Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kadastro Kanunu'nun 14. Maddesi”
- Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen 1. Derece Doğal Sit alanındaki taşınmazın, davacılar tarafından zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların aktif dava ehliyetinin tespiti, yasal ilanın yapılıp yapılmadığının denetimi, taşınmazın sit alanı statüsünün ve sınırlarının belirlenmesi, zilyetlik iddiasının dayanağı ve süresi, orman sınırları ile ilişkisi ve dere yatağı vasfında olup olmadığı gibi hususların yeterince araştırılmadan hüküm kurulması, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 11. maddesi, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi hükümleri gözetilmeden eksik incelemeyle hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıların mirasbırakanının dava konusu taşınmaz üzerinde 20 yıldan fazla süredir zilyetliğini sürdürüp sürdürmediği ve bu zilyetliğin tapu iptali ve tesciline hak kazandırıp kazandırmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hava fotoğrafları, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve mahalli keşif sonuçları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın davacıların mirasbırakanı tarafından kadastro tespit tarihinden önce 20 yıldan uzun süredir zilyetliğinde olduğu ve bu zilyetliğin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi şartlarını sağladığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu zilyetlikten edinilen taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki kuruda 100 dönüm sınırlamasını aşıp aşmadığı ve tapu iptal tescil davasında taraf sıfatının doğru tespit edilip edilmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptal ve tescil davalarının kayıt malikine karşı açılması gerektiği, aksi halde mülkiyet hakkına aykırılık oluşacağı ve davada karar verilecek hakkın ilgililerinin taraf sıfatıyla yer alması gerektiği ilkesinin zedeleneceği gözetilerek; taşınmazların aktif ve pasif tapu kayıtları incelenmeden, taraf sıfatı ve görev hususu değerlendirilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal ettiği iddia edilen taşınmazın Hazine adına tescilinin iptali ve mirasçılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın mera veya meradan açma olup olmadığı, zilyetliğin mahiyeti ve süresi, komşu parsellerin durumu ve kadastro kayıtları gibi hususlarda yeterli araştırma yapmadan ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca gerekli incelemeleri gerçekleştirmeden hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlikle kazanma şartlarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının iddia ettiği zilyetlik süresinin, yaşı ve babası ile birlikte sahip oldukları diğer taşınmazların toplam büyüklüğü dikkate alındığında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen zilyetlikle kazanma şartlarını sağlamadığı, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin yanılgılı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadim yol olduğu iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil davasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasına eklenen "iddia ve taşınmazın niteliğine" ibaresini ve geçici 10. maddeyi iptal etmesi ve yolların kamu malı sayılması nedeniyle, kadim yol iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davalarında on yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi dönemde gerçekleşen bağış iddiasına dayalı olarak tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, taşınmazın kendisine bağışlandığını ve 20 yıllık zilyetlik şartlarını sağladığını ispatlayamaması, Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi ve Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesi gereğince, tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesini gerektirmiştir ve bu nedenle, yerel mahkeme kararları onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı, davalı ... adına kayıtlı taşınmazların bir kısmının atalarından miras kaldığını ve uzun süredir zilyetliğinde olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmazlar üzerinde kadastro tespit tarihinden önce yirmi yıldan fazla süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğini koruduğunun anlaşılması ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 713/1. maddesi ile 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki koşulları sağladığı gözetilerek, davalı ... temsilcisinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların zilyetliğe dayalı olarak tescili davasında, davacı lehine hüküm verilmesine rağmen yargılama giderleri ve harçların davacıdan alınıp alınamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 713/1. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu, hava fotoğrafları ve bilirkişi raporlarıyla davacının 20 yıldan fazla süredir taşınmazları malik sıfatıyla kullandığının ispatlandığı ve davalının temyiz itirazlarında karar bozma nedeni oluşturacak bir husus bulunmadığı değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine tarafından açılan kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, dava konusu taşınmazın mera vasfında olup olmadığı ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilip yükletilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın mera niteliğinde olduğunun tespiti ve meraların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/A maddesi gereğince Hazine tarafından açılan davalarda davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinden hükmün bu yönde düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapulama harici bırakılan ve havza-i fahmiye sınırları içerisinde kalan taşınmazlar üzerinde davacının yirmi yıllık zilyetliği nedeniyle kazanılmış hak iddiasına dayanarak açılan tescil davasının kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki yirmi yıllık zilyetliğinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki kazandırıcı zamanaşımı koşullarını sağladığı ve Medeni Kanun'un 713. maddesi uyarınca açılan tescil davasında davanın kabulünde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi gereğince yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılmasına itiraz davası ile birlikte mülkiyet iddiasının da bulunup bulunmadığı ve buna göre Kadastro Mahkemesi'nin görevli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı Orman İdaresi'nin dava dilekçesindeki isteminin kadastro tespitine mi yoksa mülkiyete mi yahut her ikisine birden mi yönelik olduğunun anlaşılamaması ve her bir durum için farklı hukuki sonuçlar doğması gözetilerek, davacının isteminin açıklığa kavuşturulması ve buna göre ayrıca bir araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.