Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kefalet Sorumluluğu”
- Uyuşmazlık: Davalı kefilin, kredi geri ödeme kefalet sözleşmeleri kapsamında, borçlu şirkete kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredilerden kaynaklanan borçlardan sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefilin, nakdi kredi için kefalet sözleşmesinde belirtilen miktar kadar sorumluluğu bulunduğu, ödemeyi gerçekleştirdiği için bakiye borçtan sorumlu olmadığı, gayri nakdi kredi için ise, kefalet sözleşmesinin dayanağı olan protokol hükümleri ve dürüstlük kuralı gözetilerek, teminat mektubu şeklindeki kredi kullandırımının kefalet kapsamında olduğu ve davalının sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışında doktora yapmak üzere gönderilen bir araştırma görevlisinin eğitimini tamamlayamaması üzerine mecburi hizmet borcu ve kefalet senetlerinden kaynaklanan alacak davasında, kefilin sorumluluğunun kapsamı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet senetlerinde kefilin sorumlu olduğu miktarın açıkça belirtilmiş olması ve kefaletin bu miktarla sınırlı olması hukuki ilkesi gözetilerek, yerel mahkemenin kefilin sorumluluğunu kefalet senetlerinde belirtilen miktarın üzerinde kabul eden kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen "kefalet sözleşmesi" başlıklı belgenin hukuki niteliğinin kefalet mi yoksa garanti sözleşmesi mi olduğu ve buna bağlı olarak davalının davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin başlığı "Kefalet Sözleşmesi" olsa da, içeriği incelendiğinde davalının borçlu şirketin akaryakıt borçlarını ödememesi halinde sorumluluk altına girdiği, bu yükümlülüğün asıl borca bağlı olduğu, davalının borçlu şirketin şahsına yönelik bir teminat verdiği, ayrıca kefalet sözleşmesi için öngörülen şekil şartlarından olan kefilin sorumlu olduğu miktarın belirtilmemiş olması gözetilerek, sözleşmenin geçersiz bir kefalet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi ve davalının sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacıların kefalet sorumluluklarının kapsamı ve sona erip ermediği ile alacaklı bankanın talep ettiği miktarın davalı kefillerden tahsil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefillerin, 06.01.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında 14.11.2006 tarihli 300.000 TL'lik teminat mektubu için kefil oldukları, bu mektubun birleşen dava tarihinden önce tazmin edildiği ve davalıların daha sonraki kredi kullanımları için kefalet sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefalet senedindeki miktarın sonradan değiştirilip değiştirilmediği ve kefilin sorumluluk sınırının belirlenip belirlenmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet senedindeki miktarın sonradan farklı bir kalemle yazıldığı iddiası ve kefilin sorumluluk sınırının belirlenmesinin kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartı olduğu gözetilerek, eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından, icra takibine konu kredi borcuna ilişkin kefalet sorumluluğunun kapsamı ve faiz oranının tespiti noktasında itiraz edilmesi üzerine, itirazın iptali davasının açılması.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının kefalet sorumluluğunun kapsamının genel kredi sözleşmesi ve ek kart sözleşmeleriyle belirlendiği, davalı tarafından imzalanan sözleşmelerde kefalet sorumluluğunun açıkça yer aldığı, faiz oranının ise taraflar arasındaki sözleşme serbestisi ilkesi gözetilerek belirlendiği ve bilirkişi raporunun da bu hususları desteklediği değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefilin, asıl borçlunun birden fazla kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı ve mahkemece banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp yaptırılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin türü, borçlunun kullandığı kredilerin hangi sözleşmeyle ilişkili olduğu ve kefilin sorumlu olduğu miktar gibi özel ve teknik bilgi gerektiren hususların tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle de mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, asıl borçludan önce yaptığı taşınmaz satışının İİK m. 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin sorumluluğunun kefalet tarihinden itibaren başladığı ve kefaletten önceki tasarrufların İİK 277 ve devamı maddeleri kapsamında iptal edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu bağımsız bölümün teslim edilmemesi sebebiyle alıcının, satıcıdan taşınmazın rayiç bedelini talep etmesi ve davalı şirket ortaklarından birinin kefalet sorumluluğunun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmeye konu dairenin üçüncü kişiye devredilmesi nedeniyle ifanın imkânsız hale geldiği, alıcının ifa imkansızlığı tarihi itibariyle taşınmazın rayiç bedelini talep edebileceği, şirket ortağının ise kefalet sorumluluğunu doğuracak bir hukuki işlem yapmadığı gözetilerek, davalı şirket hakkında verilen kısmi kabul kararının onanmasına, kefalet iddiasının reddine ilişkin kararın ise düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefalet sözleşmesinin geçerliliği ve kefilin sorumluluğunun kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 484. maddesinde öngörülen şekil şartlarına uygun olarak düzenlenmediği, kefalet miktarının ve kredi limitinin sonradan doldurulduğu, dolayısıyla kefilin sorumlu tutulamayacağı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin kefilin sorumluluğunu kaldıran kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine kefiller tarafından yapılan itirazın iptali talebinin, kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde öngörülen şekil şartlarına, özellikle kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihinin kefil tarafından el yazısıyla belirtilmesi şartına uyulmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davalı kefillerin takip borcundan sorumlu olmadığı yönündeki direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.