalarının kamu yararına hizmet etmesi ve taşınmazın değerinin uyuşmazlıkta asıl konu olmaması sebebiyle, yürürlük tarihinden önce verilmiş olsa dahi ilk derece mahkemesi kararına uygulanması gerektiği ve bu nedenle kararın miktar itibarıyla kesin olmadığı gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, dava değerinin düşük olması sebebiyle verilen kararın kesin olması nedeniyle istinaf yolunun kapalı olup olmadığı ve 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun'a eklenen Ek Madde 6 hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kanun'un Ek Madde 6 hükmünün, dava konusu taşınmazın gerçek durumunun tespiti ve tapu siciline doğru kaydedilmesi gibi kamu yararı gözetildiğinde dava değerine bakılmaksızın istinaf yolunu açtığı, bu hükmün Anayasa'nın 36. maddesindeki adil yargılanma hakkı ve hukuki güvenlik ilkesi gereğince derdest davalara da uygulanabileceği değerlendirilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinin Bölge Adliye Mahkemesince reddine karar verilmesinin ardından 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek Madde 6 hükmünün yürürlüğe girmesiyle, bu hükmün somut olaya uygulanıp uygulanamayacağı ve ilk derece mahkemesince verilen kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kanun'un Ek Madde 6 hükmünün, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davalarında verilen kararların miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna açık olduğunu düzenlemesi ve bu düzenlemenin Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ile hukuki güvenlik ilkesi gereği, yürürlük tarihinden önce verilmiş kararlara da uygulanması gerektiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ilk derece mahkemesi kararının verilmesinden sonra yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek madde 6 hükmünün, dava konusu taşınmazın değerinin istinaf kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle verilen istinaf reddine ilişkin karara uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davalarının, taşınmazın değeri değil taşınmaz üzerindeki hakların tespiti ve tapu sicilinin doğru oluşturulması amacını taşıması, bu tür davalarda verilen kararların denetlenmesinin kamu yararı bakımından önem arz etmesi ve adil yargılanma hakkının güvencesi de gözetilerek, 3402 sayılı Kanun'un ek madde 6 hükmünün yürürlük tarihinden önce verilmiş olsa dahi ilk derece mahkemesi kararına uygulanması gerektiği, bu nedenle kararın miktar itibariyle kesin olmadığı ve istinaf yolunun açık olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesi kararının miktar itibariyle kesin olup olmadığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun ek 6. maddesinin, dava konusu taşınmazların değerinden ziyade hakların tespiti ile ilgili olan kadastro ihtilaflarında, adil yargılanma hakkı ve hukuki güvenlik gereği, yürürlük tarihinden önce verilmiş olsa dahi kesin nitelikteki kararlara uygulanabileceği ve bu kararlara karşı istinaf yolunun açık olduğu gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, ilk derece mahkemesi kararının verildiği tarihte yürürlükte olan istinaf kesinlik sınırının altında kalan dava değerine ilişkin karara karşı, sonradan yürürlüğe giren 3402 sayılı Kadastro Kanunu Ek Madde 6 hükmü uyarınca istinaf yoluna başvurulup başvurulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu Ek Madde 6 hükmünün, dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibinin tespiti ve tapu sicilinin gerçeğe uygunluğunun sağlanması gibi kamu yararı gözetilerek ve adil yargılanma hakkı gereği, yürürlük tarihinden önce verilmiş ve miktar itibariyle kesin olan ilk derece mahkemesi kararlarına da uygulanması gerektiği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerinin temyiz incelemesine ilişkin parasal sınırın altında kalması nedeniyle temyiz dilekçesini reddetmesi üzerine, bu kararın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesine aykırılığı nedeniyle Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin bozma kararı vermesi ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin bu karara direnmesi üzerine uyuşmazlığın Hukuk Genel Kurulu'na taşınması.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesinin, kadastroya ilişkin davalarda miktar veya değere bakılmaksızın kanun yoluna başvurulabileceğini düzenlemesi ve bu hükmün usul hükmü niteliğinde olup derdest davalara uygulanması gerektiği, ayrıca Anayasa ve AİHS ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında kanun yolu başvuru hakkının önemi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu iptal ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerinin temyiz sınırının altında kalması nedeniyle temyiz dilekçesini reddetmesi üzerine, 7251 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na eklenen Ek 6. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7251 sayılı Kanun'un 53. maddesiyle 3402 sayılı Kanun'a eklenen Ek 6. maddenin, kadastro öncesi hukuki sebebe dayalı tapu davalarında miktar ve değere bakılmaksızın temyiz yolunu açtığı, adil yargılanma hakkı ve hukuki belirlilik ilkesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin dava değerini dikkate alarak temyiz dilekçesini reddeden ek kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna ilişkin olarak yapılan arama işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçüstü hallerinde ve sonrasında yapılan takipte yakalanan kişiler üzerinde ve araçlarında yapılan aramaların CMK’nın 90/4. maddesi ile PVSK’nın 13/1-A ve Ek 6. maddeleri uyarınca hukuka uygun, iletişimin tespiti sonucu yapılan fiziki takipte durdurulan araçta, adli arama kararı veya yazılı arama emri olmaksızın yapılan aramanın ise hukuka aykırı olduğu gözetilerek, Özel Daire bozma ilamı kısmen kaldırılmış ve dosya esas incelemesi için Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçuna ilişkin olarak yapılan arama işleminin hukuka uygun olup olmadığı ve bu bağlamda eksik araştırma sonucu hüküm kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin, istihbari bilgi üzerine uyuşturucu satışı yapılan yerde yaptıkları gözlem sırasında, sanığın tanık ile para karşılığında uyuşturucu madde alışverişi yaptığını görmeleri üzerine, sanık ve tanığı suçüstü halinde yakalayarak, kaçmalarını veya kendilerine yahut başkalarına zarar vermelerini engellemek ve suç delillerinin karartılmasını önlemek amacıyla yaptıkları üst aramasının hukuka uygun olduğu, bu nedenle eksik araştırma yapılmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün onanmasına, Özel Daire bozma kararının ise kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespitinde değerlendirme tarihinin dava tarihi mi yoksa idare adına tescil tarihi mi esas alınacağı ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Ek 3. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 2942 sayılı Kanun'un Geçici 15. maddesini iptal etmesiyle Ek 3. maddenin derdest davalara uygulanacağına ilişkin özel düzenlemenin ortadan kalktığı, bu durumda "her dava açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanır" ilkesi gereğince dava tarihinin esas alınması gerektiği ve belirlenen bedelin dava tarihi itibariyle tespit edilmesinde isabetsizlik görülmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebeplere dayalı tapu iptali ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı ve taşınmazın gerçek değerinin belirlenip belirlenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kuruluş tarihi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesinin yürürlüğe giriş tarihi arasında verilen kararların, 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi uyarınca tamamlanmış işlem sayılacağı ve usulü kazanılmış hak ilkesi gereğince 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 6. maddesinin geriye yürümeyeceği gözetilerek, taşınmazın değerinin tespiti yapılmaksızın temyiz incelemesi yapılıp hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.