Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Gemi Kaptanı”
- Uyuşmazlık: Sanıkların teşekkül halinde kaçakçılık suçundan mahkumiyetlerine ilişkin yerel mahkeme hükmünün, Anayasa'nın 141. ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme hükmünde, somut olayın özel ve teknik bilgi gerektirmesine rağmen, farklı görüşler içeren bilirkişi raporlarına hangi gerekçelerle itibar edilmediğinin belirtilmemesi, eksik beyan edilen akaryakıt satışına ilişkin iddiaların yeterince karşılanmaması ve sanıkların eylemlerinin planlı bir ortaklık ve eylem birliği içerisinde işlenip işlenmediğinin incelenmeden teşekkülün varlığının kabul edilmesi nedeniyle, hükümde yasal ve yeterli gerekçe bulunmadığı gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ithal etme suçundan kurulan mahkûmiyet hükümlerine karşı yapılan temyiz incelemesinde, eksik araştırma yapılıp yapılmadığı ve sanıkların suçlarının sabit olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Şüphelilerin parmak izlerinin uyuşturucu paketlerinde bulunmaması, gemiye uyuşturucu yerleştirilmesinin muhtemelen uzman dalgıçlarca seyir halinde değil limanda yapılmış olabileceği, geminin seyir kayıtlarının aksine durmadığı, sanıkların telefon kayıtlarında suçla ilgili bir delil bulunmaması ve olayda sanıklar dışında diğer gemi mürettebatının da ilgisi olabileceği gibi şüpheleri ortadan kaldıracak delillerin toplanmamış olması nedeniyle, “in dubio pro reo” ilkesi gereğince şüpheden sanıklar yararlandırılmak suretiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına ve sanıkların beraatine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazın iptali davasında, takip konusu alacak ile dava konusu alacağın uyumlu olup olmadığı, iş sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı ve ödenmeyen ücret alacağının bulunup bulunmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının icra takibinde borç sebebi olarak "haksız fesih nedeniyle tazminat alacağı" belirtmesine rağmen dava dilekçesinde geri kalan maaş ve primlerinin ödenmesini talep etmesi nedeniyle, takip konusu ile dava konusu alacağın uyumlu olmadığı ve davanın tümden reddolunması gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı ortadan kaldırılmış ve İlk Derece Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gemiadamının iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedilmesi üzerine yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 854 sayılı Deniz İş Kanunu'nun 40. maddesinin 7. fıkrası uyarınca, iş sözleşmesinin gemiadamının kusurlu davranışları nedeniyle işveren tarafından feshedilmesi halinde yıllık izin ücreti ödenmesinin öngörülmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kaptanın, gemiye yanaşma manevrası sırasında meydana gelen kazada kusurlu olup olmadığı ve davacı armatör şirketin zararından sorumlu tutulup tutulmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı armatörün, davalı kaptanın kazanın oluşumundaki kusurunu ispatlayamaması ve davalının kusursuzluğuna dair savunmasının hayatın olağan akışına uygun olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesinin verdiği hizmet akdinden kaynaklanan alacak davasının kabulüne dair kararını HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırarak dosyayı geri göndermesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesince toplanan delilleri değerlendirip hukukun yanlış uygulandığı sonucuna varmasına rağmen, HMK 353/1-a-6 gereğince dosyayı geri göndermesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, temyiz dilekçesinin reddine dair ek karar kaldırılarak bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamlarına yapılacak fazla çalışma ücretinin %25 zamlı olarak hesaplanacağı açıkça düzenlendiği, özel kanun hükmü bulunan konuda sonradan yürürlüğe giren genel kanun hükmü olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin uygulanamayacağı ve Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesindeki "saklı haklar" düzenlemesinin daha önceki kanunlardaki lehe hükümlerin uygulanmasını öngördüğü, sonraki genel kanunlar için bir çekince teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla mesai ücretlerinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı ödenmesi gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamlarına yapılacak fazla çalışma ücretinin %25 zamlı ödeneceği açıkça düzenlenmiş olup, özel kanun hükmü niteliğindeki bu düzenlemenin, genel kanun hükmü olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesine göre öncelikle uygulanması gerektiği, Deniz İş Kanunu’nun 48. maddesinin daha sonraki genel kanunlar için saklı hak teşkil etmediği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin önceki kararından farklı olarak oluşan yeni içtihat gereği gemi adamlarının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı ödenmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı ödenmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı ödeneceği açıkça düzenlendiği, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nda boşluk bulunmadığı ve genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin gemi adamlarına ilişkin açık bir düzenleme içermediği, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin ise daha sonraki genel kanunlar için saklı hak teşkil etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı ödenmesi gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde gemi adamları için fazla çalışma ücretinin %25 zamlı ödeneceği açıkça düzenlendiğinden ve özel kanun hükmü niteliğindeki bu düzenlemenin, sonradan yürürlüğe giren genel kanun hükmü olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesiyle değiştirilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla mesai ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun özel kanun hükmü olması, fazla çalışma ücreti hesaplamasını düzenlemesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun gemi adamlarına ilişkin açık bir düzenleme içermemesi gözetilerek, fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanması gerektiği kanaatine varılarak, yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı hesaplanacağına dair açık hüküm bulunduğu, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nun hükmünün genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesine göre öncelikli olarak uygulanması gerektiği ve Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin, gemi adamlarına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan mevcut kanun hükümlerini saklı tuttuğu, sonradan çıkan kanunları kapsamadığı gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.