Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kaçakçılık Suçları”
- Uyuşmazlık: Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan dava zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilen sanıklar hakkında, aynı örgütle bağlantılı olarak işlenen göçmen kaçakçılığı suçundan verilen hükümde, örgüt faaliyeti kapsamında işleme nedeniyle ceza artırımı yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Suç işlemek amacıyla örgüte üye olma suçu ile göçmen kaçakçılığı suçunun birbirinden bağımsız suçlar olduğu, dava zamanaşımının her bir suç için ayrı değerlendirilmesi gerektiği, bir suçtan düşme kararının diğer suçun nitelikli halini ortadan kaldırmayacağı, örgüt üyeliği suçundan dava zamanaşımı oluşması nedeniyle verilen düşme kararının, göçmen kaçakçılığı suçunun örgüt faaliyeti çerçevesinde işlendiğinin tespitine engel teşkil etmeyeceği ve bu nedenle ceza artırımı yapılabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sahte fatura kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine dair verilen hükmün, fatura asıllarına ulaşılamadığı gerekçesiyle bozulması üzerine, suça konu faturaların şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespiti için fatura asıllarının dosyada bulunmasının zorunlu olup olmadığı ve bulunmadığı takdirde diğer delillerle mahkumiyet kararı verilip verilemeyeceği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vergi Usul Kanunu'nun 227/3. maddesindeki şekil şartlarına ilişkin hükmün idari nitelikteki vergi cezaları için öngörüldüğü, ceza hukuku kapsamındaki sahte fatura kullanma suçunun ise vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetine ilişkin olup bu mahiyetin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, dolayısıyla fatura asıllarının dosyada bulunmasının zorunlu olmadığı ve diğer delillerle sanığın mahkumiyetine karar verilebileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı göçmen kaçakçılığı suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı, oluştuğu takdirde suçun TCK'nın 79/1-a mı yoksa 79/1-b maddesi kapsamında mı kaldığı, sanıkların suça iştirak şeklinin müşterek faillik mi yoksa yardım eden sıfatıyla mı olduğu ve sanık ...’ün Arapça yaptığı konuşmaların kimliği belirsiz polislerce tercüme edilmesinin hükme esas alınıp alınamayacağı hususlarında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'in göçmen kaçakçılığı organizasyonu kapsamında, göçmenlerin ülkede kalmalarına imkân sağlayarak TCK'nın 79/1-a maddesi kapsamında müşterek fail olarak suçu işlediği, sanık ...'ün ise Arapça konuşmalarının kimliği belirsiz polislerce tercüme edilmesinin eksik araştırma yarattığı gerekçesiyle, sanık ... hakkında mahkumiyet hükmü düzeltilerek onanmış, sanık ... hakkında ise bozma kararı verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların teşekkül halinde kaçakçılık suçundan mahkumiyetlerine ilişkin yerel mahkeme hükmünün, Anayasa'nın 141. ve CMK’nın 34, 230 ve 232. maddelerinde öngörülen şekilde yasal ve yeterli gerekçe içerip içermediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme hükmünde, somut olayın özel ve teknik bilgi gerektirmesine rağmen, farklı görüşler içeren bilirkişi raporlarına hangi gerekçelerle itibar edilmediğinin belirtilmemesi, eksik beyan edilen akaryakıt satışına ilişkin iddiaların yeterince karşılanmaması ve sanıkların eylemlerinin planlı bir ortaklık ve eylem birliği içerisinde işlenip işlenmediğinin incelenmeden teşekkülün varlığının kabul edilmesi nedeniyle, hükümde yasal ve yeterli gerekçe bulunmadığı gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin ferdi kaçakçılık mı yoksa toplu kaçakçılık suçunu mu oluşturduğu ve ferdi kaçakçılık suçunu oluşturması halinde dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık haricindeki diğer iki şahsın yakalanamaması ve sanık ile yakalanamayan şahıslar arasında önceden anlaşma veya menfaat birliği olduğuna dair delil bulunmaması, sanığın eyleminin ferdi kaçakçılık suçunu oluşturduğu ve bu suç bakımından dava zamanaşımının gerçekleştiği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın sahte fatura düzenleme ve kullanma eylemlerinden dolayı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesi gereğince ayrı ayrı cezalandırılmasının hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Vergi Usul Kanunu'nun 359/b maddesinde düzenlenen sahte belge düzenleme veya kullanma fiillerinin seçimlik hareketli suç teşkil etmesi ve sanığın her iki fiili de gerçekleştirmiş olsa dahi tek bir suçtan cezalandırılması gerektiği, ayrıca temel ceza belirlenirken TCK'nın 61. maddesi ile 7394 sayılı Kanun ile eklenen 9. fıkra uyarınca zincirleme suç hükümlerinin de değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kaçakçılık suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünde, 5607 sayılı Kanun'un 5/2. