Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Resen Gözetim”
- Uyuşmazlık: Boşanma davasında, istinaf eden davalının istinaf dilekçesinde ileri sürmediği bir hususa dayanarak Bölge Adliye Mahkemesi'nin boşanma kararını bozmasının doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, istinaf dilekçesinde belirtilmeyen ve kamu düzenine aykırılık teşkil etmeyen "davacı tarafından dava dilekçesinde delil bildirilmemesi" hususunu resen gözeterek boşanma kararını bozması, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesine aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle açılan bedel iadesi davasında, davalı tarafından süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığına dair savunma yapılmaması halinde, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığının mahkemece re’sen gözetilip gözetilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da öngörülen ayıp ihbarı, bildirim yükümlülüğüne uyulmadığının davalı satıcı tarafından ileri sürülmesi gereken bir tasavvur açıklaması niteliğinde olduğundan ve davalı tarafından bu yönde bir savunma yapılmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından temyiz aşamasında sunulan ibranamenin, davacı işçinin işçilik alacakları davasında dikkate alınıp alınmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Temyiz aşamasında dahi olsa, borcu ortadan kaldıran ibraname gibi bir belgenin, davanın esasını etkilemesi ve HUMK'nun 188. maddesi uyarınca dava şartlarının re'sen gözetilmesi gerekliliği değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, aile sağlığı merkezinde sözleşmeli hemşire olarak çalışırken sendikaya üye olması nedeniyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının davalıdan tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun 3. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca açıktan atamayla sözleşmeli personel olarak çalıştığı, işçi statüsünde olmadığı ve taraflar arasındaki ilişkinin idari sözleşmeye dayalı olduğu gözetilerek, uyuşmazlığın adli yargı yerinde değil idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden davanın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aile Sağlığı Merkezinde sözleşmeli hemşire olarak çalışan davacının, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücret ve diğer alacaklarının ödenmesi talebiyle açtığı alacak davasının yargı yolunun caiz olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca açıktan atamayla sözleşmeli personel olarak çalıştığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın idari hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu nedenle uyuşmazlığın çözümünün idari yargı yerinin görev alanına girdiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, aile sağlığı merkezinde sözleşmeli sağlık memuru olarak çalıştığı dönemde, işçi statüsünde olup olmadığı ve toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağına ilişkin alacak davasında iş mahkemesinde yargı yolunun caiz olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca aile sağlığı merkezlerinde sözleşmeli sağlık personeli olarak çalışanların işçi statüsünde olmadığı, idari hizmet sözleşmesi ile çalıştıkları, dolayısıyla aralarındaki uyuşmazlıkların iş mahkemelerinin görev alanına girmediği ve uyuşmazlığın çözüm merciinin idari yargı olduğu gözetilerek, iş mahkemesinin esasa girerek verdiği karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dışişleri Bakanlığı Strazburg Daimi Temsilciliğinde aşçı olarak çalışan davacının ücret alacağı davasında, iş mahkemesinin görevli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli personel statüsünde çalıştığı, taraflar arasındaki sözleşmenin idari hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bu tür sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklara idari yargının baktığı gözetilerek, iş mahkemesinin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Belediye ile Hazine Müsteşarlığı arasında imzalanan borç yapılandırma protokolünün uyarlanması talebi üzerine görevli mahkemenin adli yargı mı yoksa idari yargı mı olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Borç yapılandırma protokolünün dayanağı olan 4749 sayılı Kanun ve protokol hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, protokolde idareye üstünlük ve kamu gücüne dayalı yetkiler tanındığı, dolayısıyla sözleşmenin idari sözleşme niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Dışişleri Bakanlığı'na bağlı Devlet Konukevi'nde sözleşmeli personel olarak çalışan davacının iş kazası nedeniyle açtığı maddi ve manevi tazminat davasında, iş mahkemesinin görevli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı idare arasında akdedilen sözleşmenin idari hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğu, taraflar arasında özel hukuku aşan hükümler içerdiği, konusunun kamu hizmeti olması ve benzer uyuşmazlıklarda Danıştay'ın da idari yargının görevli olduğunu kabul etmesi gözetilerek, iş mahkemesinin görevsizliğine ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.