Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Fon Alacakları”
- Uyuşmazlık: Çeke dayalı takipte uygulanacak zamanaşımı süresinin takip dosyasındaki son işlem tarihinden itibaren 6 ay mı yoksa Bankacılık Kanunu hükümleri nazara alınarak çekin keşide tarihinden başlayarak 20 yıl mı olduğunun belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun, 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun ilgili hükümlerini yürürlükten kaldırmakla birlikte, fon ve hazine alacaklarına ilişkin zamanaşımı ve diğer konularda getirilen fon lehine hükümlerin geçmişe etkili (makable şamil) olduğunu düzenlemesi ve Türkiye Vakıflar Bankası'nın da bu kapsamda olduğu gözetilerek, takip konusu çekin keşide tarihinden itibaren 20 yıllık zamanaşımı süresi henüz dolmadığından, mahkemenin takibin kesinleşmesinden sonraki 6 aylık zamanaşımı itirazını kabul ederek icranın geri bırakılmasına karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vakıflar Bankası tarafından çeke dayalı olarak başlatılan icra takibine karşı borçlunun zamanaşımı def'i ile yaptığı şikayetin kabulü üzerine, banka tarafından yapılan temyiz üzerine, Özel Daire'nin bozma ilamına karşı direnme kararı verilmesi üzerine, uygulanacak zamanaşımı süresinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun, 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun ilgili hükümlerini yürürlükten kaldırmasına rağmen, fon ve hazine alacakları hakkındaki hükümlerin uygulanmasına devam edilmesini öngörmesi ve Vakıflar Bankası'nın alacağının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca 5411 sayılı Kanun'un geçici 16. maddesi ile fon lehine getirilen zamanaşımı hükümlerinin geçmişe etkili olduğunun belirtilmesi ve bu kapsamda takip konusu çekin keşide tarihinden itibaren 20 yıllık zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı, iştirak hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı, cezanın belirlenmesinde dayanak alınan gerekçenin kanuna uygunluğu ve TMSF’nin davaya katılma hakkının olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, şirketin çıkarlarına aykırı hareket ederek başkasına ait ve belirli bir amaçla zilyetliklerinde bulunan mal üzerinde, devrin amacı dışında tasarrufta bulunarak veya bu devir olgusunu inkâr ederek, şirket zarara uğratmaları nedeniyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan cezalandırılmalarına, iştirak hükümlerinin doğru uygulanması, temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılmasında gösterilen gerekçelerin yeterliliği ve TMSF'nin davaya katılma hakkı bulunması gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ödenmeyen kredi borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Alacağın, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında fon alacağı niteliğinde olmadığı ve bu nedenle 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmayıp, 10 yıllık zamanaşımı süresiyle zamanaşımına uğradığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın kefilden tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminin, zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın alacağının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında 20 yıllık zamanaşımına tabi "fon alacağı" niteliğinde olmadığı, bu nedenle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve kefilin durumunun ağırlaştırılamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve davalının borcu ikrar edip etmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının imzaladığı protokolün borç ikrarı niteliğinde olup olmadığının ve bu ikrarın zamanaşımından feragat anlamına gelip gelmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle protokolün imzalandığı tarihte alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: TMSF'nin iştiraki olan bir varlık yönetim şirketinin, fondan devraldığı alacaklar için başlattığı icra takibinde, borçlunun asıl alacağı ödeyip faize itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünün hacizleri kaldırmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bankacılık Kanunu'nun 143. maddesinde, fonun en az %20 hissedarı olduğu varlık yönetim şirketlerinin, fondan devraldıkları alacaklarla ilgili olarak 132/8 ve 138/5. maddelerindeki fonun hak ve yetkilerini kullanabileceği belirtilmiş olup, 138/4. maddedeki "Fonun alacaklı olduğu takiplerde borçlunun itirazı satış dışındaki takip işlemlerini durdurmaz" hükmüne atıf yapılmadığı, bu hükmün fona özgü bir ayrıcalık olduğu ve alacağın devri ile varlık yönetim şirketine geçmediği, borçlunun asıl alacağı ödemesiyle ihtiyati haczin kapsamı dışında bir durum kalmadığı ve İİK m.91 gereğince haczin miktarla sınırlı olduğu gözetilerek, icra müdürlüğünün hacizleri kaldırmasının doğru olduğu ve mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu alacağına kefil olan şirket hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefil olunan borcun 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 15/7-b maddesi uyarınca “Fon Alacağı” niteliğinde ve amme alacağı sayılması, 6183 sayılı Kanun'un 57. maddesi gereğince kefilin de aynı kanun hükümlerine tabi olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacılar aleyhine, davalı tarafça fon alacağı olduğu iddiasıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında başlatılan takip nedeniyle gönderilen ödeme emrinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve savunma hakkının kısıtlandığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.