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması için eksik soruşturma yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında etkin pişmanlıktan yararlanmak için herhangi bir başvurusu olmadığı, Cumhuriyet savcısının sanığı etkin pişmanlık konusunda bilgilendirme yükümlülüğünün bulunmadığı ve etkin pişmanlığın uygulanmasının sanığın kendi inza ve iradesine bağlı olduğu gözetilerek, eksik soruşturma yapılmadığına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Teşekkül halinde kaçakçılık suçundan mahkum olan hükümlü hakkında, hükmün infazına başlanmadan önce yürürlüğe giren 4926 ve 5607 sayılı Kanunlardan hangisinin hükümlü lehine olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen hükümde sabit görülen teşekkül halinde kaçakçılık suçunun, sonradan yürürlüğe giren 4926 ve 5607 sayılı Kanunlar ile suç tarihindeki 1918 sayılı Kanun hükümlerine göre ayrı ayrı değerlendirilmesi ve sonuç ceza miktarlarının karşılaştırılması gerektiği, bu kapsamda "teşekkül" ve "örgüt" kavramlarının farklılığına ve somut olaydaki suçun örgüt kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine, 4926 sayılı Kanun'un diğer iki kanuna göre daha lehe hükümler içerdiğine göre, yerel mahkemenin 5607 sayılı Kanun'u lehe kabul ederek verdiği direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın kaçak sigaraları ticari amaçla bulundurma suçundan mahkumiyet hükmünün yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların yakalanış şekli, ele geçen sigara miktarı ve diğer sanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kaçak sigaraların bulunduğu çuvallardan haberdar olmadığına dair savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik olduğu ve sanığın kaçakçılık suçunu işlediğinin sabit olması gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş teşekkül halinde kaçakçılık suçundan mahkumiyet hükmünün infazına başlanmadan yürürlüğe giren 4926 ve 5607 sayılı Kanunlardan hangisinin hükümlü lehine olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen hükümde teşekkül halinde kaçakçılığın sabit olması ve teşekkül ile örgüt kavramlarının benzerliği gözetilerek 5607 sayılı Kanun'un 4/1. maddesinin uygulanması gerektiği, 4926 sayılı Kanun'un lehe olduğu gözetilmeden hüküm kurulmasının isabetsizliği nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın işyerinde ele geçirilen kaçak sigaraların ticari amaçla bulundurulup bulundurulmadığı ve suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına ilişkin yerel mahkemenin direnme kararının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın savunmasının aksine, ele geçirilen kaçak sigara miktarının ticari amaçla bulundurulduğuna delalet ettiği, yerel mahkemenin sanığın suç kastını ve ticari amacını reddeden savunmasını kabulünün isabetsiz olduğu, ayrıca suç tarihinden sonra 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda yapılan lehe değişikliklerin sanık lehine değerlendirilmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında göçmen kaçakçılığı suçundan verilen mahkûmiyet hükmünden sonra yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu ile Geçici Koruma Yönetmeliği’nin sanık lehine değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve sanığın haksızlık yanılgısı ile hareket edip etmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın Suriye'deki iç savaş ve bu kapsamda çıkarılan düzenlemeler nedeniyle ülkeye giriş yapan Suriye uyruklu kişilerin çalıştırılmasının suç teşkil ettiği konusunda kaçınılmaz bir hataya düştüğü gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.