Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kanun Boşluğu”
- Uyuşmazlık: Yetki tespit başvuru tarihindeki üyelerinin dörtte üçünü kaybetmesi nedeniyle uygulamaya koyduğu grev mahkeme kararı ile sona erdirilen sendikanın yetki belgesinin geçersiz olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 75/6. maddesinde, yetki tespit başvuru tarihindeki üyelerinin dörtte üçünü kaybeden sendikanın uygulamaya koyduğu grevin sona erdirileceği düzenlenmiş, ancak sendikanın yetkisinin devam edip etmeyeceği konusunda bir hüküm bulunmadığından, kanundaki bu açık boşluğun, grevin uygulanamaz hale gelmesi durumunda yetkinin düşeceğini öngören diğer kanun hükümleriyle kıyas yoluyla doldurulması ve işçilerin sendikal hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla, uygulamaya koyduğu grev mahkeme kararı ile sona erdirilen sendikanın yetki belgesinin de geçersiz olduğuna karar verilmesi gerektiği gözetilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Gemi adamı olarak çalışan davacının fazla çalışma ücretinin %25 zamlı mı yoksa %50 zamlı mı ödenmesi gerektiği.
Gerekçe ve Sonuç: Deniz İş Kanunu'nun 28. maddesinde fazla çalışma ücretinin %25 zamlı ödeneceği açıkça düzenlendiği, özel kanun olan Deniz İş Kanunu'nda boşluk bulunmadığı ve genel kanun olan Türk Borçlar Kanunu'nun 402. maddesinin gemi adamlarına ilişkin açık bir düzenleme içermediği, Deniz İş Kanunu'nun 48. maddesinin ise daha sonraki genel kanunlar için saklı hak teşkil etmediği gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sigortalı eşini ağır tahrik altında öldüren davacıya ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin hükümlerinde, eşini öldüren kişiye aylık bağlanmasını engelleyen açık bir düzenleme olmamasına rağmen, Medeni Kanun'daki mirastan yoksunluk hükümleri ve “hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” ilkesi gözetilerek, davacıya ölüm aylığı bağlanamayacağına ve direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından kanun hükmü gereği yapılan davadan feragat üzerine davalı lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 5510 sayılı Kanun'un geçici 90. maddesi gereği davadan feragat etmek zorunda olması ve bu nedenle 6100 sayılı HMK'nın 312. maddesinin amaca uygun sınırlandırma yöntemiyle davaya uygulanmaması gerektiği, örtülü kanun boşluğu bulunduğu ve negatif eşitlik ilkesi gereği davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca düzenlenen ödeme emrine karşı açılan menfi tespit davasında, idari yargıda açılan davanın görevsizlik kararı ile sonuçlanmasının ardından adli yargıda açılan davanın hak düşürücü süreye tabi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü olduğu, bu sürenin dışında menfi tespit davası açılamayacağı, ancak idari yargıda açılan davanın görevsizlik nedeniyle reddine dair kararın kesinleşmesinden sonra 10 gün içinde adli yargıda açılan davanın, hatalı yargı yolunda açılan davanın devamı niteliğinde kabul edileceği ve hak düşürücü sürenin korunacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Davacının kanun hükmü gereği feragat ettiği davada, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın feragat halinde yargılama giderlerinin davacıya yükletileceğine ilişkin 312. maddesinin lafzı ile hareket edilerek, kanun hükmü gereği yapılan feragatlerde de uygulanmasının negatif eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve kanunun amacıyla uyuşmayacağı, bu durumda kanunda örtülü boşluk bulunduğu, davacının kanunun emredici hükmü gereği davasından feragat etmiş olması sebebiyle anılan maddenin amaca uygun sınırlandırma yöntemi ile olaya uygulanmaması gerektiği ve bu nedenle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararındaki vekalet ücretine hükmedilen kısımlar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı üniversitenin, davalı Kurum tarafından yapılan kesintilerden kaynaklanan faiz alacağına ilişkin davasından kanun gereği feragat etmesi nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kanunun emredici hükmü gereği davasından feragat etmiş olması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 312. maddesinin birinci fıkrasının amaca uygun sınırlandırma yöntemiyle uygulanmaması ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın köy boşluğu vasfında olup olmadığı ve köy tüzel kişiliğinin dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın niteliğinin tespiti için gerekli araştırma ve incelemenin yapılmadan, taşınmazın köy boşluğu olup olmadığı ve davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususlarında eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu prim borcu nedeniyle düzenlenen ödeme emrine karşı açılan iptal davasının, hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı ve idari yargıda açılan davanın hak düşürücü süreye etkisinin ne olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine itiraz için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü olduğu, ödeme emrinin iptaline yönelik davanın da bu süreye tabi menfi tespit niteliğinde olduğu ve idari yargıda açılan davanın HUMK'da düzenleme olmamasına rağmen kıyasen HUMK 193. maddedeki 10 günlük süreye göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.