Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Gelir Vergisi Yükümlülüğü”
- Uyuşmazlık: Serbest bölgede çalışan işçilerin ücretlerinden kesilen gelir vergisinin terkin edilmesi halinde, bu tutar üzerindeki hak sahipliğinin işçiye mi yoksa işverene mi ait olduğu hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İş sözleşmesinde ücretin net olarak kararlaştırılması halinde tüm vergi ve sosyal sigorta prim yükünün işveren tarafından karşılanacağı, dolayısıyla istisna edilen gelir vergisinin de işveren uhdesinde kalacağı, işverenin yurt dışına ihracat motivasyonunu artırmak amacıyla gelir vergisi istisnasından yararlandırılması suretiyle istihdam maliyetinin azaltılmasının hedeflendiği gözetilerek direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının 04.10.2000 ile 26.03.2002 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalılığının tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 619 sayılı KHK'nin iptaliyle 04.10.2000-02.08.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun'un 3165 sayılı Kanun ile değişik 24. ve 25. maddelerinin uygulanacağı, davacının bu dönemde esnaf sicil ve oda kaydıyla kendi nam ve hesabına çalıştığına dair koşulların oluştuğu, 3165 sayılı Kanun ile değişik 25. madde gereği kendiliğinden sigortalı sayılacağı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: İşe iade davası sonucunda hükmedilen sendikal tazminattan gelir vergisi kesintisi yapılıp yapılmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6356 sayılı Kanun'un 25. maddesi ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 25. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sendikal tazminatın iş güvencesi tazminatı niteliğinde olduğu ve bu nedenle gelir vergisinden muaf tutulması gerektiği gözetilerek, sendikal tazminatın tamamından gelir vergisi kesintisi yapılmaması gerektiği yönünde uyuşmazlık giderilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekâleten satılan taşınmazların bedellerinin vekâlet verene ödenip ödenmediği ve vekilin hesap verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vekil edenin vefatından önceki on yıllık süreçte taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın çıkmamış olması ve vekil edenin gelir vergisi beyannamelerinde taşınmaz satış gelirlerini beyan etmiş olması, satış bedellerinin vekil edene ödendiğine dair karine oluşturduğu, dolayısıyla gelir vergisi beyannamesi bulunan yıllara ilişkin ödeme yapılmadığının ispat yükünün davacılarda olduğu, beyanname bulunmayan yıllar ile vefatından önceki yıl içinde fiili ve hukuki olarak beyanname verme imkânı bulunmayan dönemdeki satışlar için ise ispat yükünün davalı vekilde olduğu gözetilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından davacıya ait taşınmazların kiraya verilmesi sebebiyle elde edilen kira gelirlerinin davacıya ödenmesi gerektiğine ilişkin alacak davası ve davalının taşınmazlar için yaptığı masrafların tahsili istemine ilişkin karşı dava.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporunda gelir vergisi beyannameleri ve tahakkuk fişleri gibi belgeler dikkate alınarak hesaplama yapılmasına rağmen, raporda yeterli bilimsel dayanak ve gerekçe gösterilmediği, vergi hukuku konusunda uzman bilirkişi görüşüne başvurulmadığı ve tarafların itirazlarının değerlendirilmediği gözetilerek, eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinde kira bedeli net olarak belirlenmişken, kiraya verenin vakıf olması sebebiyle kiracıdan gelir vergisi stopajı talep edilip edilemeyeceği noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinde kira bedelinin net olarak kararlaştırıldığı, kiraya verenin gelir vergisine tabi bir vakıf olması nedeniyle ödenecek kira bedelinin net kira bedeli ile stopajdan oluşacağı gözetilerek, davacının stopaj ödeme yükümlülüğü olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın iptaline ve yersiz ödeme iddiası ile borç çıkarılmasına yönelik Kurum işleminin iptali ve sigortalığın tespiti ile yaşlılık aylığının yeniden bağlanması istemine ilişkin davada, davacının kendi nam ve hesabına faaliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda yapılması gereken araştırmanın kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için vergi yoklama fişleri, trafik cezaları, oda ve sicil kayıtları, prim ödemeleri gibi tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının anonim şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulu üyesi olma koşulunu taşımadığı halde, 1997 yılında 4247 sayılı Kanun hükümleri gereğince ödediği primler nedeniyle 10.09.1992-01.06.1997 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan 1479 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca sigortalılık için aranan anonim şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulu üyesi olma şartlarını taşımadığı, vergi, esnaf sicili ve meslek kuruluş kayıtlarının da bulunmadığı anlaşıldığından, 4247 sayılı Kanun’dan yararlanarak prim ödemiş olsa dahi sigortalılığının başlangıçtan itibaren geçersiz olduğu ve Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 22.03.1985-12.12.1985 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun'a tabi zorunlu sigortalılık koşullarını taşıyıp taşımadığı ve bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının uyuşmazlık konusu dönemde vergi, meslek kuruluşu ve esnaf sicil kaydı bulunmadığı, geriye dönük prim ödemelerinin isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirilemeyeceği ve davacının ibraz ettiği belgedeki hatalı bilgiye rağmen prim ödemesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığın tespiti davasında, davacının kendi nam ve hesabına çalışıp çalışmadığının tespiti için yapılan yargılama sürecindeki araştırmanın yeterliliği ve bu bağlamda davacının sigortalılık başlangıç tarihinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının vergi ve meslek kuruluşu kayıtlarının yanı sıra, yargılama sürecinde toplanan deliller ve dosya kapsamıyla kendi nam ve hesabına bağımsız çalışma olgusunun gerçekleştiğinin ve uyuşmazlık konusu dönemde nakliyecilik faaliyeti yaptığı hususunun kanıtlandığı değerlendirilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının 11.03.1981 tarihini sigorta başlangıç tarihi olarak kabul ederek 1479 sayılı Kanun'dan yararlanma ve emeklilik hakkı tespiti talebinde bulunması üzerine, davalı Kurum'un hukuki yarar ve tescil sürelerine aykırılık iddiasıyla açılan tespit davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun kapsamında sigorta başlangıcı tespiti talebinde hukuki yararının bulunmadığı, hâkimin HMK’nın 31. maddesi gereğince davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında davacının talebini açıklığa kavuşturması gerektiği, ayrıca 1479 ve 5510 sayılı Kanunlarda belirtilen tescil sürelerine uyulmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının Han Odabaşıları Esnaf Odası kaydına dayanarak bağlanan yaşlılık aylığının, kaydın geçersizliği nedeniyle iptal edilmesi üzerine açılan davanın reddine ilişkin direnme kararının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun uyarınca Bağ-Kur sigortalısı sayılabilmesi için gerekli koşulları sağlayıp sağlamadığının, özellikle Han Odabaşıları Odasına kaydının usulüne uygun olup olmadığının yeterince araştırılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.