Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. Maddesi”
- Uyuşmazlık: Davada kısmen haklı bulunan taraflardan davalının, dava şartı arabuluculuk giderinin tamamından sorumlu tutulup tutulamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesi uyarınca, arabuluculuk giderinin yargılama gideri sayıldığı ve kısmen haklı bulunan tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılması gerektiği gözetilerek, mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davada kısmen haklı bulunan taraflardan davalının, arabuluculuk giderinin tamamından sorumlu tutulup tutulmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesi uyarınca, arabuluculuk giderinin yargılama gideri olduğu ve davada kısmen haklı bulunan tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılması gerektiği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin eksik ödendiği iddiasıyla açtığı alacak davasında, arabuluculuk giderinin hangi taraftan karşılanacağı ve hangi oranda tahsil edileceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326. maddesi uyarınca, arabuluculuk giderinin yargılama gideri sayıldığı ve davanın kısmen kabul edildiği durumlarda haklılık oranına göre paylaştırılması gerektiği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararının arabuluculuk giderine ilişkin hükmünün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 4857 sayılı İş Kanunu kapsamı dışında kalan işçinin, iş sözleşmesini kendisi feshettiği durumda, kıdem tazminatı yerine haksız fesih tazminatı talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca hâkimin re'sen hukuku uygulaması ve tarafların ileri sürdüğü hukuki sebeplerle bağlı olmaması gerektiği, davacının 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olmadığından kıdem tazminatı talep edemeyeceği, ayrıca iş sözleşmesini kendisi feshettiği için haksız fesih tazminatına da hak kazanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Fark ikramiye alacağı talebi için dava şartı olan arabuluculuk faaliyetinin yerine getirilip getirilmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin 23. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi gözetilerek, fark ikramiye alacağı yönünden arabuluculuk yoluna başvurulmadığından davanın bu kısım yönünden usulden reddi gerekirken esasa girilerek kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, diğer yönlerden ise İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine ve mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemeleri kurulduktan sonra, daha önce Yargıtay'ca yargı yolu yönünden bozulan bir davanın, ilk derece mahkemesi tarafından verilen nihai kararına karşı yapılan temyiz başvurusunun hangi merci tarafından inceleneceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6217 sayılı Kanun ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemelerinin kurulmasıyla birlikte, Yargıtay'ın daha önce yargı yolu yönünden bozma kararı verdiği davalarda dahi, yeni verilen kararlara karşı öncelikle istinaf yoluna başvurulması gerektiği gözetilerek, dosyanın istinaf incelemesi için Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aile Sağlığı Merkezinde sözleşmeli hemşire olarak çalışan davacının, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret ve diğer alacaklarının ödenmesi talebiyle açtığı alacak davasının yargı yolunun caiz olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca açıktan atamayla sözleşmeli personel olarak çalıştığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın idari hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu nedenle uyuşmazlığın çözümünün idari yargı yerinin görev alanına girdiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ile direnme kararının bozulması üzerine davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hakka riayet edilip edilmediği, davacının kıdem tazminatı alacağının bulunup bulunmadığı ve yıllık izin ücreti alacağının doğru hesaplanıp hesaplanmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun direnme kararını bozması ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin ilk bozma kararında kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi nedeniyle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle mahkemenin kıdem tazminatına hükmetmesinin usuli kazanılmış hak ilkesine aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İş mahkemesi kararında hüküm altına alınan alacaklara uygulanan faiz, alacak miktarları ve dava ile ıslah tarihlerinin açıkça yazılmaması nedeniyle kararın düzeltilmesi gerekip gerekmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararının hüküm fıkrasında faiz, alacak miktarları ve dava/ıslah tarihlerinin belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açabilecek bir hata olmakla birlikte, yeniden yargılama gerektirmediği gözetilerek, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollaması ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Asıl ve birleşen davalarda süre ücreti alacakları için açılan davada, mahkemenin her iki dava için tek hüküm kurması ve faiz hesabında temerrüt tarihinin doğru uygulanmaması hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin her iki dava için ayrı ayrı hüküm kurması gerektiği ve alacağa uygulanan faizde asıl ve birleşen dava tarihlerinden önce oluşan temerrüt tarihinin gözetilmesi gerektiği, bu yanlışlıkların düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği gözetilerek, hükmün Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollaması ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İşe iade davasından önce, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu durumlarda, arabuluculuğa başvuruda her iki işverenin de taraf gösterilmesinin zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 20. maddesi ile 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin 15. fıkrasının lafzı ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin varlığı halinde işe iade talebiyle arabuluculuk başvurusunda bulunulması dava şartı olup, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için her iki işverenin de arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılması ve iradelerinin birbirine uygun olması gerektiği gözetilerek, sadece asıl işveren veya sadece alt işverene karşı arabuluculuk başvurusunda bulunulmasının dava şartını yerine getirmediği, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiği sonucuna varılarak uyuşmazlık giderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıların, işçilik alacakları davasında verilen kararın temyizi üzerine, bir davalı hakkında kesinlik sınırı, diğer davalı hakkında ise harçtan muafiyet itirazlarının değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Bir davalı yönünden hüküm altına alınan miktarın temyiz kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle temyiz isteminin reddine, diğer davalı yönünden ise 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesi gereğince davalının harçtan muaf olması gerektiği gözetilerek hükümde kısmi düzeltme yapılarak onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.