Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK 345/1”
- Uyuşmazlık: Davacı vekilinin, ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesi kararının davacı vekiline usulüne uygun tebliğ edildiği ve istinaf başvuru süresinin geçirildikten sonra istinaf dilekçesinin verildiği gözetilerek, HMK’nın 345/1 ve 352/1-(c) maddeleri uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kanuni süreden sonra yapıldığı, UYAP kayıtları ve Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğünün cevabi yazısı ile sabit olduğundan, Bölge Adliye Mahkemesinin davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastrodan önceki nedene dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında istinaf başvurusunun süresinde yapılıp yapılmadığı noktasında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği ve davacının yasal istinaf süresi içerisinde başvuruda bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararının tefhimi üzerine davacı vekilince süre tutum dilekçesi verilmesine rağmen gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinden sonra sunulduğu davada, bölge adliye mahkemesince HMK’nın 355. maddesine göre yapılan istinaf incelemesi sonucu verilen kararın Özel Daire tarafından bozulmasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükümdeki tüm hususların gerekçesiyle birlikte açıklanması nedeniyle istinaf başvuru süresinin gerekçeli kararın tebliği ile başladığı, davacı vekilinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayan sekiz günlük istinaf başvuru süresi içinde istinaf sebeplerini içeren dilekçeyi sunmadığı, ödenen aylık ücret miktarı hususunun kamu düzenine ilişkin olmadığı ve kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil etmediği gözetilerek, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 355. maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İş mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvuran davalının, gerekçeli istinaf dilekçesini yasal süre olan iki haftadan sonra vermesi nedeniyle, bölge adliye mahkemesinin dilekçeyi işleme koymayıp sadece kamu düzenine aykırılık denetimi yapmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İstinaf başvuru süresinin gerekçeli kararın tebliği ile başladığı, kanunda süre tutum dilekçesi verilmesine dair bir düzenleme bulunmadığı, kesin sürelerin hakim tarafından değiştirilemeyeceği, makul süre kavramının hukuki belirlilik ve güvenlik ilkelerine aykırı olduğu ve Anayasa Mahkemesinin de benzer yönde karar verdiği gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlk derece mahkemesi kararının tefhimi sonrası verilen süre tutum dilekçesiyle istinaf yoluna başvurulan bir davada, gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süre geçtikten sonra verilmesi halinde, bu dilekçenin makul sürede verildiği kabul edilip incelenmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kanun yoluna başvuru sürelerinin kesin süreler olduğu, hakim tarafından uzatılamayacağı ve süre tutum dilekçesi verilmesinin ek süre sağlamayacağı, ayrıca makul süre kavramının belirsizliği nedeniyle hukuki güvenlik ilkesine aykırı olacağı gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin süresinden sonra verilen gerekçeli istinaf dilekçesini incelemeyip ilk derece mahkemesi kararını sadece kamu düzeni yönünden incelemesinin yerinde olduğuna ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, istinaf dilekçesinin süresinde verilip verilmediği ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin temyiz talebini reddeden ek kararının hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, istinaf dilekçesinin süresinden sonra verildiğini kabul ederek temyiz talebini reddetmesine dair ek kararının, dava değerinin temyiz kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle hatalı olduğu, davacı tarafından tamamlama harcının yatırılmasıyla dava değerinin kesinlik sınırını aştığı ve istinaf dilekçesinin UYAP kayıtlarına göre süresinden sonra sisteme girildiğinin anlaşıldığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin ek kararı kaldırılmış, ancak esas kararı usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalıların, ortaklığın giderilmesi davasında ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptıkları istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı ve harcın zamanında yatırılıp yatırılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalıların katılma yoluyla istinaf başvurusunun, yasal sürenin hafta sonuna denk gelmesi sebebiyle uzayan sürede yapıldığı ve istinaf harcının yatırılması için mahkemece muhtıra gönderilerek kesin süre verilmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davalıların istinaf başvurularını usulden reddetme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fer'i müdahilin, asıl davacı istinaf yoluna başvurmadığı halde, ilk derece mahkemesi kararını tek başına istinaf edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Fer'i müdahilin, 6100 sayılı HMK'nın 68. maddesi uyarınca, lehine katıldığı taraf ile birlikte hareket etmek zorunda olması ve asıl davacı istinaf yoluna başvurmadığı için fer'i müdahilin tek başına istinaf hakkının bulunmaması gözetilerek, bölge adliye mahkemesinin davacı ve fer'i müdahilin istinaf başvurularını reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davacının istinaf başvurusunun süresinde yapılmaması nedeniyle reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilinin, istinaf süresini geçirmesine sebep olan Covid hastalığına ilişkin yatarak tedavi gördüğüne dair herhangi bir delil sunamaması ve istinaf başvurusunun kanunda öngörülen süreden sonra yapılması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin istinaf dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kurum işleminin iptali davasında, davalı kurumun ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurumun, ilk derece mahkemesine vekillik görevini sonlandırdığına dair bildirimde bulunmasına rağmen, mahkemenin eski vekile tebligat yapması ve davalı kurumun bu tebliğe istinaden süreyi kaçırdığının kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kurum işleminin iptali davasında, davalı kurumun vekilinin vekâlet görevinin devam edip etmediği ve buna bağlı olarak istinaf başvuru süresinin hesaplanmasına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurumun, ilk derece mahkemesine daha önce vekil değişikliği bildiriminde bulunmasına ve UYAP üzerinden vekil kaydının silinmesi talebinde bulunmasına rağmen, mahkemenin eski vekile tebligat yaparak istinaf süresini başlatmasının ve buna bağlı olarak istinaf başvurusunun usulden reddinin hatalı olduğu gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.