Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Haberleşme Hürriyeti”
- Uyuşmazlık: Ceza infaz kurumunda hükümlü bulunan sanığın, telefon görüşmesi sırasında görevli memura yönelik hakaret suçunun, telefon dinlemesinden elde edilen kayıtlar ile ispatlanıp ispatlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Cezaevlerinde yapılan telefon dinlemelerinin CMK 135'teki koruma tedbiri kapsamında değerlendirilemeyeceği, 5275 sayılı Kanun'un 66. maddesi gereğince cezaevinde tutulmanın doğal bir sonucu olarak elde edildiğinden yasal bir delil niteliği taşıdığı ve bu delillerin kullanılmasının yasaklanmasına dair bir düzenleme de bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin mahkumiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın, tutuklu yakınını başka bir cezaevine nakletmesi karşılığında rüşvet aldığı iddiasıyla yargılandığı davada, beraat kararının temyiz edilmesi üzerine, Adalet Bakanlığının davaya katılma ve temyiz hakkının bulunup bulunmadığı, cezaevindeki telefon görüşmelerinin hukuka uygun delil olup olmadığı ve sanığın beraatinin yerinde olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Adalet Bakanlığının rüşvet suçundan davaya katılma ve temyiz hakkı olmadığı, cezaevindeki telefon görüşme kayıtlarının hukuka uygun delil olduğu ve sanığın tutuklunun naklinde usulsüzlük yapmadığı, aracı piyasa değerine yakın bir fiyata aldığı ve rüşvet suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin beraat kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte yardım etme, tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükmün, iletişimin tespiti yoluyla elde edilen delillere dayanıp dayanamayacağı ve hükmün yeterli gerekçe içerip içermediği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Başka bir şüpheli hakkında verilen iletişimin denetlenmesi kararı kapsamında elde edilen ve sanıkla ilgili olan tesadüfi delillerin, sanık hakkında hüküm kurulan suçlar CMK’nın 135/8. maddesinde sayılan katalog suçlar arasında yer almadığından hükme esas alınamayacağı ve ayrıca hükmün gerekçesinde delillerin tartışılıp değerlendirilmediği, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin gösterilmediği, delillerle ulaşılan sonuç arasındaki bağın kurulmadığı gözetilerek yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık ...’in Kürtçe telefon konuşmalarının tercümesi ve sanık ...’nin nitelikli yağma suçuna ilişkin tesadüfi delillerin kullanılabilirliği ile her iki sanığın suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üyelik suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...’in Kürtçe telefon konuşmalarının yeminli tercüman yerine emniyet personeli tarafından çevrilmesinden kaynaklanan eksik araştırma ile sanık ... hakkında suç tarihi itibariyle katalog suç kapsamında olmayan nitelikli yağma suçuna ilişkin tesadüfi delillerin hükme esas alınması nedeniyle, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur; ancak sanık ...'in örgüte üyeliğine ilişkin delillerin yeterli görülmesi nedeniyle bu konudaki mahkumiyeti onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında fuhuş suçuyla ilgili olarak alınan iletişimin denetlenmesi kararları üzerine elde edilen delillerin suç tarihi itibarıyla hukuka uygun olup olmadığı ve hükme esas alınıp alınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç tarihinde TCK'nın 227/3. maddesinin yürürlükten kaldırılmış olması ve fuhuş suçunun CMK 135/6'da sayılan katalog suçlar arasında yer almaması nedeniyle, iletişimin tespiti ile elde edilen delillerin hukuka aykırı olduğu ve hükme esas alınamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet kararının bozulması onanmıştır. - Uyuşmazlık: Haklarında iletişimin tespiti kararı bulunmayan sanıkların, iletişimin tespiti kararı bulunan diğer sanıklarla yaptıkları telefon görüşmeleri ve mesajlarının hukuka uygun delil olarak kabul edilip edilemeyeceği ve bu delillere dayanılarak silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetlerine karar verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıklar hakkındaki iletişim kayıtlarının tesadüfen elde edilmiş delil niteliğinde olduğu, ancak bu delillerin ancak ilk tespit edilen konuşma veya mesajlarla sınırlı olarak değerlendirilebileceği, ilk tespitten sonraki konuşma ve