Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Geçici Madde 10. Fıkra”
- Uyuşmazlık: Hükümlünün, 7456 sayılı Kanun'un 15. maddesiyle 5275 sayılı Kanun'a eklenen geçici 10. maddenin 6. fıkrası kapsamında denetimli serbestlikten yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümlünün 31.07.2023 tarihi itibarıyla ceza infaz kurumunda bulunmadığı, maddenin açıkça bu tarihte ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüleri kapsadığı ve bu kapsamın yorum yoluyla genişletilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin denetimli serbestlik talebini kabulüne ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan davada idare aleyhine verilen tazminat kararının icrasında, idareye ait mal, hak ve alacakların haczedilip haczedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 10. fıkrasının, 1983 yılı sonrasında gerçekleşen fiili el koymalar bakımından uygulanma olanağı bulunmaması ve 6111 sayılı Kanun'un Geçici 2. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle idarenin mal ve haklarının haczinde yasal bir engel kalmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin haciz şikayetinin reddine ilişkin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 28.11.2013 tarihli yaşlılık aylığı tahsis talebinin reddi işleminin iptali ve yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, 1479 sayılı Kanun'un Geçici 10. maddesinin son fıkrasının (e) bendi uyarınca, yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için 15 tam yıl prim ödeme süresi ve 58 yaş şartlarını birlikte sağlaması gerektiği, davacının tahsis talebi tarihinde 15 tam yıl prim ödeme süresini doldurmuş olsa da 58 yaşını doldurmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Geçici 7. maddeye göre terkin edilen şirketin ihyasına ilişkin kararın ek tasfiye niteliğinde olup olmadığı ve buna bağlı olarak tasfiye memuru atanmasının gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu şirketin, geçici 7. maddeye aykırı şekilde değil, terkin tarihinden sonra açılan dava nedeniyle taraf teşkili için ihya edilmesi gerektiğinden, ihya kararının ek tasfiye niteliğinde olduğu ve TTK 547/2. maddesi gereğince tasfiye memuru atanması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6352 sayılı Kanun'un geçici 10. maddesi kapsamında, taşınır hacizli mallar için satış isteme süresinin eski İİK'ya göre bir yıl mı yoksa yeni İİK'ya göre altı ay mı uygulanacağı hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: 6352 sayılı Kanun'un geçici 10. maddesindeki "takip işlemi"nden haciz işleminin kastedildiği, somut olayda haciz işleminin 6352 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce yapılmış olması sebebiyle, şikâyetçinin satış isteme süresinin bir yıl olduğu ve bu süre içerisinde malın satılmış olması nedeniyle haczinin devam ettiği gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine olan kanunun tespitinde, suç tarihinde ve hüküm tarihinde yürürlükte olan 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun hangi hükümlerinin karşılaştırılması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bandrolsüz eserlerin satışının, suç tarihinde yürürlükte olan 5846 sayılı Kanun'un 81/9-1/a maddesi, hüküm tarihinde ise hem 81/4. maddesi kapsamındaki bandrolsüz eser ticareti suçunu hem de 71/1 maddesindeki manevi ve mali haklara tecavüz suçunu oluşturduğu, hak sahiplerinin şikayeti nedeniyle 81/13. maddesindeki özel içtima hükmünün uygulanması gerektiği, dolayısıyla lehe olan kanunun tespiti için suç tarihindeki 81/9-1/a maddesinin, hüküm tarihindeki 81/13 ve 71/1 maddeleriyle karşılaştırılması gerekirken, sadece 81/4. madde ile karşılaştırılarak eksik inceleme yapılması isabetsizliği nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık lehine olan kanunun tespitinde, 5846 sayılı Kanun'un suç tarihinde ve hüküm tarihinde yürürlükte olan ilgili maddelerinin hangilerinin karşılaştırılması gerektiğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık tarafından işlenen fiilin suç tarihinde yürürlükte olan 5846 sayılı Kanun'un 81/9-1/b maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, hüküm tarihinde yürürlükte olan 81/4. maddesiyle değerlendirilmesi ve lehe olan kanun tespitinde 81/13 ve 71/1. maddelerinin karşılaştırılmaması isabetsiz görülerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5846 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan açılan kamu davasında, lehe kanunun tespiti için hangi hükümlerin karşılaştırılması gerektiği hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde yürürlükte olan 5846 sayılı Kanun'un 81/9-1/a maddesi ile hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5728 sayılı Kanun ile değişik 81/4. maddesi yerine, 5728 sayılı Kanun'la değişik 81/13 ve 71/1 maddelerinin birlikte değerlendirilerek lehe kanun uygulamasının yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Turistik kolaylıktan yararlanılarak yurda geçici olarak getirilen aracın süresinden sonra yurt içinde bırakılması ve bir başkası tarafından kullanılmasının 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3/1. maddesinde düzenlenen eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın yurda sokma suçunu mu yoksa 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238/1. maddesinde düzenlenen geçici ithalat rejimi kurallarına aykırı davranma kabahatini mi oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Turistik kolaylıktan faydalanılarak getirilmesine rağmen, sanığın aracı yasal süresinin dolmasına rağmen yurt dışına çıkarmayarak millileştirmek kastıyla hareket etmesinin ve aracın başkası tarafından kullanılmasının 5607 sayılı Kanunun 3/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, ancak inceleme tarihine kadar dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek, yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü bozulmuş ve kamu davasının düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat kararı verilen sanık hakkında, beraat kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararının temyiz edilebilir olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun gerektirdiği cezanın belirlenmesinde TCK'nın 158/3. maddesinin dikkate alınması gerektiği, bu kapsamda suçun cezasının üst sınırının on yılı aşması nedeniyle anılan beraat kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararının temyiz edilebilir olduğu gözetilerek, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4733 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan verilen iki ayrı erteli hapis cezasına ilişkin hükümlerin bozulmasının ardından, zincirleme suç hükümleri uygulanarak verilen erteli olmayan hapis cezasının sanık lehine olup olmadığı ve 7242 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun'da yapılan değişikliklerin bozma nedeni oluşturup oluşturmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası uyarınca, kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda lehe değerlendirme yapılması gerektiği ve 5237 sayılı TCK'nın 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, lehe olan kanunun uygulanması gerektiği gözetilerek, Özel Daire'nin düzeltilerek onama kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının, hükmün kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren ve sanık lehine değişiklikler içeren 7242 sayılı Kanun'un uygulanmasını gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 7242 sayılı Kanun'un 63. maddesiyle 5607 sayılı Kanun'a eklenen geçici 12. maddenin ikinci fıkrasında, kanun yolu incelemesinde bulunan dosyalarda lehe yasa değerlendirmesi yapılması gerektiği belirtildiğinden ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı ile dosya Ceza Genel Kurulu'nda incelenirken anılan kanun yürürlüğe girdiğinden, sanık lehine olabilecek bu değişikliğin değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.