Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kefalet Sorumluluğunun Sona Ermesi”
- Uyuşmazlık: Davacıların kefalet sorumluluklarının kapsamı ve sona erip ermediği ile alacaklı bankanın talep ettiği miktarın davalı kefillerden tahsil edilip edilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kefillerin, 06.01.2006 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında 14.11.2006 tarihli 300.000 TL'lik teminat mektubu için kefil oldukları, bu mektubun birleşen dava tarihinden önce tazmin edildiği ve davalıların daha sonraki kredi kullanımları için kefalet sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılara ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin, dava dışı bir kişinin üçüncü kişilerden aldığı ve davacıların kefil olduğu kredilerden dolayı da teminat teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: İpotek senedindeki genel şartlara rağmen, davacıların tapu siciline geçirdiği özel şarta göre ipoteğin sadece dava dışı kişinin kendi kullanacağı krediler için verildiğinin açıkça belirtilmiş olması ve davacıların tüketici sıfatıyla hareket etmesi gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kredi kartı sözleşmesine eklenen bir teminat beyanının kefalet mi yoksa garanti sözleşmesi mi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Teminat beyanında kullanılan "garanti" ifadesine rağmen, beyanın kredi kartı sözleşmesine doğrudan bağlı olması, teminat verenin asıl borçlunun sorumluluğunu üstlenmesi, bağımsız bir borç yüklenilmemiş olması ve teminat verenin menfaatinin bulunmaması gibi hususlar, kefalet sözleşmesi unsurlarını oluşturduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı şirket ortağının, ortaklıktan ayrılmadan önce kefil sıfatıyla ödediği şirket borcunu, hisse devrine ilişkin protokol hükümleri de gözetilerek, asıl borçlu şirketten talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, şirket ortaklığından ayrılmış olsa dahi kefaleten ödediği borcu, hisse devri protokolünde aksine bir hüküm bulunmadığı ve kefilin BK m. 496 hükmü gereği alacaklının haklarına halef olarak rücu hakkına sahip olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı kefil tarafından kredi veren bankaya ödenen ve davacı ile davalılardan biri arasında düzenlenen sözleşme kapsamında ödenen tutarın, davalı şirketten rücuen tahsil edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin borcu ödediği takdirde diğer borçlunun da borcunun sona ereceği ve mükerrer tahsilatın mümkün olmayacağı, bu nedenle davalının ödeme savunmasının araştırılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Konut kredisinin teminatı olarak verilen ipoteğin, borcun ödenmesine rağmen fekki için açılan dava.
Gerekçe ve Sonuç: İpoteğin verildiği alacağın sona ermesi ve davacının taşınmaz maliki olması sebebiyle, 4721 sayılı TMK'nın 883/1. maddesi gereğince davacının ipoteğin fekkini isteyebileceği ve bankanın da bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Geçerli bir arsa satış sözleşmesinin ifasının belediye tarafından imar değişikliğine gidilmesi sebebiyle imkânsız hale gelmesi üzerine açılan rayiç bedel davasında, davacıya daha önce yaptığı ödemenin iade edilmesinin borcu sona erdirip erdirmediği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, belediyenin ihtar yazısı üzerine daha önce ödediği bedelin güncellenmiş halini talep etmesi ve bu tutarı herhangi bir ihtirazi kayıt koymadan alması, ödenen miktar ile gerçek zarar arasında açık bir orantısızlık bulunması ve davacının ibra iradesinin de bulunmaması gözetilerek, yapılan ödemenin borcu sona erdirmediği, davalının arsanın ifa imkansızlığı anındaki rayiç bedelinden sorumlu olduğu gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan 03.01.2012 tarihli sözleşmenin borcun yenilenmesi niteliğinde olup olmadığı ve davalı şirketin tahsil ettiği servis ücretlerinden hizmet verilmeyen günlere tekabül eden kısmını davacıya ödeyip ödememesi gerektiği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 03.01.2012 tarihli sözleşmenin, 15.06.2011 tarihli sözleşmeden kaynaklanan borcun yenilenmesi niteliğinde olduğu ve davalının taşıma hizmeti vermediği günler için tahsil ettiği servis ücretlerinin tespiti yapılarak, teminat mektubunun nakde çevrildiği ve teminat çekinin ödendiği de gözetilerek birleşen davaların yeniden değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin davalı şirkete verdiği çeklerin bedelsiz olduğu ve davalı şirketlerin kötü niyetli olarak hareket ettiği iddiasıyla açılan menfi tespit ve istirdat davasında, davalı şirketler arasındaki organik bağın bulunup bulunmadığı ve borcun yenilenip yenilenmediği hususunda yerel mahkeme kararına karşı Özel Daire bozma ilamına direnilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulunca verilen kararın incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketler arasında güçlü bir organik bağın bulunduğu, davalı ... Tekstil'in çeklerin bedelsiz olduğunu bilerek davacı şirketin zararına hareket ettiği, 18.01.2012 tarihli protokollerin borcun yenilenmesi değil vadeye yayılması niteliğinde olduğu ve davacı tarafın bedelsizlik def'isini hamil ... Tekstil'e karşı da ileri sürebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmış ancak hükmedilen miktar yönünden inceleme yapılmadığından bu hususun incelenmesi için dosya Yargıtay'a gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, kefil olduğu şahsın üçüncü kişiye kefil olması sebebiyle oluşan borçtan dolayı, verdiği ipotek nedeniyle sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ipotek sözleşmesinde, kefil olduğu şahsın diğer kişilere vereceği kefaletlerden doğan borçları da kapsayacak şekilde üst sınır ipoteği verdiği, tek taraflı irade beyanıyla ipotekten dönemeyeceği ve kefaletin sona ermesinin ipotek borcuna etki etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibine yapılan itirazın iptali davasında, icra inkar tazminatı oranının %20 olarak belirlenmesine karşı yapılan temyiz başvurusu.
Gerekçe ve Sonuç: 6352 sayılı Kanun'un geçici 10. maddesi gereğince, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemlerinde değişiklik öncesi hükümlerin uygulanmaya devam edeceği gözetilerek, icra inkar tazminatı oranının %40 olarak düzeltilmesi suretiyle mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.