Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kamu Yararlı Bir İşte Çalıştırma”
- Uyuşmazlık: Başka bir suçtan hükümlü olan sanığa, önceki bir mala zarar verme suçu nedeniyle verilen ve kamuya yararlı işte çalıştırmaya çevrilen hapis cezasının, infaz edilememesi nedeniyle adli para cezasına çevrilmesinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın diğer suçtan dolayı cezaevinde bulunmasının kamuya yararlı işte çalıştırma tedbirinin infazını imkansız hale getirmediği, ceza zamanaşımının işlemeyeceği ve diğer cezasının infazından sonra kamuya yararlı işte çalıştırma tedbirinin infaz edilebileceği gözetilerek, itirazın reddine ilişkin mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında verilen hükümde, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında yapılan hesap hatasının düzeltilip düzeltilemeyeceği ve hükmün ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin kısmının uygulanabilirliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hesap hatası sonucu eksik belirlenen adli para cezasının, hükmün sadece sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi sebebiyle aleyhe değiştirme yasağı kapsamında olduğu ve düzeltilemeyeceği, ancak hüküm fıkrasında yer alan "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesi" ibaresinin, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun'un 106/3. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca kamuya yararlı işte çalıştırma seçeneğini göz ardı ettiği ve infazda tereddüt yaratabileceği gerekçesiyle hükmün bu kısmının bozulmasına, ilgili ibarenin çıkarılması suretiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık lehine yapılan temyiz sonucu bozulan hükümde kısa süreli hapis cezasına kamuya yararlı işte çalıştırma tedbirine çevrilmişken, bozma sonrası yapılan yargılamada sanığın bu tedbire rıza göstermemesi üzerine hapis cezası ile cezalandırılmasının aleyhe değiştirme yasağına aykırılık oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kısa süreli hapis cezalarına seçenek yaptırımların ceza yerine geçen güvenlik tedbiri niteliğinde olduğu ve sanık lehine yapılan temyiz sonucu verilen bozma kararından sonra sanığın durumu, temyizden önceki durumundan daha kötü olamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin hapis cezası vermesi suretiyle aleyhe değiştirme yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın taşıdığı strafor balyasının düşerek bir kişinin yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın eyleminin basit taksir mi yoksa bilinçli taksir mi olduğu ve adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceği hususunun sanığa ihtar edilip edilmeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, yük taşıma kurallarına aykırı davranarak strafor balyasının düşebileceğini öngörmesine rağmen gerekli tedbirleri almaması nedeniyle bilinçli taksirle hareket ettiği ve 6545 sayılı Kanun değişikliğiyle getirilen kamuya yararlı işte çalıştırma hükmünün, TCK'nın 52/4. maddesindeki adli para cezasının hapse çevrilmesi hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında, seçenek yaptırım öngörülen kasten yaralama suçunda, hapis cezası temel ceza olarak seçildikten sonra adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlara çevrilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince, kanunda açıkça yasaklanmayan hususlarda kıyas yoluyla yorum yapılamayacağı ve TCK'nın 58/3. maddesinde tekerrür halinde hapis cezasının temel ceza olarak seçilmesi gerektiği belirtilse de 50/1. maddede yer alan diğer seçenek yaptırımların uygulanmasının açıkça yasaklanmadığı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne ve Özel Daire bozma kararındaki ilgili bozma bendinin çıkarılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair kararın gerekçesinin yasal olup olmadığı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına engel teşkil eden sabıkanın denetim süresi içinde olup olmadığı, TCK’nun 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin ihtar edilip edilmeyeceği ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilip gösterilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı almasına rağmen denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair gerekçenin yasal ve yeterli olduğu, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde yapılan değişikliğin TCK'nın 52/4. maddesindeki ihtar yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı ve gün para cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında TCK 52/2 maddesinin hüküm fıkrasında gösterilmemesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6136 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmünde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve kısa süreli hapis cezasının ertelenmesi taleplerinin reddine ilişkin gerekçenin yeterliliği ile hükmün açıklanmasından sonra 6545 sayılı Kanun ile getirilen değişiklik nedeniyle adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin ihtarat hükmünün uygulanabilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında daha önce kasıtlı bir suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olması ve sanığın yeniden suç işlemeyeceği konusunda mahkemede olumlu kanaat oluşmaması gözetilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmaması ve cezanın ertelenmemesi yönündeki yerel mahkeme kararının onanmasına, 6545 sayılı Kanun ile 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde yapılan değişikliğin, adli para cezasının hapse çevrilmesine ilişkin ihtarat hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmediğinden bahisle hükmün bu kısmının da onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma talebi üzerine, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hapis cezası hükmünün bozulması durumunda, hükmün Yargıtay tarafından mı yoksa yerel mahkeme tarafından mı yeniden kurulacağı hususunda yaşanan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hapis cezasından yaş indirim yapılmaması ve kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmemesi hususlarının TCK'nın 31/2 ve 50/3. maddeleri uyarınca hükümlü lehine daha hafif bir ceza verilmesini gerektirmesi ve CMK 309/4-d maddesi uyarınca yargılamanın tekrarlanamaması gözetilerek, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilerek yeniden kurulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında seçenek yaptırım öngörülen kasten yaralama suçunda, hapis cezasının temel ceza olarak seçilmesinden sonra bu cezanın adli para cezası dışındaki seçenek yaptırımlara çevrilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun kapsamına giren suçlarla ilgili açılan davalarda kovuşturma aşamasında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesinin zorunlu olmaması, yargılama aşamasında davadan haberdar edilmesine rağmen duruşmalara katılmayan ... Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün kanun yolu muhakemesinde davaya katılma talebinde bulunamayacağı ve bu nedenle davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakkının bulunmadığı gözetilerek, ... Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın silahlı terör örgütü yöneticisi olma suçundan yargılandığı davada, Yargıtay 9. Ceza Dairesince verilen hükmün sanığa etkin savunma hakkı tanınıp tanınmadığı ve verilen cezanın miktarının isabetli olup olmadığına ilişkin temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın savunma hakkının kısıtlandığı, son sözünün sorulmadan hüküm verildiği ve sanığa atılı suçun örgüt üyeliği olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Yargıtay 3. Ceza Dairesinin sanığı silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkum eden hükmü, temel cezanın miktarının isabetsizliği nedeniyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Resmî kimliklerini gizleyerek soruşturma yapan adli kolluk görevlilerinin Cumhuriyet savcısı tarafından CMK’nın 160. maddesi ve devamı maddelerine uygun görevlendirilmesinin bulunup bulunmadığı ve bu görevlilerin elde ettiği delillerin hukuka uygunluğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Kolluk görevlilerinin CMK'nın 160. maddesi ve devamı maddeleri uyarınca Cumhuriyet savcısı tarafından yazılı veya sözlü bir görevlendirme olmaksızın ve hukuka aykırı arama ve el koyma işlemleriyle elde ettikleri delillerin hükme esas alınamayacağı, ayrıca kollukta tercüman olmadan alınan ve mahkemede doğrulanmayan ifadelerin de geçersiz olduğu gözetilerek, sanığın fuhuş suçundan mahkumiyetine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Elli yedi kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasında, havayolu şirketinin hissedarı, eğitim müdürü ve kiralayan havayolu şirketinin genel müdürü ile genel müdür yardımcısının taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan kusur ve sorumluluklarının bulunup bulunmadığı; uçakta görev yapan bir pilotun olaydan sonra verdiği ifadede yalan tanıklık suçunu işleyip işlemediği; Sivil Havacılık Genel Müdürü ve yardımcısının görevlerini kötüye kullanıp kullanmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: Havayolu şirketinin hissedarının şirketin tüm faaliyetleriyle bizzat ilgilenip karar alma mekanizmasına müdahale etmesi, uçaktaki hayati arızaları bildiği hâlde uçağın kiralanmasında belirleyici rol oynaması, kiralayan havayolu şirketinin genel müdürü ve genel müdür yardımcısının ise uçağın teknik durumunu kontrol etme yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle kazanın oluşumunda asli ve tali kusurlu oldukları; eğitim müdürünün pilotların eğitimlerinin eksik verilmesi nedeniyle kazada kusurlu olduğu; pilotun verdiği ifadenin teknik raporlarla çelişmesi ve gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu, Sivil Havacılık Genel Müdürü ve yardımcısının ise şirketin uçuş ruhsatını iptal etmeyerek görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle yerel mahkeme kararları kısmen onanmış, kısmen bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.