mesajların ise CMK'nın 135. maddesi uyarınca alınmış bir karar olmadığı için hukuka aykırı delil olarak kabul edileceği ve yerel mahkeme gerekçesinin de suçun unsurları yönünden her bir sanık bakımından ayrı ayrı değerlendirme yapmadığı için yetersiz olduğu gözetilerek, yerel mahkeme mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, boşanma davası devam ederken eşinin facebook hesabına girerek özel mesajlarını kaydedip başkalarına göndermesinin haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, eşinin facebook şifresini bilmesi veya elde etmesinin, eşinin özel mesajlarına erişim ve ifşa konusunda rızası olduğunu göstermediği, bu eylemin haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun nitelikli halini oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin beraat kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İşçinin iş sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işveren tarafından ileri sürülen gerekçenin geçerli olup olmadığına dair uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin kişisel verilerin korunması ve haberleşme hürriyetinin ihlali nedeniyle verdiği yeniden yargılama kararına rağmen, mahkemece işveren tarafından sunulan e-posta içerikleri hariç tutularak değerlendirme yapılmış ve feshin geçerli sebebe dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, davacı vekilinin temyiz itirazlarını yerinde bulmayarak yerel mahkeme kararını onamıştır. - Uyuşmazlık: Sanık cumhuriyet savcısının, iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması için gerekli yasal koşulların oluşmadığı halde bu tedbirlere başvurarak görevi kötüye kullanıp kullanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, hakkında somut delillere dayanmayan bir ihbar mektubu üzerine, başka suretle delil elde etme imkânı bulunmasına rağmen ve iletişimin tespitinin konusu suç kapsamında olmamasına rağmen, mağdurlar hakkında iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbirine başvurarak özel hayatın gizliliğini ihlal ettiği ve görevinin gereklerine aykırı davrandığı gözetilerek, görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkûmiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın, katılan hakkında verdiği iletişimin tespiti, teknik araçlarla izleme ve arama kararlarının görevi kötüye kullanma suçunu oluşturup oluşturmadığı ve eylemlerin zincirleme suç olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, katılan hakkında verdiği iletişimin tespiti kararında kimlik bilgisi yerine kod adı kullanması, teknik araçlarla izleme kararında somut delil ve kuvvetli şüphe bulunmaması, yetkisiz olduğu halde arama kararı vermesi ve bu kararların katılanın mağduriyetine sebep olması nedeniyle görevi kötüye kullanma suçunun unsurları oluşmuş ise de, aynı soruşturma dosyası kapsamında ve aynı katılana yönelik olarak aynı gün verilen üç ayrı karar tek suç olarak değerlendirilmesi gerektiğinden, Özel Daire kararının sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin, ankesörlü/sabit hatlardan yapılan aramalara dayanılarak eksik araştırma ile verilip verilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Ankesörlü/sabit hatlardan yapılan ardışık aramaların, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün mahrem yapılanması içindeki haberleşme yöntemlerinden biri olduğu, bu aramaların örgütsel amaçlı ve örgütsel haberleşmeyi sağlamak için yapıldığı, sanıkların bu gizli iletişim sistemine dahil oldukları ve örgüt hiyerarşisi içinde yer aldıklarına dair yeterli delil bulunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın üst aramasında ele geçen uyuşturucu maddelerin hukuka aykırı elde edilip edilmediği, buna bağlı olarak hükme esas alınıp alınamayacağı ve sanığa atılı suçun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın kendi rızasıyla teslim ettiği ve montunun ceplerinde ele geçirilen uyuşturucu maddelerin suçüstü hükümlerine göre hukuka uygun olarak elde edildiği, ancak karakolda gözaltına alınmadan önce cüzdanında ele geçirilen uyuşturucu maddenin ve telefon görüşmesinin hukuka aykırı olarak elde edildiği gözetilerek, Yargıtay 20. Ceza Dairesinin bozma ilamı kaldırılmış ve dosya esas incelemesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdi edilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.