Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hukuka Aykırı Fiil”
- Uyuşmazlık: Sanığa atılı iftira suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı ve kolluk ifadesi sırasında yapılan yalan beyanın resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın hukuka aykırı fiil isnadını yetkili makamlara doğrudan yapmadığı, annesine bildirmesi ve ağabeyinin dolaylı olarak öğrenmesi sonucu başlatılan soruşturmada şikayetçi olmadığını belirttiği ifadesinin de soruşturma başlatılmasını sağlama amacına yönelik olmadığı değerlendirilerek iftira suçunun unsurlarının oluşmadığına, ayrıca kolluk ifadesinin içeriğinin tek başına ispat aracı olarak kullanılabilecek resmi belge niteliğinde olmadığı gözetilerek resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun da oluşmadığına karar verilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklar hakkında kurulan suç örgütü, cinsel suçlar ve diğer suçlara ilişkin mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme suçundan verilen cezanın 5 yılın altında olması nedeniyle temyiz incelemesinin mümkün olmadığı, bir kısım sanıklar hakkında verilen ek kararın usul ve yasaya uygun olduğu, sanık ...’ın örgüt lideri olarak tüm suçlardan, örgüt yöneticilerinin ise hiyerarşik olarak bağlı bulundukları örgüt üyelerinin suçlarından sorumlu tutulması gerektiği, cinsel suçlarda mağdurların rızasının hile ile alındığı, nitelikli hal ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının yerinde olduğu, müsadere kararlarının yasal dayanağının bulunduğu, diğer temyiz itirazlarının ise yerinde olmadığı gözetilerek, bir kısım hükümler bozulmuş, bir kısım temyiz talepleri reddedilerek diğer hükümler onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacıların, davalılardan birinin kendisini teğmen olarak tanıtıp silahlarını alıkoyması nedeniyle uğradıkları zarardan, diğer davalının (köy muhtarı) da sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı muhtarın, diğer davalının kendisini teğmen olarak tanıtması üzerine kamu görevlisine yardım amacıyla hareket ettiği, davacıların zarar görmesinde herhangi bir kastı veya ihmalinin bulunmadığı, bu nedenle haksız fiil sorumluluğunun unsurlarından olan kusur şartının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu'nun, davacının hak sahibi sıfatıyla yapmış olduğu askerlik borçlanması talebinin reddine ilişkin işleminde hizmet kusuru bulunup bulunmadığı ve bu işlem nedeniyle Kurumun haksız fiil sorumluluğunun doğup doğmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun’un Ek 9. maddesindeki “sigortalı olma” ifadesinin Kurum tarafından dar yorumlanması nedeniyle talebin reddedilmesinin hukuka aykırı olmadığı, Kurumun kusurlu sayılamayacağı ve davacının ilk başvurusunda tedbiren askerlik borçlanması işlemlerinin tamamlanmasını talep etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız el koyma nedeniyle araçlarda oluşan zararın tazmininde, araçların değer kaybının dikkate alınıp alınmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Haksız el koyma sebebiyle oluşan zararın, el koyma öncesi ve sonrası araç değerleri arasındaki farktan ibaret olduğu ve tazminatın bu gerçek zararı karşılaması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak zarar miktarının tespiti Özel Daireye bırakılmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından yapılan köprü inşası sonucu davacıya ait taşınmazda meydana gelen taban suyu yükselmesi nedeniyle oluşan değer kaybının mevcut zarar mı yoksa muhtemel zarar mı olduğu ve bu değer kaybının tazmin edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Haksız fiil sonucu oluşan ve taşınmazın kullanım şeklinin değişmesine bağlı olarak meydana gelen değer kaybının mevcut zarar niteliğinde olduğu ve tam tazmin ilkesi gereğince tazmin edilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak tazminat miktarına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıların kendi arazilerine döktürdükleri toprağın davacıların arazisine kayması sonucu oluşan zararın tespiti ve tazmin yükümlülüğünün kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı arazisinde oluşan zararın tespitinde taşınmazın arsa değil fındık bahçesi vasfında olduğu, coğrafi konum, toprak yapısı ve iklim özelliklerinin kaymada etkisi gibi hususların gözetilmemesi, ayrıca zarar miktarının taşınmazın rayiç değerini geçemeyeceğinin değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının eylemi (davacıyı bıçakla kovalaması) ile davacının merdivenden düşüp yaralanması arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı ve davalının tazminat sorumluluğunun doğup doğmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının eylemi ile davacının yaralanması arasında davalının tazminat sorumluluğunu doğuracak uygun illiyet bağının bulunmadığı, Borçlar Kanunu’nun 49. ve 56. maddelerinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, mağdurun doğum raporunu hastaneden alıp idari soruşturmada kullanması eyleminin, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma suçunu oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi ve yayılması suçunun unsurlarının oluştuğu, sanığın eyleminin haksızlık oluşturduğu hususunda kaçınılmaz bir hataya düştüğünün kabul edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkeme hükmünün ve Özel Daire kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın, katılanın fotoğrafını rızası dışında bir arkadaşlık sitesine koyması eyleminin kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma suçunu mu yoksa hakaret suçunu mu oluşturduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin, katılanın rızası olmadan fotoğrafını internetteki bir arkadaşlık sitesine koyması nedeniyle kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma suçunu oluşturduğu, ayrıca aynı zamanda katılanın onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olması nedeniyle alenen hakaret suçunu da oluşturduğu, bu nedenle hukuki anlamda tek fiil sayılması gereken bu eylem ile hem kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma suçu hem de alenen hakaret suçu oluştuğundan, TCK’nun 44. maddesindeki fikri içtima hükümleri uyarınca, oluşan suçlardan en ağır cezayı gerektiren kişisel verileri hukuka aykırı olarak yayma suçundan sanığa ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire çoğunluğunun bozma kararına yönelik Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın birden fazla kişiye yönelik rüşvet aldıkları iddiasıyla yaptığı telefon görüşmelerinin iftira suçunu oluşturup oluşturmadığı, eksik araştırma yapılıp yapılmadığı, zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, aralarında husumet bulunan kişiler hakkında gerçekte olmadığını bildiği halde rüşvet aldıkları iddiasını yetkililere iletmesi ve bu iddiaların soruşturma başlatılmasına sebep olması, iftira suçunun unsurlarını oluşturduğu, ayrıca birden fazla kişiye yönelik tek fiille işlenen suç bakımından zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının ve sanığın pişmanlık duyduğuna dair beyanı olmadığından etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.